Tam olarak kalbinize seslenen bir kitap. Zerdüşt’ün yolculuğunda ona arkadaş oluyorsunuz. Karşılaştığı kişileri, olayları tek tek analiz ediyor ve en doğru bilgiye ulaşmak, üst insanı bulmak istiyor. Bunları yaşarken duygularını hiç dizginlemeden, düpedüz bir şekilde ifade ediyor. Tiksintisini, hayranlığını, merakını, eleştirilerini, yorumlarını gayet sade bir dille sunuyor Zerdüşt.
İki hayvan dostu var: Yılanı ve kaplanı. En onurlu ve en kurnaz hayvanlar olarak tanımlıyor onları. İnsanı ise aşılması gereken bir şey olarak, üst insana bir köprü olarak görüyor.
Dindar ve erdemli geçinen kişilerin ikiyüzlülüğünü ortaya seriyor. Sahte ilişkilerle, yapmacık duygularla dalga geçiyor. Halka yaranmaya çalışan şarlatanları eleştiriyor. Malla mülkle övünen ve kendini yüksekte sayanlara cevaplar veriyor.
Yolculuğunu tamamladığında yanında bir aslan ve yüzlerce kuş… İnsanların arasında aradığını bulamıyor ve yeniden geldiği dünyaya dönüyor.
Nietzsche kendine has üslubu ile büyülüyor bu kitapta okuyucuyu. Düşündürüyor. Ahlaki yoksunluğun farkına vardırıyor. Aslolan içtenliği, dürüstlüğü ve iyiliği tasvir ediyor. Bunu çarpıtmaya meyilli olan insan doğasını o taraftan bu tarafa çarpıyor.
Dinsiz gibi görünen gerçekten iyi olan her şeye inanan, özünde dindar bir Zerdüşt’ün güzele dair bir şey aradığı dünya yolculuğuna eşlik edeceksiniz bu kitapta… Ona göre insan kötü ve aşılması gereken bir şey.
Tavsiye ediyorum tüm kitap severlere…