Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
53/Necm Suresi
42. Sonunda dönüş yalnızca Rabb'inedir. 43. Güldüren de ağlatan da O'dur. 44. Öldüren de dirilten de O'dur. 45. O, erkek ve dişi çiftler yarattı. 46. Atıldığında, nutfeden. 47. Ve kuşkusuz bundan sonraki diriltme de yalnızca O'na aittir.
İSLAM’DA SUÇTAN ARINMANIN YOLU
İbnu Sülemi anlatıyor: "Resülullah buyurdular ki: "Sizden kim abdest suyunu hazırlar, mazmaza ve istinşakta bulunur (ağzına ve burnuna su çeker) ve sümkürürse, mutlaka yüzünden, ağzından, burnundan hataları dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği şekilde yüzünü yıkarsa, sakalının bittiği mahallin etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları, parmak uçlarından su ile birlikte akar gider. Sonra kalkıp namaz kılar, Allah'a hamd ve senâda bulunur, O'na layık şekilde tazimini gösterir ve kalbinden Allah'tan başkasının korku ve muhabbetini çıkarırsa, annesinden doğduğu gündeki gibi bütün günahlarından arınır." Kaynak: Müslim-Müsâfirin 294, (832).
Reklam
KALMAMIŞTIR AB-I İNSANA MİNNET...
Minnet eyledikçe aksine döner Etmeyelim çarh-ı devrana minnet Gecelerde aşkın şem'ası yanar Hacet değil mah-ı tabane minnet Ezberden okuduk aşk kitabını Anladık sofunun her sevabını Saki sundu bize hayat abını Kalmamıştır ab-ı hayvana minnet Mü'minler işine münafık şaşa Münkirler ko vursun başını taşa Kanaat tacını giyince başa Ne sultan'a minnet ne han'a minnet Erenler bezmine girmez na-mahrem Bu yolda baş veren olurmuş mahrem Dost derdinden buldu derdine merhem (melhem) Dertli etmez gayri dermana minnet Şair Dertli Bolu
O'na Bırak...
"O'na bırak; cefasını değil, safâsını çek. O hem Hakîm'dir, hem Rahîm'dir."
Sayfa 31 - RNKKitabı okudu
"Hâlikin nâ-mütenâhî adı var en başı Hak Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak Hani ashâb-ı kirâm ayrılalım derlerken Mutlaka sûre-i ve'l-Asr'ı okurmuş bu neden? Çünkü meknün o büyük sürede esrâr-ı felâh Başta îmân-ı hakîkî geliyor sonra salâh Sonra hak sonra sebât: İşte kuzum insanlık Dördü birleşti mi yoktur sana hüsrân artık" (Safahât, İstanbul 1944, s. 419).
Sayfa 419
"İyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în" diyebilirsek Abdullah olabiliriz. Abdullah olmak en büyük ödül ve nimettir. Abdullah olmak Allah’ın bir projesidir. Allah insanı bunun için yaratmıştır ama Abdullah olmak deyince insanımızın aklına her şey geliyor da Allah’a kul olmak gelmiyor.
Sayfa 11
Reklam
"Allah'ın laneti, O'na karşı haksızlık eden herkesin üzerine olsun."
Sayfa 302 - Ensar NeşriyatKitabı okuyor
Eğer O'na yazmamışsam, Bil ki kalan satırları sana yazmışım...
Eğer O'na yazmamışsam, Bil ki kalan satırları sana yazmışım...
Ey kardeşim! Şunu bil ki, Hak Teâlâ'nın icabeti için O'na yapılacak duanın şartlarından biri de, kişinin her türlü suç ve kabahatten uzak kalması gerektiğidir.
