Sevilen ve sayılan insanlardan rahatsız olan kişilere gerçekten anlam veremiyorum. Acziyetiniz, neden çaba göstermeye değil de haset olmaya tevessül ettiriyor sizleri? Hiçbir başarı anne karnında bahşedilmiyor kimseye! Başarılı kişilerin mevcut konumlarını elde edene kadar ne gibi badirelerden geçerek bu günlere geldiğini hiç düşündünüz mü?... Sanmıyorum... Çünkü bunu idrak edemeyecek kadar da "hoşgörü"den bi'habersiniz. Tesiri olur mu bilmem ama naçizane tavsiyemdir:
"Kıskançlık gibi basit bir fiiliyata yelteneceğinize, Müslüman gibi gıpta edin ve ilham alın." bu vesileyle inanın bana hasetlendiğiniz o meziyetler sizlerde de filiz verecektir 🌸🍀
Saygılarımla
“Dut ağacının dallarına iki kuş kondu. Daha önce gördüğüm kuşlardı bunlar. Ama sesleri çok farklı çıkıyordu. Birinin sesinde acı hikâyelerde geçen çığlıkların, feryatların sesi; ötekinden ise gümbür gümbür akan nehrin coşkulu sesi geliyordu.”
Diyor kitabında 
Abdurrahman Seyhan
Dut Ağacının Altında çok akıcı bir eser. İmge ve duygular üzerinden ilerleyen eser 9 öyküden oluşmakta. Hep bir öykü içerisinde kendimizden bir parça bulabiliyoruz. Çizimlerde kitaba güzellik katmış. Kısa sürede bitecek bir eser.
Ufuk Çizgisi adlı öyküyü şahsen çok beğendim.
Çok severek okudum ve çok beğendim kitabı. Naçizane herkese tavsiyemdir.
Yayın hayatınızda başarılarınızın devamını dilerim. Abdurrahman Seyhan
Arka Kapaktan Alıntı:
Sevginin; gözün gördüğü en son yerde, suyun gökyüzü ile birleştiği ufuk çizgisinde saklı olduğunu nereden bilebilirdim?
“ Sevdiklerime sesleniyorum.
Ansızın gelenlere selam olsun. ”
Diyor kitabında 
Esra Taze
Bir Tutam Delilik kitabı yazarın içinden gelenleri samimiyetiyle kaleme aldığı içinde kendimizden satırlar bulabileceğimiz bir eser. Karakalem çizimlerle sayfalarda ki şiirlere görsel bir renk katılmış.
Çok severek okudum ve çok beğendim kitabı. Naçizane herkese tavsiyemdir.
Yayın hayatınızda başarılarınızın devamını dilerim. Esra Taze
Arka Kapaktan Alıntı:
Kalemim heyecanlı
Anladı beni
Kalemim mutlu
Anladı beni
Kalemim korkak
Anladı beni
Kalemim üzgün
Anladı beni
Kalemim konuşkan
Anladı beni
Kalemim suskun
Anladı beni
Kalemim deli
Anladı beni
Anlatır mıydı beni
Kimin kalemi
Beni anladı o beni
BELGESEL MERAKLILARI DOLUŞUN!
Sevgili https://1000kitap.com/Nordavind 'nın önerisiyle daha çok okurun yararlanması için belgesel önerilerimi bir iletide toplamaya karar verdim. İşte naçizane önerilerim:
*Kapitalizm sisteminin nasıl işlediğini, nasıl kandırıldığımızı, tüketime zorlandığımızı anlatan çok güzel bir belgesel: THE LIGHTBULB CONSPIRACY
*Kapitalizm ve şirket
“Sahi kaç veda kaldırabilir insan... Tahmin ettiğinden çok daha fazlasını belki de. ”
Diyor kitabında 
Robert Seethaler
Tütüncü Çırağı
Her şey Franz’ın annesinin isteği üzerine Viyana’ya tütüncü olan Otto Trsnjek’in yanında işe başlamasıyla başlıyor.
Müşterileri olan Profesör Sigmund Freud ile dostluk kurmuş olan Franz ın dünyasına konuk olduğumuz
‘’ Hayat böyledir işte, kıyamadıklarımız hep kıymaz mı bize? Yakmaz mı canımızı en derinden.’’
Diyor kitabında 
Şenay Malgir
Eda ‘nın hikayesi öyle güzel ki kapağı açmanız ve sona gelmeniz arasındaki zamana şaşırıyorsunuz. Eda ‘ nın yaşamını , yaşadıklarını okumak ,hissetmek çok güzeldi.
Kitap çok akıcı bir şekilde yazılmış. Olay örgüsü ve konuların arasında ki geçiş çok güzel işlenmiş eserin içinde.
Herkesin kendisinden bir satır bulabileceği bir kitap.
Çok severek okudum ve çok beğendim kitabı. Naçizane herkese tavsiyemdir.
Yayın hayatınızda başarılarınızın devamını dilerim. Şenay Malgir
Arka Kapaktan Alıntı:
Hani bazı günler vardır dört mevsimi de birlikte yaşadığımız; bir göz kırpımında güneş açar, bir göz kırpımında gökyüzü bulutlarla dolar. İşte insanın kalbi de böyle değil midir? Bir yanı bahar bahçe, bir yanı boran kar. Bir yanı tazecik çiçek kokularıyla mest olup, bir yanı zemheri ayazlara boğulmaz mi?
İşte “ 
Gönül Mevsimi ” de bunu anlatıyor sizlere. İnsanın kışını, baharını, yazını, gülüşünde açan çiçekleri, gözlerinde yağan yağmurları anlatıyor. Sevgiyle gelen baharı, umut dolu yazı, yapraklar gibi hayallerinin de sarardığı güzü, acılı ve karanlık kışı…
Haydi buyurun Gönül Mevsimi ’ini birlikte yaşayalım. Birlikte açalım çiçeklerimizi, birlikte dökelim gözyaşlarımızı, hep birlikte yaşayalım mutluluklarımızı ve acılarımızı..
“Bir öykü bulalım yerleşebilmek için.”
Tarık Tufan’dan okuduğum 3. kitap 
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak. Ve beni içlerinde en çok etkileyen de bu kitap oldu.
Kullandığı dili dolayısıyla okuması kolay gibi görünüyor ama değil. Bazı hikayeler öyle bir yumru gibi oturuyor ki boğazınıza kitaba ara vermek zorunda bırakıyor sizi.
Kitap kısa hikayelerden( deneme tarzında yazılan metinler de var) oluşuyor. Konuları hiç yabancı değil bize hepimizin ortak acıları. Biraz tecavüz kurbanı kadınlardan, biraz çocuklardan, biraz Filistin’den, biraz Hiroşima’dan ve daha nicelerinden bahsediyor yazar. Size de dinlene dinlene okuması kalıyor.
Ben çok etkilendim kitaptan. Sizler de Tarık Tufan ile daha önce tanışmadıysanız nacizane tavsiyemdir, lütfen tanışın :)
Keyifli okumalar..
“Küçük kızların korkmuş haldeki yüzleri nasıl olur biliyor musun? Bir acıdır, bir bıçaktır, nasıl bu kadar derinlere saplanır anlaşılmaz.” (sf 89)
