Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mustafa Kemal Sofya'da iken hiç boş durmamıştır. Gördüğü tehlikenin önlenebilmesi için elinden geleni yapmıştır. Ali Fethi (Okyar) Bey ile fikir alışverişinde bulunur. Ali Fethi'ye şunları söyler: "Sen bu adamları, İttihat ve Terakki yöneticilerini tanıyorsun. Onların safında çalıştın… Aman yaz, behemelâl yaz, acele etmesinler. Harbe girmesinler. Harbin sonunun karanlık olduğunu anlatamasan bile hiç olmazsa beklesinler. Bu harp bizim harbimiz değil… Bu senin İttihat ve Terakki insanları elbette vatansever insanlar. 23 Temmuz 1908'de başarılı bir hareket yapıldı. Padişah indirildi. Doğru ama, hepsi bu kadar. Felaketlere rağmen zafer sarhoşluğundan bir türlü ayılamadılar. Yeni padişah bir gölge bile değil. Hele bu Enver'in sıçrayışı? Böyle bir adam nihayet diktatör olur. Hatta oldu bile. Hem körü körüne bir Alman hayranı. Ordudaki daha niceleri gibi. Bıyıklarını Prusya usulü yukarı büken her adam bugün kendini İmparator Wilhelm görüyor. Enver de öyle. Enver'e bu kadar ön vermeyecektik."
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Mustafa Kemal 1. Dünya Savaşı'nın çıkışını ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girişini Sofya'da izledi. Yarbay Mustafa Kemal "pek yakında" bir dünya savaşının çıkacağını görmüştür. Mustafa Kemal savaşın nedeni olarak iki noktaya dikkat çekmektedir: İngiliz-Alman rekabeti, Sırbistan'ın Avusturya ve Macaristan'ın
Sayfa 14 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
İsrail terör örgütü olup devlet olarak kabul edilemez.
🗣️ Savaş Suriye'de Olacak Rusya Suriye'nin hava sahasını israil saldırısına karşı korumuyor. Aynı Rusya Suriye de ki terör yapılarının yok edilmesi için Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye'nin hava sahasını kullanmasına izin vermiyor. Terör yapılarına izin veriyor. İsrail terör örgütü İngiltere ve Amerika'nın şımarık
- 31 Mart Vakası Gericilerin İsyanı..
24 Temmuz 1908 Hürriyet Devrimi sonrası İstanbul’da Meşrutiyeti tekrar kaldırmaya çalışan 2. Abdülhamid'e bağlı gerici ayaklanmayı bastırmak üzere 15 Nisan 1909'da Selanik'ten yola çıkan Hareket Ordusu Komutanı Hüseyin Hüsnü Paşa ve Kurmay Başkanı Yüzbaşı Mustafa Kemal..
...Atatürk daima ısrarla belirtmiştir ki, tam manasıyla bir Batılı millet olmak Türk milletinin benliğini kaybetmesi değil, o benliği bütün temel değerleriyle ortaya çıkarması ve sonsuz bir gelişme yoluna koyması demektir. Buna göre Batılı millet olmak, rasyonel düşünmek ve hareket etmek, ilim zihniyeti sayesinde sonsuz bir yaratma ve yenileşme
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Çanakkale Destanı
Ruşen Eşref Ünaydın'ın intizamlı aktarımları sayesinde birinci elden ulaşabildiğimiz, Çanakkale'de savaşanlarla yapmış olduğu önemli röportaj derlemesidir. Ayrıca Mustafa Kemal'i basına ilk tanıtan önemli bir gazetecidir kendisi. Kitapta Mustafa Kemal'e önemli bir yer verilmiş ve Ünaydın hayranlığını ortaya koymaktan geri durmamıştır. Zira Mustafa Kemal'in anlattıklarını, yaptıklarını bu kitaptan okurken, o 1918 yılından, cumhurbaşkanı edasıyla hareket ettiğini fark etmek çok güç olmasa gerek. Direkt onun ağzından çıkan cümleleri okumak, yıllar öncesinden onunla sohbet etmek gibi hoş bir emâre bırakmıştır. Şanlı Türk askerlerimizin söylediklerinden daha da iyi anlıyoruz ki Türk askeri, yüceltilmeyi en hak eden milletimizin fertlerindendir. Onlar vatanımızı koruyup kolladıkça biz idrak edeceğiz ki bu vatan, koltukta oturarak kazanılmamıştır; cephede, kanlı süngülerle kazanılmıştır. Bu yüzdendir ki kahramanlarımızın bizden beklediği şey, bu destanların önemini kavrayıp o ruhla hareket edebilmek ve o ruhun kazanımlarını nesillerce aktarabilmek. Ruhları şâd olsun.
Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ve Çanakkale'de Savaşanlarla Mülakat
Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ve Çanakkale'de Savaşanlarla MülakatRuşen Eşref Ünaydın · İstek Yayınevi · 201760 okunma
Reklam
Mustafa Kemal ve İttihatçılık
Mustafa Kemal, Cemiyetin fikirlerine bağlı bir İttihatçı olmasına rağmen dava arkadaşlarıyla yöntem, usul, program ve uygulama konularında aynı zeminde buluşamadı. Cemiyete katıldığı andan itibaren programsızlıktan yakınırken lidersiz bir hareket olmayacağını sürekli vurguladı. Suriye'den Selanik'e geç gelişi ve Cemiyete sonradan katılması fikirlerine taraftar bulamamasının gerçek nedeniydi. Asıl kırılma noktasını Eylül 1909'daki kongrede askerin siyasetten ayrılması isteğiyle yaşadı. Haklı olduğu kısa zaman sonra ortaya çıkmasına rağmen bu fikirlerini ancak Cumhuriyet'in ilanını müteakip Fevzi Çakmak ile birlikte uygulama fırsatı bulacaktı.
Sayfa 195 - Kronik Kitap
·
Puan vermedi
"Çankaya" İncelemesi: Türkiye'nin Ruhunu Aydınlatan Bir Eser
Falih Rıfkı Atay'ın kaleminden çıkan "Çankaya", Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını mercek altına alan, büyüleyici bir eserdir. Atay, kalemini Türk edebiyatının zirvesine taşımış bir yazar olarak, bu kitapta sadece tarihi bir anlatı sunmaktan öteye geçerek, Türkiye'nin ruhunu ve toplumsal dokusunu derinlemesine
Çankaya
ÇankayaFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 20233,817 okunma
"Bir gün yabancı bir romancı ve tarih yazarı Atatürk'e bütün isteklerine ulaşma başarısının sırrını sormuştu: - Durur, durur, dinlerim, dedi. Sonra tekrarladı: - Durur, durur, dinlerim. Ve sustu. Sakarya Zaferi tacını giyinceye kadar durup durup dinleyecekti: - Ben herhangi bir işe giriştiğim zaman karşımdakinin ne yapabileceğini ve en kötü ihtimalleri düşünürüm. Ona göre tedbirlerimi alarak hareket ederim."
"1935 yılında, Urfa Milletvekili Ali Saip Ursavaş tarafından, Atatürk'ün hayatına yönelik bir suikast girişiminde bulunulduğu iddiasıyla açılan davada, Cumhuriyet Savcı­sı Baha Arıkan o günleri şöyle anlatır: - Her mahkeme oturumundan sonra Adalet Bakanı Şükrü Saraçoğlu beni alır, bilgi vermek üzere Atatürk'ün yanına götürürdü.
"Atatürk ve Çevresindekiler", Kemal Arıburnu, sayfa 36Kitabı okudu
Reklam
Dünyanın En Havalı Anlarından Birisi
Atatürk'e Eşkiyalar boğazı tutular,tehlike var geçilemez derler. ''Sağdan soldan gelen ateşe bakmayarak, otomobiller, hızla yolda hareket edecekler.Vurulan, ölen olurda, onlarla ilgilenilmeyecektir,Tam şose üzerindeki eşkiyalara rastlanırsa, hep birlikte otomobillerden inilecek.Onlarla çarpışarak yol açılacak, sağ kalanlar otomobillerine binerek yine yola devam edecekler.
