Bir kere kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna.
Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim" dedi: Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: "Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda...
Can Yücel diyor ya: "Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan."
Bu sözün üstüne söylenebilecek en uygun şeyi sanırım Oğuz Atay 'ın satırlarında buldum: "Ne bileyim işte, gitmek çözüm değil de insan kaçmanın başka türlüsünü bilmiyor ki."
Ne demiş şair; 40 kat elalemin çatık kaşına değişirim o senin yalan sevgini, bu sefer sana aralık kapı değil kırk kat kilit bıraktım namı namert olsun geri dönenin..
"İçinde bulunduğu koşullarda mümkün olan en güzel hayatı yaşamaya çalışan, bunun için her fırsatı değerlendiren, yeni fırsatlar yaratan insanlar... Sadece böyle insanların daha güzel bir dünya için mücadele etmelerinin içtenliğine inanabilirdik."