Kitaba başladığım andan itibaren dört gözle, bu kitap için inceleme yazmayı bekliyordum. Kitabı bir kaç gün önce bitirdim nihayet yazmaya fırsat bulabildim.
Bu kitabı yeğenim,dostum önerdi bana. Yaşar Kemal'i sevdiğimi bildiği için bunu okumam gerektiğini söyledi. Onunla uzun uzun İnce Memed konuşuruz, türküsünü dinleriz, çalarız söyleriz. Yaşar
çıkar boynundan at o ipi çocuk,
salıncaklar mı yok sana
kalk hadi o soğuk betondan
yatacak başka yer mi yok sana
annemi verdim, babamı verdim, en sevdiklerimi ölüme de,
ben bu yaşım da gitmenin böylesini görmedim.
kırılan bir boyun gibi, orta yerinden kırıldığında ömrüm,
görmedim ademoğlunun dalından koparılır gibi koparıldığını...
ve böylelikle, umut etme kabiliyetimizi aldılar elimizden,
ne diyeyim, dilerim ihtiyacı olan birine gidiyordur bizden çaldıkları "umut"
dünya adaletsiz çocuk!
dünya zorba
elbet eşitlenecez o gün kıyamda,
bu kekeme, toz ve duman sözlerimi
iyi belle!
bahara kalmaz gelirim yanına.
youtube.com/watch?v=-aAF18j...
Seslendiren:Çetin Tekindor
Türk şiirinin mavi gözlü dev adamı Nazım Hikmet, ömrüne sayısız şiir sığdırmış, Türk edebiyatının en değerli isimleri arasında her zaman adı anılan usta bir kalemdir. Nazım Hikmet'in 3 Haziran ölüm yıldönümü anısına...
youtu.be/SEbsNaWA7-I
Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz
Enver Gökçe...
Siyasetin işkence ve ölüm kokan sokaklarında, bir avuç şehirlinin bir kucak dolusu köylüsüne galip geldiği zamanlarda; kokuşmuş düzene pırıl pırıl düzensizliği tercih eden şairidir.
Otobiyografisinin ve şiirlerinin yer aldığı bu kitapta Türk Edebiyatı' nın unutulmuş dehlizlerinde güzel bir yolculuğa çıkacaksınız.
O' nun
"Dışarda
bir bayrak gibi dalgalanırken adı,
içerde O
ihtiyarladı.."
Benerci için yazılan bu satırları Nazım kendi için de yazmıştır. Dışarıda, hem ülkesinde hem dünyada ünü artarken o yıllarca demir parmaklıkların ardında bekledi. Beklerken umudun adı, devrimin savaşçısı, aşkın da temsilcisi oldu. Nazım Hikmet'in tüm eserlerini okuma
youtu.be/okXZG-hOYcg
İyi ki doğdun güzel yüzlü şair,
İyi ki doğdun mavi gözlü dev,
İyi ki doğdun davamızın sadık neferi,
İyi ki doğdun üstadım,
İyi ki!
Nazım Hikmet'in doğum günü şerefine yorumlamış olduğum "Güneşi İçenlerin Türküsü" şiiri başta kendisi olmak üzere,Yaşar Kemal,Orhan Kemal,Kemal Tahir,Ahmet Arif,Deniz Gezmiş,Yusuf Arslan,Hüseyin İnan,Mahir Çayan,Harun Karadeniz,Taylan Özgür,İbrahim Kaypakkaya,Yılmaz Güney,Ali İsmail Korkmaz,Ethem Sülüsülük,Berkin Elvan ve daha nice devrimci neferlere armağan olsun!
Bu şiir,yaşarken kalbi devrim idealiyle atmış,şimdiyse peşlerinde doldurulmaz boşluklar bırakıp verdikleri mücadelelerle bize inanç ve güç olan bütün devrimci yazarların,şairlerin,aktivistlerin ve sanatçıların anısına okunmuştur...
Hep Genç Kalacağım; Sabahattin Ali'nin 1922-1948 yılları arasındaki mektuplaşmalarını içeren; ailesiyle, dostlarıyla, öğrencileriyle olan ilişkisini görebileceğiniz bir anı-mektup derlemesi.
Nâzım Hikmet, Hasan Alî Yücel, Hüseyin Nihal Atsız ve daha birçoklarıyla olan ilişkisini görebileceğiniz gibi, dönemin toplumsal yaşantısına, eğitim sistemine ve politik gündemine de tanıklık edeceksiniz.
Mektupların en önemli tarafı bence şu: bu mektuplar yazılırken, o dönemin koşulları gereği, yalnızca iletişim kurmak için yazıldı. Dolayısıyla mektupların Sabahattin Ali anısına yayınlanacağı hesap edilmedi. Bu nedenle hepsi son derece gerçek ve samimi.
Okurken beni çok duygulandıran mektuplar vardı. Sabahattin Ali'yi gerçek mânâda tanımak ve dönemi anlamak için okunması gerektiğini düşündüğüm önemli kitaplardan biri.
Sabahattin Ali'yle ve kitaplarıyla ilgili daha detaylı bilgiye bu videodan ulaşabilirsiniz:
youtu.be/cLkygG5JZyE
Hep Genç KalacağımSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20081,153 okunma
yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü
bir kırmızı gül dalı
şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı
nâzım ustanın
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Ayrılık yaklaşıyor her gün biraz daha,
güzelim dünya elvedâ,
ve merhaba
k â i n a t . . .
Saat 21-22 Şiirleri
Bizi esir ettiler,
bizi hapse attılar :
beni duvarların içinde,
seni duvarların dışında.
Ufak iş bizimkisi.
Asıl en kötüsü :
bilerek, bilmeyerek
hapisaneyi insanın kendi içinde taşıması...
İnsanların birçoğu bu hale düşürülmüş,
namuslu, çalışkan, iyi insanlar
ve seni sevdiğim kadar sevilmeye lâyık...
SEVGİLİYE SON BAKIŞ...
SEN ÖLÜMSÜZ AŞKIN
RESMİNİ YAPABİLİR MİSİN ABİDİN?
Ölmeden bir kaç ay önce..
Şöyle yazmıştı..
Saçları saman sarısı Vera'sına;
"Gelsene dedi bana..
Kalsana dedi bana..
"Şimdilerde Nâzım Hikmet'i değerlendiren iki aşırı uç belirmiş bulunuyor: kimi yazar onu dünyanın en büyük şairi olarak anarken, kimi yazar da sadece siyasal bir bildirinin taşıyıcısı olarak görmek istiyor. Kuşkusuz bu iki ucun ikisi de siyasal bir tavırdan çıkıyor. Hele sosyalizme karşı olanların Nâzım Hikmet'in üstünü çizerken ileri sürdükleri kanıtlar bütünüyle şiir dışı şeyler. Bununla birlikte Nâzım Hikmet'i tapınılacak bir şair olarak görmeyi istemek de, sanırım, önce gerçekçilik açısından, onun anısına hayınlık etmek olacaktır."