Aradan günler geçti, Mustafa Kemal arkadaşlarını birer birer, ülke için en iyi yönetim şeklinin cumhuriyet olduğuna ikna etti. Evet hâlâ aynı fikirde olmayanlar vardı ama çoğunluk artık tamamıyla Mustafa Kemal'i destekliyordu. Hatta bazı din alimleri, cumhuriyetin İslamiyet'e çok uygun bir yönetim şekli olduğunu söylüyor, din ve devlet işlerini ayırmak gerektiği konusunda Mustafa Kemal'in yanında olduklarını gösteren duyurular yapıyorlardı.
Sayfa 132 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Cumhuriyetçi ve yenilikçi olduklarını zannettirmek isteyenlerin, yine bu bayrakla ortaya atılmaları dinî bağnazlığı coşturarak, Milleti, Cumhuriyet'e, ilerlemeye ve yenileşmeye karşı kışkırtmak değil miydi? Yeni Parti, dinî düşünce ve inançlara saygı perdesi altında: "Biz Hilafet'i yeniden isteriz; biz yeni kanunlar istemeyiz; bize Mecelle yeterlidir, medreseler, tekkeler, cahil softalar, şeyhler, müritler biz sizi koruyacağız; bizimle birlikte olunuz! Çünkü Mustafa Kemal'in partisi Hilafet'i kaldırdı. İslâmiyet'e zarar veriyor; sizi gâvur yapacak, size şapka giydirecektir." diye bağırmıyor muydu? Yeni partinin kullandığı slogan, bu gerici haykırışlarla dolu değil miydi?
Sayfa 583 - Maviçatı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün okumuş olduğu bazı tarih kitapları;
Hunların Türklerin Moğolların ve Sair Diğer Tatarların Tarih-i Umumisi (Deguignes), Türk Tarihi (Rıza Nur), Osmanlı Tarihi (Necip Asım- Mehmet Arif ), Yeniçağdan Günümüze Türkiye Tarihi (Ahmet Hamit- Mustafa Muhsin), Van Tarihi, Antalya Livası Tarihi (S. Fikri Erten), Türk Medeniyeti Tarihi (Ziya Gökalp), Osmanlı Tarihi (Ahmet Rasim), Tarih-i
Sayfa 465Kitabı okudu
Toplantıların ikinci günü olan 5 Eylül'de, Mustafa Kemal, katılan delegelerden bir yemin etmelerini istedi: "Makam-ı celil-i hilafet ve saltanata, İslamiyet'e, devlete, millete ve memlekete manen ve maddeten hizmetten başka bir gaye ve emelimiz olmadığına binaen kongrenin müzakeresi devamı müddetince ihtirasat-ı şahsiye ve siyasiyeden ve fırkacılık amalinden münezzeh bir azim ve iman ile çalışacağıma ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ihyasına çalışmayacağıma namusum ve bilcümle mukaddesatım namına vallah, billah." Enver ve Talat'ın savaşın sonunda yurtdışına kaçmalarından evvel kurdukları gizli Karakol Cemiyeti'nin reisi Kara Vasıf da kongreye katılanlar arasındaydı. Mustafa Kemal, Karakol da dahil, eski İttihatçıların artık kendisine bağlılık göstermesini bekliyordu. İstiklal Harbi'nin başından, 4 Ağustos 1922'deki ölümüne dek, Enver uzak, fakat potansiyel bir rakip olarak varlığını koruyacaktı.
Sayfa 113 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Yeni fırka dini fikirlere ve inançlara hürmetkârlık perdesi altında "Biz hilafeti tekrar isteriz. Biz yeni kanunlar istemeyiz. Bizce Mecelle kâfidir. Medreseler, tekkeler, cahil softalar, şeyhler, müritler, biz sizi himaye edeceğiz; bizimle beraber olunuz. Çünkü Mustafa Kemal'in fırkası hilafeti lağvetti. İslamiyete zarar veriyor. Sizi gâvur yapacak, size şapka giydirecektir" diye bağırmıyor muydu! 15-20 Ekim 1927 (Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, s.661-663)
hilafetçilerin latife hanımın fotoğrafı temelli yaptığı propaganda
Anadolu Osmanlı İhtilal Komitesi adlı gizli bir örgüt, Latife Hanım’ın, o günün koşullarına uygun ve örtülü olarak çekilen bir fotoğrafının gazetelerde basılması üzerine, halka dağıttığı bildiride şunları yazmıştı: “Ey Müslüman Kardeş! Ey mutsuz millet! Sen kanınla, canınla, malınla çalışarak verdiğin kurbanlara karşılık, elhamdülillah Anadolunu kurtardın. Fakat padişahımızın makamını bin oyun ve hileyle, zorla ele geçiren ve yüksek hilafet makamına gavurca tekmeler atan Mustafa Kemal’i gör. Hele gazetelerde resimleri basılan şu zavallı karısını, dikkat gözüyle gör. İslamiyet ve milliyet adına utancından yerlere geç ve geçtikçe geç. Senin saf ve temiz ocağına, namus yuvana sokulan cinayetleri, alçaklıkları gör! Yarın senin karı ve kızının bu duruma getirileceğini, ırz ve namusundan herkesin yararlanacağını düşün, vicdanına kulak ver. Dininin, namusunun, ne seviyede bir devlet başkanının elinde oyuncak olduğunu anla. Ey din kardeşim!'' Fazla söze gerek yok. Din ve ırk ocağımızın en mahrem yerlerine kadar uzanan bu eli bugün kırmazsan; dinine, Kuranına, ırz ve namusuna ölünceye kadar veda et.”
Sayfa 101 - Doğan Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi, I. Cilt, İst., 1974, s. 217Kitabı okudu
Reklam
232 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.