Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HALİFE MUTLAK TASARRUF SAHİBİ DEĞİLDİR!
Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Rasulü'ne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak 'İşittik ve itaat ettik!' demeleridir. İşte, onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." [Nur Suresi 51] Ve şöyle buyurmuştur: "Onlara 'Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Rasul'e gelin!' denildiği zaman, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün." [Nisa Suresi 61] Ve şöyle buyurmuştur: "Hayır! Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlıklarda sana (İslâm'a) muhakeme olup sonra da senin verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyet ile teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." (Nisa Suresi 65) "Sana bir dava arz edildiğinde nasıl hükmedeceksin? Dedi ki: Allah'ın Kitabı'nda olanlar ile hükmederim. Dedi ki: Ya Allah'ın Kitabı'nda yoksa? Dedi ki: Rasulullah SallAIlahu Aleyhi ve Sellem'in Sünneti ile. Dedi ki: Ya Rasulullah'ın Sünneti'nde de yoksa? Dedi ki: Tüm cehdimi harcayarak içtihat ederim. (Ravi) dedi ki: Rasulullah göğsüme vurdu ve şöyle dedi: Rasulullah'ın elçisini, Rasulullah'ın razı olduğuna muvaffak kılan Allah'a hamd olsun." [Ahmed b. Hanbel]
Sayfa 33 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
ALLAH'IN İNDİRDİKLERİ İLE YÖNETMEK FARZDIR!
Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Rasulü'ne davet edildikleri zaman, onlardan bir kısmı hemen yüz çevirirler. Ancak (Allah ve Rasulü'nün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise koşa koşa gelerek boyun bükerler.Onların kalplerinde bir hastalık mı, yoksa bir şüphe mi var? Yoksa onlar, Allah ve Rasulü'nün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Bilakis onlar zalimlerin ta kendileridir! Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Rasulü'ne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak 'İşittik ve İtaat ettik!' demeleridir. İşte, onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Her kim Allah'a ve Rasulü'ne itaat eder, Allah'tan korkar ve sakınırsa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." [Nur Suresi 48-52) Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Hayır! Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlıklarda sana (İslâm'a) muhakeme olup sonra da senin verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızıntam bir teslimiyet ile teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." [Nisa Suresi 65]
Sayfa 15 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"Eğer yasaklandığınız şeylerin büyüklerinden (büyük günahlardan) sakınırsanız, sizin (diğer) kabahatlerinizi (küçük günahlarınızı) örteriz ve sizi çok güzel bir yere (cennete) girdiririz." Nisa Suresi: 31
Sayfa 41 - Ahıska Yayınevi - 6. Baskı - İstanbul 2017 - 5.cilt / Nisa Suresi
“Ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın” (Nisa Suresi 43).
Böylece Allah, sarhoşların ne söylediklerinden habersiz oldukları için namaz kılmalarını istemediğini bildirmiştir. Peki, ayık kafalıyken anlamını bilmediği ayetleri Kuran’dan okuyup ne dediğini bilmeyenlerin durumu bu sarhoşlarınkine benzememekte midir? Bunların namazlarında yerine getirmedikleri unsur olan “ne söylediğini bilmek” sarhoşların yerine getirmediği unsurla aynı değil midir? Kişinin ibadette söylediklerinin farkında olması bir ruhsat ve bir kolaylık olarak görülmemelidir. Kişinin söylediklerinin farkında olarak ibadet etmesi, kişinin Yaratıcısı ile gerekli bağı kurması için önemli bir şarttır. Kuran’da, 2-Bakara Suresi 45. ayette, sabırla ve namazla Allah’tan yardım dilemek geçer. Namazda söylediklerinin manasından habersiz olan kişi, kendi özel derdiyle ilgili özel duygularını nasıl dile getirip de Allah’tan yardım dileyecektir.
Adaletin İkamesi ve Siyaset
"Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutun ve kendiniz, ana-babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olun..." - Nisa Suresi, 135. Ayet
"...insan zayıf yaratılmıştır." (Nisa Suresi 28. Ayet)
Sayfa 82 - Diyanet işleri başkanlığı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
4.cilt
3. “Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selâm verin veya verilen selâmı aynen iâde edin.”  Nisâ suresi (4), 86 Âyet-i kerîmede geçen “tahiyye” kelimesinin Arap dilinde başka anlamları varsa da, İslâm’da selâm anlamına kullanılmıştır. Kur’an âyetleri bunu açıkça belirtir.
