Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yoruldum çok fazla yoruldum . Hayatımda beni yerle bir eden dört duvar arasında sıkışmama neden olacak bir şey yok ağır şeyler yaşamıyorum hayatımı göz önünde bulunduruyorum bir daha kanât getiriyorum ağır durumlar yaşamadığıma fakat bazı şeyleri kabullenmek istemiyorum ama zorundayım belirsizlik , gereğinden fazla düşünme , geçmek bilmeyen baş ağrıları hayatımda ki bir takım sıkıntılar ….. alışıyor insan alışamaz değil ne yaşarsak yaşayalım zaten insanın fıtratında var bu alışmak denilen eylem . Ben alıştım , istemeyerek alıştım . Defalarca ne yaptım neden böyle oldu neden neden neden yeter artık sonu olmalı .
bismillahirrahmanirrahim
Ey insan, hiç mümkün müdür ki: Sana bu simayı veren, o simada böyle bir sikke-i rahmeti ve bir hâtem-i ehadiyeti vaz'eden zat, seni başı boş bıraksın, sana ehemmiyet vermesin, senin harekâtına dikkat etmesin, sana müteveccih olan bütün kâinatı abes yapsın, hilkat şeceresini meyvesi çürük, bozuk, ehemmiyetsiz bir ağaç yapsın? Hem hiçbir cihetle şüphe kabul etmeyen ve hiçbir vechile noksaniyeti olmayan, güneş gibi zâhir olan rahmetini ve ziya gibi görünen hikmetini inkâr ettirsin. Hâşâ! Ey insan! Bil ki o rahmetin arşına yetişmek için bir mi'rac var. O mi'rac Bismillahirrahmanirrahîm 'dir. Ve bu mi'rac ne kadar ehemmiyetli olduğunu anlamak istersen, Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'ın yüz on dört surelerinin başlarına ve hem bütün mübarek kitapların iptidalarına ve umum mübarek işlerin mebdelerine bak. Ve Besmele'nin azamet-i kadrine en kat'î bir hüccet şudur ki İmam-ı Şafiî (ra) gibi çok büyük müçtehidler demişler: "Besmele tek bir âyet olduğu halde, Kur'an'da yüz on dört defa nâzil olmuştur."
Reklam
312 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
#okudumbitti #açlık İnsan açlığa birkaç gün dayanabilirse de sokakta kalmak felaketti. Serinin üçüncü kitabı biraz daha canlandı sanki. İlk kitap zaten muazzam ötesi bir şeydi ama ikinci kitapta ben bir duraklama dönemine girdim. Açıkçası üçüncüye başlarken de elimde süründürürüm gözüyle başlamıştım ama bir solukta bitti. Çok çok güzeldi. Burda Musa artık öğretmen okulundadır. Ablasının çalıştığı yere gidip ordan da Istanbul'a geçiyor ama sonrasında ne yazık ki okuluna dönemiyor. Çünkü parası yok. Ablası para yolluyor aslında ama Musa'nın eline geçmiyor. Eh bundan sonrası tam bir sefalet. Knut'un Açlık kitabı ile eş zamanlı okudum bunu. İkisi de aynı yollardan geçiyorlar ve bunlar gerçek bir de kurgu da değil yani. Hele de o Gülhane, Sultanahmet taraflarında Musa'nın yaşadığı şeyleri okudukça ürperdim. Gezdiğim bildiğim mekanlarda bir zamanlar koskoca yazarın böyle sefalet içinde kalması beni çok üzdü. Okunması gereken bir yazar ama ne yazık ki çok ön plana gelemiyor bir türlü. Bazı başkalarında da sorun var yayinevi neden bakmıyor buna da bilmiyorum. Bulursanız okuyun kesinlikle. #parlakmeltemkitapligi #türkedebiyatı #like #kitap #kesfet
Açlık
AçlıkHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 2021184 okunma
Varoluşumuz, terk edemeyeceğimiz, ebediyen bağlı olacağımız bir doluluk.“ Kendi “ben"imize çakılıyız; başkalarından önce kendimizin kölesiyiz. Ne yaparsak yapalım kendimize dönüp geliyoruz. Bu, bizim insan olma trajedimiz. Bu trajediden, varoluşun ağırlığından bir nebze olsun kurtulmak için oyun ve eğlence gibi haz stratejileri çok işe yaramıyor. Ancak başkasının varlığı içinde eriyebilirsek, tutkumuzu bir başkasına yöneltebilirsek biraz nefes alabilme şansımız var. Aşk, varoluşumuza tam da bu noktadan sızıyor. Varoluşçu bakış açısından aşka doğru gidişimizi en iyi böyle açıklayabileceğimizi düşünüyorum.
