Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
9 Kasım 1926 tarihinde ilk toplu gösterimi yapılan Zere filmi büyük bir yankı uyandırır ve başta Sovyetler olmak üzere bir çok ülkede beğeniyle izlenir. Sessiz olarak çekilen yapım 1970'li yıllarda Ermeni besteci Alexander Spendiarov tarafından sesli hale getirilir. Kürt halk ezgilerinin de kullanıldığı filmin seslendirilmesine Kürt yazarı Casime Celll ve kızı müzisyen Cemila Celil'in de büyük katkıları olmuştur. Filmde Mareto Tadevosyan, Zere; Hrachia Nersisyan, Seydo; M. Garagash, Temur Bey; A. Avetisyan, Slo karakterlerini canlandırır. Önemli bir kısmı muhafaza edilemediği için kullanılamayan film için toplamda 1993 metre negatif kullanılmıştır. Film 72 dakika ve siyah-beyazdır.
Müzisyen birden durdu ve izleyicilere dönerek, "Neden her şeyi kaydetmek istiyorsunuz? diye sordu. "Müziği neden içinize çekmiyorsunuz, neden kendinizi müziğin akışına kaptıramıyorsunuz?" Keith Jarret - İstanbul Konseri
Reklam
İnsanların doğru bildikleri yolda sıkıntıya katlanıyor olmaları, rizikoyu göz almaları benim için önemli ve değerli bir şeydi (halen öyledir). Bir de buna yasakların cazibesini eklemek gerekir sanırım. Engeli aşmama yardımcı olan ikinci unsur, ruhumda yer etmiş bulunan kadirşinas itaatsizliğim ve tevarüs edilmemiş asaletimdi. İçinde yaşadığım topluma borcumu ödemenin yolu, bu toplumun önyargılarına itaatten geçmediğini peşinen kabul etmiştim zaten. Şair, ressam veya müzisyen de olsam toplumun hazır kalıplarıyla zıtlaşmayı göze alarak işe başlayacağımı biliyordum. Şimdi bir de toplumun siyasi, sosyal ve iktisadi yapısıyla zıtlaşmayı, uyumsuzluğu gerektiren bir durum söz konusuydu. Bir macera tadı getiriyordu bütün bunlar. Öte yandan asaletim de kışkırtıyordu beni. İşin aslını anlayan azınlığa mensub olmak! Anladıklarının bekçisi olmayı şeref bilmek! Başını ''benim başımı yakarlar'' korkusundan uzak tutmak! Dik tutabilmek! Toplum önyargıları hangi engelleri koymuş olursa olsun, okumuşlar katından gelen (hiç şüphesiz devletin bir kanadınca sağlamlığı teminata bağlanmış) meşruiyyet duygusunun payı büyüktü.
Gençken ne kadar çok arkadaş grubu oluyor insanın. Aynı anda bir çok grupta çalan, şarkı söyleyen bir müzisyen gibi.
Mevlevîlik, kendisini, Fars edebiyat ve kültür geleneklerinde yetişmiş Osmanlı aydınları, özellikle bürokratik sınıf arasında kabul ettirmiştir. Böylece Mevlevilik, baş­lıca esinini Farsçadan alan klasik Osmanlı edebiyatının yaratılışında önemli bir etmen olmuştur. 1 8 . yüzyıl Osmanlı müzisyen ve şairlerinin başında Mevlevîler gelir. Klasik Osmanlı sanatı üzerindeki derin etkilerinin yanı sıra Mevleviler, Bektaşiler gibi, bütü­ nüyle kendi Mevlevi geleneklerine dayalı bir müzik ve edebiyat yaratmışlardır.
Sayfa 228 - PdfKitabı okudu
İskeleye yakın bir kafeye geçip oturuyorum. İçerisi yazar, şair, müzisyen, sanatçı posterleri ve aksesuarlarıyla dolu. Popüler edebiyat dergilerinin hediyesi olan bir sürü ıvır zıvır. Bir tür fetiş haline getirilerek içi boşaltılan önemli isimler her tarafta. Tam karşımda Frida Kahlo "İnanın ülkenizde neden bu kadar popüler olduğum hakkında benim de en ufak bir fikrim yok." der gibi bakıyor tatlı bir gülümsemeyle. Hemen yanında Sait Faik Abasıyanık. Yazdığı iki satırı okumadan, duvarlara suret asarak külliyatları yutmuş olma illüzyonu.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
" Müzik rengârenktir. Letta, tıpkı bizim gibi. Eskiden Üretkenlere renk avcısı, müzisyen, ressam, dansçı deniyordu. Bizim yaptığımız şey, kendi kalbimizdeki renkleri yakalayıp diğer insanlarla paylaşmak. Biz renk avcısıyız."
Sayfa 262Kitabı okudu
Gelecek Senaryosu
• Robotların yoğun emek gerektiren işleri gerçekleştirebilmesi • Hukuki hakları olan humanoidler ve robotlar • Humanoid eşler, karı ve kocalar, • Yapay hayvan zekâsı • Sporcu robotlar, • Güç ve kuvvet gerektiren işler için insana destek olacak dış iskeletler • Robotik protezler • Zihin bağlantısıyla uzaktan kontrol edilen robotlar • Güvenliği sağlayan polis, android ve asker robotlar • Genetik kodlu yapay zekâ; robot kasiyer, satıcı, müzisyen, evcil hayvanlar, böcekler, böcek ve sinek casuslar, cankurtaranlar, berber ve kuaförler • Dijital para, dijital mütercimler • Anti-teknoloji grupları • Transhumanizm (insan makine birleşimi) modaliteleri
Yine, bu maşerî plan içinde maddeye karşı durum da, her bir birey için değişir. Bütün bunlar, vazifeli varlıkların vazifeleri icabı olarak gönderdikleri tesirlerin meydana getirdikleri, madde kombinezonlarındaki ve bedenlerdeki "miktari değişmeler" le olur. Buradaki mekanizmalardan haberi olmayan bireyler anlayamadıkları birtakım esrarlı olaylar içinde yuvarlandıklarını sanırlar. Birisinin plan içindeki icaplara tabi olarak meydana gelen miktari değişmeler kombinezonuna göre fakir oluşuna karşılık, ötekinin belirli dereceye ayarlanmış miktarlar dolayısıyla orta derecede oluşu, bir diğerinin zengin oluşu, birinin kültürlü, ötekinin cahil, birinin şoför, birinin müzisyen, bir diğerinin çöpçü oluşu, birinin mutlu, diğerinin mutsuz, birinin iyi, bir diğerinin kötü, birinin hastalıklı, diğerinin sağlam, huylu, huysuz, egoist veya diğerkam oluşları ve bütün diğer durumlar; hep, zaman ve mekän kadrolarında, Asli Prensibe göre gelişimlerin icaplarının yerine getirilimesi için Ünite den süzülerek gelen tesirler kanalıyla, bireysel ve mäşeri miktar değişmeleri tekniğiyle meydana gelirler ki, aynı mekanızmaya tabi "maddelerin miktar değişmeleri" de, yukarıdaki durumlara göre ayarlanmış bulunur. Bu bilginin kapsamı, tesirler ve varlıklar arasında genişletildikçe, daha yüksek sezgilere varmak mümkün olur. İşte toplulukların insanlara görünen "görünürdeki gayelerinin ötesinde gizlenmiş hedefler bunlardır.
Aslında en iyi bilim insanlarının çoğu, onları tanıdığınızda keşfedeceğiniz gibi, aynı zamanda müzisyen, ressam ve benzeri kişilerdir.
Sayfa 77 - kafkakitapKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.