İçimdekileri kusamıyorum. Ben ağlayamıyorum. Ben birilerine anlatmak istiyorum. Ben çok dinledim herkesi, niye herkesin sırtı dönük? Yaralarım acıyor, kabuk bağlamış, dokunma geçer diyorlar geçmiyor. Dokunmuyorum daha da kanıyor. Oluk oluk kanıyorum. Herkesin yarasına yetişen ben, oluk oluk kanarken kimse beni görmüyor. Yemin ederim ki yanlış bir şey yapmadım kimseye. Nasıl bir günah işledim ki? Çok acıyor yemin ederim. Her şey olduğu gibi başıma yıkılmış, evim gibi.
"Dayağı yasaklayacak bir eğitim sistemi hayata geçirilebilir, bunu tamamen anlıyorum; buna rağmen mahkemede sizlerin suçları azaltmanızı ve ailede olduğu gibi devlette de var olması gereken doğruları çiğnemekten vazgeçmenizi nasıl beklemiyorsam, bedensel cezanın da tam ve kayıtsız şartsız kökünün kazınacağını pek ummuyorum."
Sayfa 250 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
392 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitapta 1930'larda Almanya'da Hitler zulmünden kaçıp Türkiye'ye gelen bir ailenin 4 kuşak hikayesi anlatılıyor . Her Ayşe Kulin romanı gibi büyük bir zevkle okudum. Akıcı bir dili var okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan
Kanadı Kırık Kuşlar
Kanadı Kırık KuşlarAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20166,9bin okunma
Eğer dostluğumuz zaman ve mekan gibi şeylere bağlıysa, sonunda zamanı ve mekanı yendiğimizde, kendi dostluğumuzu da yıkmış oluruz! Ama mekanı yendiğimizde, geriye yalnızca Burası kalır. Zamanı yendiğimizde, bize kalan yalnızca Şimdi'dir. Burayı ve Şimdiyi paylaşacağımıza göre, nasıl düşünemezsin sık sık birlikte olacağımızı?"
Dünyadaki maddelerle nasıl ilgili olduğumuzu düşünün. içmek istiyoruz ama herhangi bir içki olmaz. Yalnızca viski istiyoruz; hatta belli bir cins viski, örneğin Talisker. Bazı durumlarda betimlemeler kesilir. Bardaktaki Talisker olduğu sürece özellikle şu veya bu viski olması çok da önemli değildir. Belki de bize Talisker adı altında sunulan içici, bir başkasıyla değiştirilmiş olabilir; fakat viskimiz aynı arzulanan cinsten olduğu sürece, bir problem yoktur. Özel ilişkilerimizin olduğu insanlarla aramızdaki şeylerse tamamen farklıdır. Sizin çocuğunuza benzeyen bir çocuk görmek istemiyorsunuz; kendi çocuğunuzu görmek istiyorsunuz. Bu durumda, çocuğunuz bir başkasının, bir başka şeyin yerine koyulamaz ve bir başkasıyla yer değiştirilemez; yani viski gibi değildir.
Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı
Fıratın iki yakası bir araya gelmeden Türkiye’nin iki yakası bir araya gelmez Bu değerlendirme sadece coğrafi bir tutum değil.Nasıl ki Fırat ırmağı sınır aşan suların başında geliyorsa Kürt sorunu da yıllar içinde sınır aşan bir düğüm oldu.Bu sadece Türkiye’den kaynaklanmıyor.Küresel aktörlerin. Ortadoğu’yu her fırsatta yeniden şekil lendirme politikası masaya yatırılınca en çok masada kalan konuların başında Kürt sorunu gelir.