Bakara suresi -88. Ayet
Hz. Peygamber(sa), Yahudilere kendi tarihlerinden hatırlatmalarda bulunarak kollektif hafızalarını harekete geçirmek isterken, amacı onları zaten aşina oldukları Hak ve Hakikat'le yüz yüze getirmeye çalışmaktı. Ona verdikleri cevap ilginç: "Bizim bu işlere karnımız tok veya bi bunları biliyoruz, kalplerimiz bunlarla dolu. Bilgi, hikmet, kıssalar, öğütler bizim yabancımız değil, sen tereciye tere mi satmaya çalışıyorsun? Biz bunları biliyoruz ve buna rağmen çağrına olumlu cevap vermiyoruz" der gibi tepki gösteriyorlar. Söz konusu ret Nisa, 155'te tekrar edilmektedir.
Sayfa 224 - Çıra YayınlarıKitabı okuyor
Selam Esenlik Refah Adalet Barış Güvenlik vs. manalara gelmektedir. Nisa Suresi 86. ayette meal edilirken yapılan hata şudur. Bir toplum ya da zümre sizlerin Adalet Refah Barış ve Esenlik içinde yaşamınız adına bir eylem üretmişse, siz de onları aynı tavrı daha fazla gayret ederek gösterin. Bu da Kur'an-ı Kerim'in Esenlik anlayışının termasyonel düzlemde nasıl gelişeceğini bizlere gösterir ki sadece "Selamünaleyküm ahali" olarak ifade edilmez.
İbn Abbâs'a göre Nisa suresi 32. Ayet tefsiri:
Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: "Allah'ın, mirastan erkeğe kadının iki katını vermesi gibi, bazınıza diğerinden fazla verdiği şeyleri temenni etmeyin. Erkekler için kazandıklarından yani miras taksiminde elde edip sahip olduklarından bir pay vardır; kadınlar için de mirastan kazandıklarından az veya çok bir pay vardır. Öyleyse kadınlar Allah'ın kendilerine ayırdığı paya kanaat etsinler ve dinin hükümlerine itiraz etmesinler. Fakat siz Allah'ın lütfundan isteyin; o size miras dışında başka nimetler verir."
Reklam
"Onlar (münafıklar) namaza kalktiklari zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah 'ı da pek az hatıra getirirler." (Nisa suresi,142)
Nisa suresi 10
Hiç şüphesiz, haksız yere yetimlerin mallarını yiyenler, karınlarına sadece ateş doldurmuş olurlar. Onlar azgın yalazlı bir ateşe gireceklerdir.
bismillahirrahmanirrahim
"Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten ve ondan da eşini yaratan ve her ikisinden de birçok erkek ve kadın yaratan Rabbinizden korkun. Adını söyleyerek dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık bağını koparmaktan da sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. Yetimlere mallarını verin, pis olanı temiz olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Şüphesiz bu, büyük bir günahtır. Eğer yetimler konusunda adalete riayet edemeyeceğinizden korkarsanız sizin için iyi olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlanın. Adaletli davranamamaktan korkarsanız bir tane yahut da sahip olduğunuz ile yetinin. Bu, zulüm etmemenize daha yakındır. Kadınlara mihirlerini cömertçe veriniz. Eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyiniz. Allah'ın sizin için dayanak kıldığı mallarınızı sefihlere vermeyin; o mallarla onları rızıklandırın, onları giydirin ve onlara maruf söz söyleyin.Nikâh çağına gelinceye kadar yetimleri imtihan edin,eğer onlarda rüşt/akılca bir olgunlaşma bulursanız hemen mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan iffetliolsun, fakir olan da marufla yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman onlara şahit tutun. Hesap görücü olarak da Allah yeter." (Nisa Suresi 1-6)
Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Bir aralık Yahudileri hoşnut etmek ve bu sayede kendisine çekmek maksadıyla Muhammed, Kıble yönünü Mekke'den Kudüs'e çevirir. Fakat az geçmeden anlar ki bu yaptığı iş faydasızdır; zira Yahudiler ona yanaşmazlar. Üstelik de bazı Müslümanlar, Kıble'nin Kudüs yönüne çevrilmesini yadırgamışlardır. Yahudileri kazanamayacağını anlayınca
Sayfa 297Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.