Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler? Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara akıcı bir şekilde cevap veriyor. Orhan Pamuk bu kitabı çok sade bir dille anlatmış.
Kitapta; eğitimli metres yetiştirilen bir “okul” arka fon olarak kullananılıp, kadın erkek ilişkileri ve kadının toplum içindeki yeri, kimi zaman okurun kafasını karıştıracak kadar keskin sorularla irdelenmiş. ((Öğğğğk yoruma gel).
Evet kötü bir yorum , sitemizdeki tartışmalarda bolca kullanılan anlamıyla “doyurucu “ değil. Ama bir sor, yaptım
Bu kolay değildir. Konulmuş olan toplumsal kurallar, çocukluğumuzdan beri öğretilmiş kendimize ait yargılama ve sınırlamaları yıkabilmek, kendimizi, özümüzü bulmak, “SEVGİ”, “MUTLULUK”, “SAFLIK”, “NEŞE” den oluşan özümüze ulaşmak ve bunu tüm şartlanmalarımızdan sıyrılarak yapabilmek çok kolay değil. Ama elbette yolları var. Dört anlaşma kitabı kendi kendinizle yapacağınız ve daima uygulayacağınız dört anlaşma ile bunu sağlayabileceğinizi anlatıyor.
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Karun'un hazinesi, İskender'in kudreti; yetti mi gidermeye, o içsel sefaleti? Bir şans daha olsaydı, seçer miydi birisi; yaşamayı bir daha, bu parlak esareti?
Bu yüzden ayrılırken, gözü açık nicesi...
Olmadı 'sahip olmak', mutluluk vesilesi...
İnce bir ip üzerinde yürümek gibi bir şey seni sevmek. Her an ip kopacak diye korkuyorum. İpi kopartan kişi olmaktan daha çok korkuyorum. Senden uzakta geçen her dakika sanki ipi inceltiyor. Elimden kayıp giden misine gibi, ne kadar tutmaya çalışsam da elimi kesiyor, canım acıyor, bırakmak zorunda kalıyorum. Ellerimden kanlar akıyor, avuçlarım kanıyor. Bu ellerle dokunmak istemiyorum sana.
Uyuyor musun yoksa! Uykunda da çok güzelsindir, yine öyle sağına dönüp mü yatıyorsun?
Çok yorgunsun biliyorum! Hep yorgunum biliyorsun!
Niye mi yanında değilim, bilmiyorum ki. Elim kanıyor, avuçlarım kanıyor, öyle dokunamam sana.
Sen yine o geceliği mi giydin yatmadan önce. Biliyorsun çok önemli benim için, ayrıntılarda yaşıyoruz, ayrıntılarda sevişiyoruz. Her ayrıntı bizim için bir mutluluk, her ayrıntı bizim için bir suçluluk, her ayrıntı bizim için, umut ve umutsuzluk.
Kokun genzimde, derinlerde. Hissediyorum! Yokluğunun kokusunu içime çekiyorum. Yokluğunun kokusu nasıldır bilir misin? Hani avuçların kanar ya, kanla birlikte bir koku yayılır. Ölüyorsun sanırsın, ölüm kokusudur o! İşte yokluğunun kokusu böyle bir şey.
Acı var elbette. Umut olmaz mı? Her an, umut doluyum. Bekliyorum avuçlarımın iyileşmesini…Bekliyorum...
(ihtiyar - geçici insan masalları)
Çocukların eğitimini babalarına bırakmak büyük bir saflıktır. Devletlerin çoğu herkesi, kadınlarını ve çocuklarını diledikleri gibi yönetmekte serbest bırakır, onlar da masallardaki devler gibi akıllarına esen her deliliği yaparlar. Galiba yalnız Lakedemonyalılar ve Giritliler çocukların eğitimini yasalara bağlamışlardır.
Bir devlette her