Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Peygamber'in Sünneti Taklit Edilmemeli, Örnek Alınmalıdır
Hz. Peygamberin örnekliğinin, onu taklit etmekten, hatta ona benzemekten daha öte bir şey olduğunu, şu söz kadar güzel ifade eden başka bir söz bulunamaz: “Biz ona benzemekle değil, onu örnek edinmekle emrolunduk.” Gazzali, Hz. peygamber'e benzemenin ona saygı göstermekle bir alakası olmadığını ifade etmiş, bir hükümdara saygı göstermenin onun
Sayfa 315-317
“Görüntü görüntüyü, ses sesi yer Aşk dedikleri işte böyle bir yer Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey” Cinas, tezat, tenasüp, benzetme, sihr-i helâl, tekrir... gibi söz sanatlarının dört dizeye sığdırılabilmiş olması ilginçtir. Söz ve anlam sanatlarının bu yoğunluğu lirik anlatımın öne çıktığının birbaşka göstergesidir... Şiirler serisinin üçüncü kitabı olan Körfez/Şahdamar/ Sesler, imge yoğunluğu ve lirik ifade bakımından diğerlerine göre daha öne çıkmış görünür. Bence Sezai Karakoç'un en güzel, en başarılı şiirlerinin yer aldığı bu kitabı oluşturan hemen her şiir bir imge patlamasıdır... (Monna Rosa şiiri |, sağlam bir imge temeli üzerine bina edilmiş sırça köşkler gibidir. Bu sırça köşkün kapıları ve pencereleri daima yarı aralıklar, hiçbir zaman sonuna kadar açılmaz... Monna Rosa lirik anlatımın doruğa ulaştığı bir şiir-kitaptır. Yaşantı şiirinin ilginç örneklerinden biridir bu şiir. Şairin imge yaratma yeteneği bu şiirden aldığı güçle sonraki şiirlerine taşınmış, şiire derinlik sağlayan imge yoğunluğu giderek daha disipline bir şekilde yansımıştır. Monna Rosa da doğa görüntüleri yaşantıya dayanan izlenimlerle birleşmiş, bunun sonucunda da duyguların lirik ifadesi bu şiiri ortaya çıkarmıştır. Baki Asiltürk, Lwdingirra Dergisi (Özel Sayı), Sayı: 9, Bahar 1999,
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk
“Gölgenin içinde duran sağlam kalpaklı ve sarışın bir adam, büyük bir inancın yansıdığı gözlerle bu çalışanları izliyordu. Karanlıkta belli belirsiz görünen kaşları çatıktı, dudakları hareketsizdi.”
Türkiye'de çok kimse şeceresini sağlam bir şekilde çıkaramaz. Ancak Atatürk'ün hem anne hem baba tarafından dedeleri birkaç kuşak öncesine kadar bellidir ve isim isim bilinir. Aslen bir Türk köyü olan bugünkü Makedonya'nın Kocacık köyündendir.
"Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği Türk askerinden daha temiz, daha sağlam bir askere rastgelinmemiştir!"
Sayfa 144
Cumhuriyet, büyük medeni milletlerin hesapsız ıstırap ve kandan sonra vardıkları en sağlam devlet şeklidir.
Reklam
.... Ben diyorum ki korkulmasın , dünyanın hiçbir yerinde , durum ne kadar umutsuz olursa olsun , ilericiler öyle uzun zaman gericilere yenik kalmazlar. Mustafa Kemal ortaya çıktığı zaman , durum umutsuzun umutsuzuydu, yenildi mi? İnsan , umutlu olsun diye bundan sağlam, bundan güzel örnek mi olur?
144 syf.
6/10 puan verdi
Kurgusu sağlam, kitapla beraber öğretilerin de olduğu ve bunların sırıtmadığı bir eser olmuş. İstanbulla alakalı birçok güzel bilginin yer alması ve kurguya yedirilmesi de hoş olmuş. Sadece final sahnesindeki silah sahnesini fazla abartılı buldum. Sanki çocuk kitabında bu tarz şeyler olmasa daha iyi olur. Hani silah hiç olmasın demiyorum. Olsun ama çocukların başının üstünden vızırt diye geçmesin. Kırdığım puanlar bundan ve editoryal yanlışlardan ötürü. Birkaç "de"nin yazımın yanlış olması hoş değildi.
Kayıp Haritanın Peşinde
Kayıp Haritanın PeşindeMustafa Orakçı · Timaş Genç · 2013169 okunma
“Görüntü görüntüyü, ses sesi yer Aşk dedikleri işte böyle bir yer Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey” Cinas, tezat, tenasüp, benzetme, sihr-i helâl, tekrir... gibi söz sanatlarının dört dizeye sığdırılabilmiş olması ilginçtir. Söz ve anlam sanatlarının bu yoğunluğu lirik anlatımın öne çıktığının bir başka göstergesidir... Şiirler serisinin üçüncü kitabı olan Körfez-Şahdamar/Sesler, imge yoğunluğu ve lirik ifade bakımından diğerlerine göre daha öne çıkmış görünür. Bence Sezai Karakoç'un en güzel, en başarılı şiirlerinin yer aldığı bu kitabı oluşturan hemen her şiir bir imge patlamasıdır... (Monna Rasa şiiri , sağlam bir imge temeli üzerine bina edilmiş sırça köşkler gibidir. Bu sırça köşkün kapıları ve pencereleri daima yarı aralıktır, hiçbir zaman sonuna kadar açılmaz... Monna Rosa lirik anlatımın doruğa ulaştığı bir şiir-kitaptır. Yaşantı şiirinin ilginç örneklerinden biridir bu şiir. Şairin imge yaratma yeteneği bu şiirden aldığı güçle sonraki şiirlerine taşınmış, şiire derinlik sağlayan imge yoğunluğu giderek daha disipline bir şekilde yansımıştır. Monna Rosa da doğa görüntüleri yaşantıya dayanan izlenimlerle birleşmiş, bunun sonucunda da duyguların lirik ifadesi bu şiiri ortaya çıkarmıştır. Baki Asiltürk, Ludingirra Dergisi (Özel Sayı), Sayı: 9, Bahar 1999,
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.