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Siyah Lale aşığı adama
Kitapla çok farklı bir şekilde tanıştım. Kitabı daha önce duymuştum ama açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Alexandre Dumas tarafından 1850 yılında kaleme alınan romantik bir eser. Çok detaya girmeden bahsedeceğim(spoiler içerir!) Ben bu kitabı kısa sürede elime alıp bitirdim. Şunu söyliyeyim kitabın başı başta sıkıcı geliyor sarmıyor gibi hatta
Siyah Lale
Siyah LaleAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202114bin okunma
424 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Feyyan Yezidi dinine mensup Feyyan ile müslüman Yusuf un acıklı hikayesini okuduk. - Yusuf ve Feyyan ın kaderleri bir düğünde kesişir ve birbirini bırakamaz duruma gelirler. Fakat iki dünya bir araya gelse bile bu evliliği kimsenin onaylamayağını ve Feyyan ı güzellikle alamayacaklarını küçücük çocuklar bile bilmektedir . - Sonu çok üzücü biten bir eserdi . Olayları hiç böyle tahmin etmemiştim ama uzun süre aklımdan çıkmayacak etkileyici bir eser oldu. Üstelik kitabı okumadım izledim sanırım. Sanki yanlarındaki dükkanın esnafı yada komşularından biriymiş gibi yaşadım kitabı . O kadar sürükleyici ki bitmeden elinizden asla düşmeyecek bir eser olmuş. Alıntılar: 🪽 Ruhu, ait olduğu yerde değildi, bedeni de kitabın sayfaları arasına sıkışıp kalmıştı. 🪽 Sahi , ne güzel kalbin var senin ? Sevdiği insan karşısında harekete geçen... 🪽 Zaten aşk bu değil miydi? Kalbin içinde gizlice büyüyüp daha sonra bedene bile sığmayan...
Feyyan
FeyyanMustafa Erkenekli · Mi Yayınları · 20241 okunma
Reklam
Şu an gözde olan teorilerden bir tanesi Freud'un öğrencisi olan Melanie Klein'a aittir. Klein'a göre“!, insan yavrusunun doğduğundaki temel derdi hayatta kalmaktır; ne annesini bilir, ne de bir başkasını. Hayatta kalmak için ise bir tek şeye ihtiyacı vardır, bu da annesinin memesindeki süttür. Tüm enerjisini bu hayat damarına yapışmak için harcar, onu alabilmek için saldırır. Bebeğin dış dünya ile ilk ilişkisi de budur. Böylelikle bebeğin psikolojisi de bu temel ihtiyaca göre şekillenir. Eğer bu teori doğruysa, yani bebek annesinin memesindeki sütü istiyor ve o olmadan var olamayacağını şöyle ya da böyle hissediyorsa, kendinde olmayan ama başkasında bulunan bir şey bir insanda ne uyandırıyorsa bebek de böyle bir hissiyat içindedir. Bu temel duygu “haset”"tir. Bebek, onda olmayan bir şeye —anne sütüne--muhtaçtır, annesinde de bu ihtiyaç duyduğu şeyden ziyadesiyle vardır, dolayısıyla annesine haset eder. Elbette böyle bir teori, “anne sevgisi”yle dolu insanlar olarak bize ilk anda ters gelecek, “Yok canım, kimse annesine haset etmez,” diye düşünülecektir. Bunu ancak “Bizde olmayan bir şey başkasında varsa, üstelik biz o şeye kesinlikle muhtaçsak, bu şeye sahip olan kimseye karşı ne hissederiz?" sorusuna nesnel bir cevap arama cesareti gösterdiğimizde, kendimizi dilsiz bebeğin yerine koyduğumuzda anlayabiliriz. Bunu anlayabilirsek, erişkinlikte gösterdiğimiz haset davranışlarının kökenlerinin burada, bu ilksel (primordial) hasette olduğunu anlamamız artık çok kolaydır.
288 syf.
10/10 puan verdi
Kalıcı değiliz madem nedir bu prangalar?
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû.. بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Öncelikle iyi ki okudum demek istiyorum, iyi ki nasip oldu da okudum Bu güzel esere benden önce kıymetli ablam
ℳüTℰᏉᎯℤıᎾᏦUℛℋᎯℕıℳ
ℳüTℰᏉᎯℤıᎾᏦUℛℋᎯℕıℳ
'cığımın gözleri, elleri, hisleri değdi. Ondan da bana nasip oldu elhamdülillah. Yaşanmışlık var idi (çizili
Dünyaya Geldim Gitmeye
Dünyaya Geldim GitmeyeKemal Sayar · Turkuvaz Kitap · 20192,971 okunma
Şu hayatta gerçekten sevdiğim çok az insan var emin ol, hakkında iyi şeyler düşündüklerim de bir o kadar az. Dünyayı ne kadar yakından tanırsam o kadar çok tiksiniyorum
Umut vadetmek
Risk almak...Yaşamak da bir nebze risk almak değil mi? Aslında hepimiz sistemin bir parçası olmaya devam ediyoruz ,düşünmeden sorgulamadan yaşayıp gidiyoruz. Arsız arsız her sabah aynı güneşe uyanmak. Kahvaltı yapmak, aynı yollardan geçmek. Tekrar tekrar aynı rutini gerçekleştirmek. Ama bizi diğerlerinden ayıran risk almak. İnsanlara güvenmek de
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.