Zülüflü İsmail Paşa şimdi başka bir vücutta hayat buldu :/
Milletvekili ve Atatürk'ün yakın arkadaşlarından Kılıç Ali anlatıyor: "Bir gece uykumun arasında telefon çaldı. Karşımdaki Çankaya'dan Başyaver idi. - Derhal seyahate çıkılıyor. Hemen köşke gelmenizi emir buyurdular, dedi. Saate baktım, vakit gece yarısını hayli geçmişti. Hazırlandım ve köşke gittim. Meğer, o gün Atatürk,
"Atatürk'ün Sofrası", Hikmet Bil, sayfa 62Kitabı okudu
"24 Ağustos sabahı Mustafa Kemal Paşa Ankara'dan hareket etti. Afyon'un güneyinde geceyi geçirdi. 25-26 gecesi Kocatepe'nin hemen güneyindeki Başkomutanlık Karargahı'na geldi. Şafakla beraber saldırı emrini verdi. Ankara'dan hareket edeceği günün akşamını Keçiören'de yakın adamları ile geçirmişti. Ayrıldığı zaman bir hayli yorgundu. Yanındakilere: - Taarruz haberini alınca hesap ediniz. On beşinci günü İzmir'deyiz, demişti. Acaba içkinin tesiri mi idi? Arkasından hafifçe gülüştüler bile ... İzmir'den dönüşünde karşılayıcılar arasında o gece beraber bulunduklarından bir ikisini görünce: - Bir gün yanılmışım, dedi, ama kusur bende değil, düş­manda! İzmir'e taarruzun on dördüncü günü girmişti."
"Çankaya", Falih Rıfkı Atay, sayfa 309Kitabı okudu
İstiklal Harbi'nde Moskova'da Büyükelçi olarak bulunduğum sıralarda, ziyaretime gelen Enver Paşa, bana şunları söylemişti: - Mustafa Kemal mükemmel bir erkanı harp subayı, zeki, cesur ve iyi bir kumandandır. Ben, Birinci Dünya Harbi'nde Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili iken ba­zı kanunsuz hareketleri oldu. Fakat hiçbirini resmiyete ko­yarak cezalandırılması cihetine gitmedim. Bir defasında harbin sevk ve idaresinde gördüğü eksiklikleri, o zaman, işbaşında bulunan Ordu Kumandanlarına açıklayarak ve onları da ikna ederek müşterek bir rapor hazırlamış ve bu­nu Sadrazam Talat Paşa'ya vermişti. Başkumandanlığa da­nışmadan hareket ettiği için kendisine kızdım. Kumandanları topladım. Dedim ki, bu işin müteşebbisi Mustafa Ke­mal Paşa'dır. Siz, fikirlerinizi önce bana bildirmeniz, sevk ve idarenin doğru olup olmadığını benimle münakaşa et­meniz lazımdı. Bunu yapmadınız. Harp zamanında böyle bir hareket kanunsuzdur ve ağır suçtur. Sonra Mustafa Ke­mal'e dönerek dedim ki: Sen çok kabiliyetli bir kumandan­sın, memlekete bugün de, yarın da büyük hizmetler ifa edeceksin. Enver Paşa, bana bunları söyledikten sonra, memleke­ti terk etmek zorunda kalarak yâd illerdeki faaliyetlerine de temas etmiş: – Fuat Paşa, o zaman tahminlerimde yanılmamış oldu­ğumu şimdi daha iyi anlıyorum. Biz dışarıya çıktıktan son­ra Mustafa Kemal olmasa idi, memleket sahipsiz kalacak­tı, demişti.
595 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.