Doğrusunu isterseniz korkuyorum. Biliyorum dedi Mustafa İnan. Bu ‘eyyamcı’ kalabalığın seline kapılabilirsin. önce kaç puan tutturduğunun peşinde gidersin günlerce. Durmadan listelerde adını ararsın, gece yanlarına kadar radyolann başından aynlmazsın. Sonra başkatanna imrenirsin bir süre: Önce ‘yabancı ülkelerin ülkemizdeki okullan’ denilen garip
Sayfa 262 - İletişim
Özgürlüğün gerekliliğine inancım sonsuz. En yüce ruhlar özgürlük içinde yeşermiştir. Bu inancımdan dolayıdır ki sonsuz kurallar, sıkı yasalarla kısıtlamadım seni. Çok az şey istedim senden; oysa sen dilediğin gibi davranmakta direttin. Bir bakıma dilediğin gibi davranmanı ben istedim, kendi kendinin patronu olacak biçimde yetişmeni destekledim. Bunu yaparken de, yanlış yollara sapmayacak kadar akıllı davranmanı bekledim. Hiç değilse derslerine çalışacağını, okulunu boşlamamanı umdum. Ama sen beni yalancı çıkardın. Ne yapmamı istiyorsun? Yaşantına sınırlar koymamı, neyi ne vakit yapacağını kurallarla saptamamı mı bekliyorsun? Hafiye gibi gözüm üstünde olsun, her hareketini, her isteğini ben düzenleyeyim, her akşam sana hesap sorayım mı istiyorsun? Her an başında dikilip sana zorla ders çalıştırayım, bunu mu bekliyorsun benden?”
Reklam
Ne çok beyaz yalanımız varmış :)
"Nerede kaldın? " dedi. Ve ben de "Disaridaydım" dedim. Buna beyaz yalan denir. Beyaz yalan tam olarak yalan sayılmaz, gerçeği soylersen ama tam olarak soylemezsen bu beyaz yalan olur. Bu demektir ki söylediğin herşey beyaz yalandır, örneğin biri "Bugün ne yapmak istiyorsun?" diye sorduğunda " Bayan Peters'la resim yapmak istiyorum." dersin ama "Ogle yemeğini yemek ve tuvalete gitmek ve okuldan sonra eve gidip Toby ile oynamak ve akşam yemeğimi yemek ve bilgisayarimla oynamak uyumak istiyorum." demezsin.
Sayfa 70 - Iş Bankası Yayınları
Çocuklarımıza zaman ayırmak!
Çocuk, babasının akşam işten eve dönmesini merakla bekliyordu. Çok heyecanlıydı. Çünkü günlerdir hep bu anı bekliyordu. Nihayet kapının zili çalar çalmaz birden odasından fırladı. Sevinçle babasına kapıyı açtı hoş geldin babacığım dedikten sonra babasına, “Babacığım, sen bir saatte kaç para kazanıyorsun” diye sordu. Eve yorgun gelen baba şaşkınlıkla “Ne yapacaksın. Bu seni ilgilendirmez.” diye cevap verdi. Çocuk; “Babacığım lütfen bilmek istiyorum” dedi. “Eğer çok bilmek istiyorsan 10 lira kazanıyorum” dedi. Bunun üzerine çocuk: “Babacığım bana beş lira verir misin?” dedi. Babası iyice sinirlendi. Benim senin saçma oyunlarına ayıracak param yok. Hemen odana çık dedi. Çocuk odasına gitti. Sessizce ağlamaya başladı. Çünkü günlerdir bu anı bekliyordu ve çok üzülmüştü. Bir müddet sonra baba sakinleşti ve çocuğun yanına gitti. Oğlum gel bakayım, al istediğin lirayı, sana biraz önce kaba davrandığım için üzgünüm. Uzun ve yorucu bir gündü dedi. Çocuk sevinçle haykırdı. Hemen yatağının altından biriktirdiği diğer paraları çıkardı. Ve paraları babasına sevinçle uzattı. “İşte on lira babacığım. Şimdi bir saatini alabilir miyim?”
Sayfa 38 - Yediveren
Fikir Arkadaşı
Okur okur, kitaplarda yazılan şeyleri hakikat zannederek kafasına yerleştirirdi. Hayata bakmalı, hayata; kitaplarda bir şey yok... Kim bilir, belki biz de evimizde okuyoruz... Fakat hayat büsbütün başka... Etrafı ve zamanı kollamalı... Vakti geldiği zaman ben ondan daha fedakârca ortaya atılırım... Kafamdaki bir fikir uğruna kanımı son
YKY - 17.Baskı / Kasım 2017Kitabı okuyacak
Bugün ben de evime dönüyorum...” Sonra üzüntüyle, “Çok daha uzak... Çok daha zor...” dedi. Olağandışı bir şeylerin olduğunun farkındaydım. Küçücük bir çocukmuş gibi kollarımda tutuyordum onu, ama bana öyle geliyordu ki hızla korkunç bir uçuruma doğru gidiyordu ve onu kurtarmak için yapabileceğim hiçbir şey yoktu... Bakışları çok uzaklarda bir
Reklam
172 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.