Sayfa 36 - Bilgi yKitabı okuyor
Reklam
Daha başka bir deyimle, Kur’an’ın, Tanrı sözleri olduğuna inanmak nasıl kişisel bir hak olabiliyorsa, bunun aksini savunmak da o derece bir haktır. Bu böyle olunca, kişilerin bu hakka sahip olarak Kur’an’ın gökten inme değil, insan yapısı olup, esas itibariyle Muhammed tarafından Arap ümmeti için hazırlanmış bir kitap olduğunu söylemeleri, bu kitabi şeklen ve içeriği itibariyle eleştirmeleri kadar doğal bir şey yoktur. Böyle bir eleştiriye girişenler şunu belirtmek zorunda kalacaklardır ki, Muhammed, ilk başlarda kendisini Araplara gönderilmiş bir “peygamber” olarak ve Kur’an’ı da Arap ümmetine hitaben indirilmiş kitap olarak göstermiş; daha sonra (özellikle Medine’ye geçtikten sonra) giderek güçlenmekle, gerek kendisini, gerekse Kur’an’ı, Araptan başka kavimlere (örneğin, Yahudilere ve Hıristiyanlara) ve nihayet tüm insanlara da gönderilmiş gibi tanıtmıştır.
"Oysa şimdi anlıyordu; bazı anlar, bazı insanların kalbimiz­deki yerini nasıl da bir çırpıda mahvedebiliyordu."
Sayfa 17
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Mor Etekli Kadını sürekli takip eden, ne yaptığını, ne yediğini, nerede kaldığını sürekli not eden ve bir stalker olan Sarı Ceketli Kadın arasında nasıl bir bağ var ki, bir sapık veya psikopat olmamasına rağmen bunu neden sürekli yapıyor? Japon yapar Natsuma İmamuro, sakın yaşamıyla fazla dikkat çekemeyen Mor Etekli bir kadının yani sıradan bir insanın da hayatına dair bazı dokunuşlarla oldukça enteresan bir hale dönüşebileceğini ispatlar gibidir. Kimseye bir zararı yokken birilerinin radarına girerek oldukça dikkat çekici birine dönen bir kadın, aslında onunla arkadaşlık kurmak isteyen ama bunu nasıl yapacağını bilemeyen başka bir kadın ve diğerleri ... İlginç konusu ile #moreteklikadın #japonedebiyatı için okunmaya değer iyi bir örnek
Mor Etekli Kadın
Mor Etekli KadınNatsuko Imamura · Can Yayınları · 2021400 okunma
Güneşin dünyaya nasıl doğduğunu bir düşün.Allah (c.c)bu nizamı nasıl da düzenli yapmıştır eğer Güneş hep aynı yerde olsaydı o zaman güneş ışınları sadece aynı bölgelere ulaşır, dünyanın diğer yerleri bu ışığı alamaz dağlar ve tepeler bu durumda güneş'in ışığını engellerdi.
Reklam
Nasıl da yaşıyoruz be, doğuyoruz, büyüyoruz, ne acayip şey!
Sayfa 16 - YkyKitabı okuyor
"Aptalca saçmalıklarla halkın kafasını nasıl da karış­tırıyorlar! "
232 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Adını Duymam 8 Yıl Öncesi ,Okumak İse 2024 Yılına Nasip Oldu . Kişinin Kendini Yönetip İradesini Sağlıklı Bir Şekilde Yönetebilmesi İçin Yapması Gerektiği, Gözden Geçirmesi Gereken Kısımlar Vardır. Kitaba Baktığımızda İki Kısımdan Oluşmakta Kurumsal Ve Pratik Kısım. Kurumsal Kısma Baktığımızda Bir Ön Bilgilendirme Açıklama , Kişinin Kendini
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Kapra Yayıncılık · 028,2bin okunma
Yetenek kendine özgüdür, genelde çeşit çeşittir ve bazen düpedüz çekilmez olur. İlkin, talent ollige - "yetenek kişiyi zorlar". Neye mi? Kimileyin en berbat konulara. Yanıtı zor bir soru çıkıyor ortaya: Yetenek mi kişiye egemen oluyor, yoksa kişi mi yeteneğe? Hayatta olan, olmayan yetenekleri ne kadar izlesem de, incelesem de
Sayfa 245 - 246, 247, 248 Yapı Kredi Yayınları
Dinlediği sırada kendisine ezberlenecek kadar doğru görünen fikirler nasıl oluyor da bu kafada barınacak ufak bir yer olsun bulamıyorlardı? Yusuf kendini zorladıkça aklına tek tük kelimeler, cümleler geliyor, fakat bunlar herhangi bir mana ve ruhtan mahrum bulunuyordu.
Sayfa 152 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.