Sayfa 149 - Bedir YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Lanetler. Farklı farklı güçlerde, farklı farklı şekillerdedir. Şimdi, Sihir Bakanlığı'na bakılırsa, size karşı-lanetleri öğretip işi orada bırakmam gerekiyor. Altıncı sınıfa kadar size yasadışı Karanlık lanetlerin neye benzediklerini göstermemeliymişim. Sözde, o zamana kadar bunlarla başa çıkabilecek kadar büyümüş olmazmışsınız. Ama Profesör Dumbledore bileceğinizi düşünüyor. Ben de diyorum ki, neyle karşı karşıya olduğunuzu ne kadar erken öğrenirseniz o kadar iyi. Daha önce hiç görmediğiniz bir şeye karşı kendinizi nasıl savunacaksınız ki? Size yasadışı bir lanet yapmak üzere olan bir büyücü, durup da ne yaptığını söylemez.
III. Selim zamanında Osmanlı Devleti, ezeli Rus belası yüzünden Fransa'yla işbirliği yapmak; fakat İngilizler aleyhine tutum takınmak gibi bir kurnazlığa kapılır. Ne var ki bu budalaca siyaset nedeniyle İngiltere'nin düşmanlığını tahrik etmiş olur. Bu yüzden Ingiltere, Osmanlı Devleti'ni Fransız etkisinden koparmak maksadıyla, o muazzam donanmasını, Kurban Bayramı'na tesadüf eden bir tarihte İstanbul'a gönderir. Bayram dolayısıyla Osmanlı donanmasının sahil koruyucuları izinlidirler. Bu arada İngiliz elçisi, Kaptan Paşa'yı çeşitli demeçlerle oyalamış bulunmaktadır. Böylesine bir durumu fırsat bilen İngiliz donanması, İstanbul halkının bayram namazını kılmakta olduğu bir sırada Sarayburnu önlerine gelir ve Baruthane açıklarında demir atar. İngiliz elçisi, Babıâli'ye "Nota" (Ultimatom) göndererek Osmanlı donanmasının emanet olarak kendilerine teslimini ve Osmanlı hükümetinin İngiltere ve Rusya'yla yeni bir antlaşma imzalamasını ister. Bayram namazından çıkan Padişah ve halktan kişiler, burunlarının dibinde İngiliz donanmasını görünce şaşırıp, korku ve dehşete kapılırlar. Şeriat verileriyle beyinleri çürümüş bu insanlar, İngiliz donanmasının Sarayburnu önlerine gelmesini kıyamet işareti sayarlar ve "İşte kıyamet günü yaklaştı, sarı derililerin ortalığa hükmedeceği söylenen kıyamet gününe alamet işte (budur)" diyerek dövünüp durmaya başlarlar.
Hayatın Renkleri Siyah Ve Beyaz
Nur demeti gibi yaşadığımız hayat, Rüzgarın estiği yönü aydınlatır mutlaka. Kimisi için parlaktır yaşam,kimisinde geçmez saat; Derdi,acıyı öğretip sürükler yarınlara. Kimisinin tazedir ilkbahar gülleri,kimisinin bayat, Kimi alışmıştır artık baştan gelen sonlara. Olmasa da elinde altından,yakuttan mücevherat; Şükreder durur gönül bağından gelen dualarla. Kimisine cephe almış sanki bu uçsuz kainat, Çoktan bürünmüştür akları karalara. Cilalasa da her gün gönül tahtını,rengi yine mat; Saadet bazısı için çok uzak diyarlarda. Kimisi sever gönülden,nasip olur mu ki vuslat? Sevdiği çoktan bırakmıştır kendini na-mahrem kollara. Siyahın kaderi bu işte,beyaz sanki daha rahat, Kefenin rengini anlayan akıllara… İOY
FROSINE Dört ay önce neredeyse evleniyormuş, birden cayıvermiş, neden biliyor musunuz? Nişanlısı sadece elli altı yaşımdaymış, bir sözleşmeyi imzalarken de gözlük takmamış, ondan. HARPAGON Ne diyorsun? FROSINE Evet. Elli altı yaş doyurmaz beni diyor, gözlüksüz buru- na da burun demezmiş.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.