Allah'ım sen bizim kötü huy ve alışkanlıklardan kurtulmamızı,nefsimizi terbiye etmemizi nasip eyle.Bize iyilik ve merhametle atan bir kalp ver🤲
وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّي إِن َّ رَبِّي غَفُورٌ رَحِيمٌ ﴿٥٣)
"Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir dedi. (Yūsuf, 12/53)
Sevdiklerinize verebileceğiniz 8 özel armağan;
1) Dinleme... Ama gerçekten dinleyin. Kesmeden, hayal kurmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden... Can kulağıyla dinleyin.
2) Sevgi... Kucaklamalar, öpücükler, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun. Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlayabilir.
3) Kahkaha... Fıkra anlatın, neşeli hikâyeleri paylaşın. Bu armağanınız "seninle birlikte gülmeyi seviyorum" anlamına gelir.
4) Yazılı bir not... Basit bir "Yardımın için teşekkürler" notu, ya da belki bir şiir... Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır.
5) İltifat... Basit, içtenlikle söylenen bir söz ("Bu renk sana ne çok yakışmış", "Harika bir is çıkardın", "Yemek nefis olmuş" gibi) karşınızdakinin içini aydınlatır.
6) İyilik... Her gün, rutininizi kırıp birisine hoş, nazik bir şey yapın.
7) Yalnızlık... Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktır. Bu anlara duyarlı olun ve ihtiyacı olana yalnız kalma armağanını verin.
😎 Neşeli bir yapı... Birine tatlı bir söz söylemek gibisi yoktur. Selâm vermek veya teşekkür etmek o kadar da zor değil. 🙋♀️
Bu kitabı okuyana kadar hiç Nikolay Vasilyeviç Gogol eseri okumamıştım. Açıkçası Dostoyevski'nin kalemine hayran bir okur olarak kendimi Gogol okumamış olma konusunda eksik de hissetmiyordum. Fakat Gogol'u okumaya başladıktan sonra kafamda onlarca soru işareti oluşmaya başladı. Acaba yıllardır kafamdaki o büyük tahta oturmuş olan Dostoyevski'nin
Bakara Sûresi / 256.Ayet
256. Din(e girmede/iman etme)de zorlama yoktur.
İslâm, iman konusunda zorlamayı değil; tebliği, daveti ve irşâdı esas almış, iman edip etmemeyi, herkesin hür irade ve vicdanına bırakmıştır.2 Ancak toplumun fesadına sebep olan hallerde yönetim birimlerince bazı yaptırımlar uygulanır. Aile reisleri de aile fertlerine din
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Uzun zamandır inceleme yazmamış olmanın acemiliğini çekiyorum şu an. Yazım, anlatım, ifade zorluğu ya da yanlışlığı yaparsam affola :)
Öncelikle aslında Mesnevî incelemesi yazmayı düşünmüyordum ama en azından esere ya da düşünce tarzına bakış açımı ufak da olsa ifade etme ve farklı bir bakışla belki de biraz eleştirel yaklaşma ihtiyacı hissettim.
Kitabın ismi "Ene"
Arapça da "ben" demek ..
Hakkaten kim bu ben dediğimiz, benliğimiz, içimizde ki olan şey...
Tanıyor musunuz kim?
Ya da tanıdığınızı mı sanıyorsunuz?
Sürekli hani konuşan bişey var, ama onu sevgi kıskaçlarımıza o kadar hapsetmişiz ki ona canım diyoruz.
Canım şunu çekti diyoruz ya hani o candan
Zamanında bir video izlemiştim KPSS için oradaki beyefendi anlatıyordu bir anısını. Biri kızını getirmiş okula kayıt için ve şöyle demiş 'hoca buna okuma öğret ama yazma öğretme .' E tabi haliyle merak edip sormuş öğretmenimiz de 'niçin ?' diye aldığı cevap da 'yarın öbür gün erkeklere mektup yazar' olmuş. İşte biz
Biraz günışığı, biraz rüya ve biraz umut
Toplamda 6 bölümden oluşan bu kitapta ,ana bölüm olan, sadece ilk 2 bölümü açacağım.
1. Bölümde evrenin yaradılışındaki 7 güne tanık oluyoruz.
Şairane ve sesleniş havasında yazılmış bu hikayede önce yaradılış ve evren hakkındaki sorgulamalardan, düzensizliklerden, acılardan bahsediliyor.