"Aşk nedir?"
" Neymiş?"
"Aşk, Füsun karayolları, kaldırımlar, evler, bahçeler ve odalarda gezinirken ve çay bahçelerinde, lokantalarda ve akşam yemeği sofrasında otururken, ona bakan Kemal'in duyduğu bağlılık duygusuna verilen addır."
İstihbaratın dedikodu ve ispiyon değil; aslında insan zekasının en önemli çalışma biçimlerinden birisi, sosyal bilimlerin en gelişmişlerinin başında gelen bir sosyal bilim ve aynı zamanda bir zanaat olduğunu İstihbaratın derinlerine girdikçe öğreniyorsunuz.
“Önceden yaşamak nedir bilmezdim. Yine de yaşamayı herkesten daha fazla severdim. Şimdi hayatımın kıymetini iyice biliyorum. Yine de senin için ölmeyi, yaşamaya tercih ediyorum. Sen ölümü benden fazla seviyorsun. Ben de seni canımda çok seviyorum.”
Her insan kendisine bir yurt arar. İnsan daima sıla özlemi içindedir, sevgiyi ve şefkati arar. Daüssıla, memleket özlemi, kana kana içtiğimiz bir sevgi ve merhamet arayışından başka nedir ki?
Şimdi her şey bir kalbin derdine pervanedir
Özüne gurbet olan bilemez can vereni
Görebilseydi güneş, sarı bir yaprak gibi
Düşüp avuçlarına sorardı : Ölüm nedir?..