Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşamak mı? Ne münasebet, ben şu anda rüyamda kendimi ölmekte görüyorum.
Habibullah fena içerledi; dişleri, gözleri parladı; elinde gazetesiyle ayağa kalktı, “Kozmoğrafyanın yaktığı kandil kim, sen kim! Onunla senin aranda ne münasebet var? Hekimin yanında şairsin; şairin yanında hekimsin; şair ve hekimin yanında filozofsun; hem şair, hem hekim, hem filozofun yanında nesin? Hiç!" diyecekti; diyemedi;
Reklam
-"Ölmeden ölünüz!" Yoksa şu tabuttakiler miydi ölmeden ölenler?. -Ne münasebet, diye geçirdi içinden; onlar ölü doğanlar, yaşamadan ölenler...
-"Ölmeden ölünüz!" Yoksa şu tabuttakiler miydi ölmeden ölenler?. -Ne münasebet, diye geçirdi içinden; onlar ölü doğanlar, yaşamadan ölenler...
Sayfa 18
Kim olursa olsun, her ne zaman bir insan ile münasebet kurarsan, onun hakkında vakar ve kıymeti­ne göre nesnel bir değerlendirme çabası içerisinde ol­ma. Onun iradesinin kötülüğünü, anlayışının sınırlılığını veya fikirlerinin tersliğini nazarı itibara alma; çünkü ilki seni kolaylıkla nefrete, ikincisi küçümsemeye götürür. Tam tersine dikkatini sadece onun ıstırapları, ihtiyaçla­rı, endişeleri ve acıları üzerine teksif et. O vakit herza­man onunla akrabalığını hissedecek; onun duygularım paylaşacak ve nefret yahut küçümseme yerine şefkat ve merhameti tecrübe edeceksin
Yaşamak mı? Ne münasebet? Ben şu anda rüyamda kendimi ölmekte görüyorum.
Sayfa 91 - CanKitabı okudu
Reklam
"İlim maddeci imiş. Ne münasebet! İlim, gerçeği bölerek anlamaya çalışan, sınırlı olmaya mahkûm bir tecessüs. Karanlık bir ormanda dolaştırılan çıra. Materyalizm veya idealizm gibi küstah ve bütüncü nazariyelerin tehlikeli dünyasına sokulmamalıdır ilim."
Sayfa 192Kitabı okudu
Ne münasebet, iman bir nasip işidir, zorlamayla olmaz.
Sayfa 172Kitabı okudu
İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve mânasız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu. İnsan kaderinin ve tarihin büyük sırrı burada idi.
Sayfa 363 - DERGAH YAYINLARIKitabı okudu
İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve mânâsız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu.
Reklam
Maddecilik şiiri ortadan kaldıramaz. ... Şiir mi batacak? Sanat mi silinip kalkacak yeryüzünden? Hiçbir zaman! Basitlik mi alacak onların yerini? Ne münasebet! Hayır. Şiir, sanat hâlâ yaşıyor; yalnız yaşamakla kalmayıp insan ruhuna egemen oluyorlar, insan ruhunu yüceltiyorlar. Onların mübarek etkisi her yerde yaygın olmasa hepimiz cehennemde olurduk şimdi... Kendi basitliğimizin, küçüklüğümüzün cehenneminde!
Sayfa 516 - CAN KLASİK KADINLARKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.