_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
GİDECEK BAŞKA KAPI YOK!
Müridin biri, gün gelmiş, intisap ettiği şeyhin, gerçekten de hak bir şeyh olup olmadığından kuşkuya düşmüş. Uzun bir müddet tereddütler geçirdikten sonra, istihareye yatıp şeyhinin hak olup olmadığını -düşünde vaki olacak bir işaret aracılığıyla- anlamak istemiş.
Hemen o gece istihareye yatmış. Rüyasında bir de ne görsün, şeyh efendi, cehennemin ortasında, alevler içinde, hem de cayır cayır yanmakta.
"Eyvah!" diye inlemiş; "güya bu şeyh bana cennete gidecek yolu gösterecek idi; göstermek ne kelime bizatihi götürecek idi. Oysa kendisi ateşler içerisinde yanıyor."
Uzun uzun düşündükten sonra, en nihayet "kendisine yararı olmayanın bana da yararı olmaz" deyip şeyhin yanına gitmeye ve kendisinden izin isteyip dergahtan ayrılmaya karar vermiş.
Ertesi gün mahzun bir halde tekkeye gitmiş. Şeyh Efendiyi avluda yalınız başına gezinirken görmüş. Yanına yaklaşınca Şeyh Efendi, bakmış, müridin yüzünden düşen bin parça. Tabii hemen anlayıvermiş neler olduğunu. Tebessüm edip "Ne o?" demiş, "yoksa sende mi O rüyayı gördün?"
Mürid, mahcup mahcup, 'Evet' manasında başını sallayınca, Şeyh Efendi şöyle buyurmuş:
"Evladım! Ben de yıllardır düşlerimde kendimi o halde görüyorum. Lakin, bugüne deyin yaptıklarımı yapmaya devam etmekten gayri yapabileceğim hiçbir şey yok! (x)
İnsan ve Sembolleri - Arketipler
_Rüyanızda şeytanla mücadele ettiğinizi gördüğünüzde fark edeceksinizdir ki mücadele ettiğiniz yalnızca kendinizdir. Düşünü gördüğümüz kimse, İçimizdeki diğer yandır. Tanrım şükürler olsun ki beni böyle yaratmamışsın. Düş, düşü gören kişiye değil, bir topluluğa, halka, insanların tümüne aittir. Gelecekteki kişiliğimiz çok önceden oradadır ama
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir.
_Vücudun merkezi de başta
Ârifin riyası müridin ihlasından iyidir...
Sayfa 380 - AhıskaKitabı okudu
“Kendisine, kendisinin Tanrı olacağı bir dünya inşa etmek — Faustçu mucidin rüyası buydu…”
Sayfa 53 - heideggerim de heideggerimKitabı okudu
Belki alemin hallerinin tümü rüyadır. Tabiri öbür alemde belli olur. Nitekim at üzerinde bir süvari görürsün, muradına nail olursun. At ile muradın ne ilgisi vardır? Eğer rüyada sana temiz para verdiklerini gürür isen bu, bir alim den güzel ve doğru sözler dinleyeceğine işarettir. Para söze benzer mi? Eğer seni darağacına astıklarını görürsen, bir taifeye reis olursun. Darağacı, riyaset ve sevince nasıl benzer? Dünyanın halleri böyle dediğimiz gibi hep rüyadır. "Dünya uyuyan kimsenin rüyası gibidir." Bunların tabirleri de başka türlü olur, bu aleme benzemez. Onu ilahi rüya tabircisi yorumlar; zira onun için her şey apaçıktır
Çoğunlukla gündüz meşgul olduğunu rüyada gördüğünü anlatmak üzere deriz ki;
Şeyh Ebû Ali el-Farmedi: "Mürîdin, şeyhine karşı dili ile saygılı olması gerektiği gibi, söylediğini içinden de reddetme melidir." dedi ve devamla: "Hattâ ben, şeyhim Ebü'l-Kasım el Kirmânî'ye bir rüyâmı anlattım ve ona: "Senin bana rüyamda Şöyle böyle dediğini gördüm ve niçin böyle yaptığını sorduğu mu söyledim." Şeyhim bunun üzerine bir ay benimle konuşma di ve: "Eğer içinde benim söylediklerimi reddetmek duygusu ve cevap almak arzusu olmasa, rüyânda bana bunu bu şekilde soramazdın" dedi. Hakikaten bu, böyledir.
Çünkü çoğunlukla insan gündüz kalbinden geçirdiğini gece rüyasında görür. Bunun aksini çok az görür. Muâmele bölümünde hâtimenin esrånından bu kadarını anlatmak kâfidir. Bundan fazlası mükâşefe ilmine aittir.
Sayfa 545Kitabı okudu
Tecellînin hangi yoldan geleceği belli olmaz. Mürşidin dışında rüyâyı saliha ve ilhamlar olabilir. Kendi cehdiyle mertebe kazanan kimsenin basîretindeki cilâ, gözü açık âmâlara bile ışık verir.
Raci'nin sahra âleminden başlayarak başından geçen ve Aynalı Baba'nın ayaklarına kapanmasıyla neticelenen olayların iç yapısı ve birbirleriyle olan münasebeti bazı sonuçları ortaya çıkarmaktadır. Raci, hep dikkatini çeken, fakat kapısı kapalı olduğu için giremediği mezarlığın kapısını, sahra âleminden döndükten sonra açık bulur. Daha
“Cupid’in çiçeğinden üstündür Diana’nın goncası”
Sayfa 68Kitabı okudu
Müridin biri, gün gelmiş, intisab ettiği şeyhin, gerçekten de hak bir şeyh olup olmadığından kuşkuya düşmüş. Uzun bir müddet tereddütler geçirdikten sonra, istihareye yatıp şeyhinin hak olup olmadığını -düşünde vâki olacak bir işaret aracılığıyla- anlamak istemiş.
Hemen o gece istihareye yatmış. Rüyasında bir de ne görsün, şeyh efendi, cehennemin ortasında, alevler içinde, hem de cayır cayır yanmakta. “Eyvah!” diye inlemiş; “güya bu şeyh bana cennete gidecek yolu gösterecek idi; göstermek ne kelime bizatihi götürecek idi. Oysa kendisi ateşler içerisinde yanıyor.”
Uzun uzun düşündükten sonra, en nihayet, “kendisine yararı olmayanın bana da yararı olmaz” deyip şeyhin yanına gitmeye ve kendisinden izin isteyip dergâhtan ayrılmaya karar vermiş.
Ertesi gün mahzun bir hâlde tekkeye gitmiş. Şeyh efendiyi avluda yalınız başına gezinirken görmüş. Yanına yaklaşınca, şeyh efendi, bakmış, müridin yüzünden düşen bin parça. Tabii hemen anlayıvermiş neler olduğunu.
Tebessüm edip “Ne o?” demiş, “yoksa sen de mi o rüyayı gördün?”
Mürid, mahçup mahçup, ‘evet’ mânâsında başını sallayınca, şeyh efendi şöyle buyurmuş:
-“Evlâdım! Ben de yıllardır düşlerimde kendimi o hâlde görüyorum. Lâkin, bugüne değin yaptıklarımı yapmaya devam etmekten gayrı yapabileceğim hiçbir şey yok!”
Kapı YayınlarıKitabı okuyacak
Rüya Tabiri Üzerine
Ebu Yezid el Bestami Hazretleri "Bin tane müridim aynı rüyayı görse hepsini farklı tabir ederim" demiştir.
Sayfa 457Kitabı okudu
