Uykusuzluk ve tiksinti sana insanlarla ilgili meselelere ilgisiz kalmayı öğrettiğinde, etrafında olup biten hiçbir şey ilgilendirmez artık seni. Kalabalığın hareketliliği zehirlenmiş farelerin bozgununu hatırlatır: Kaygı, kavrayışsızlık ve hayal kırıklığına uğramış açgözlülük dolu aynı gözler. Onların şansına, hiçbir din, hiçbir devlet bencilliğe karşı etkili bir çare keşfedemediğinden, toplum anında parçalanır. Hayat ihtimali her bir kişiyi kendisi için bütünün dengi yapan bu bilinçsiz çağrıya borçludur. Sanki evren bir kazaymış gibi yaşarken, tek gerekenin kendisi olduğuna inanır herkes. Gururun bir arada ele alman bütün içgüdülerden çok daha derin bir temeli vardır; herhangi bir minik edim bireyin gözünde tarihsel önem kazanır. Gurur her bir kişinin hayatını tarihe dönüştürürken, yokluğu zamanın öne çıkan içeriği olur. Gündelik bilinçsizliğimiz kendini hissettiren Mutlak aracılığıyla Tanrısallıkla rekabet eder.
Bununla birlikte, edimleri düşünüp taşınmakta çok yol kat etmiş, nihai bir sınırın karşısında bir başkasını hayal eden kimse, yapmış olduğu şeyden dolayı teselli bulabileceği bir şey yapmayı bilemez. Ona göre, her meşguliyet kibrine hakaret olsa da, evren meşgul olunması gereken bahanedir