Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonra yirmi dört saatlik dostluklar, ego mastürbasyonları ve hep hüzün taşıyan vapurlar.. O vapurlara sen binmedin, binmedin; binseydin batardılar!
daha önemli işlerimiz vardı bizim
"her şeyi yaptım, her şeyi verdim, kabul ettim her şeyi ama o bir gün bırakıp gitti beni." biz kadınlar çoğunlukla buna yatkınız, neye? sunmaya, vermeye, iyileştirmeye, fedakarlık etmeye. neden? yeterki o mutlu olsun, ne olursa olsun, diye. oysa, dedi;
Tülay Kök
Tülay Kök
sen kendine ait parçaları tek tek terk edip feda ettiğinde ortada sen diye
Reklam
Bir yazar bizim %60 aptal olduğumuzu yazarsa, bu bir yazarın kendi düşüncesini açıklaması olur. Ama bu düşünce mahkemede aklanırsa, o zaman yazarın düşüncesi mahkeme kararıyla tescil edilmiş olur.
Ebu Said, merfu olarak şöyle bir rivayette bulunmuştur: “Kim Cuma günü Kehf suresini okursa bu sure iki Cuma arası o kişi için nur olur.”
Sayfa 35 - karınca polen
Bir türlü huzura kavuşamadan saatlerce ormanda dolaşıyor, gördüklerinin anısıyla kendisine eziyet ediyor, neden o kadar çok korktuğunu kendisine soruyor ve tam olarak bir anlam veremiyor.
... seninle ilgili olarak, bunu niye yaptı diyeceklerdir; onca sıkıntı, onca çarpıntı niyeydi, onca kaygı ve onca heyecan niyeydi; benimle ilgili olarakta, niçin konuştu ya da sustu, niçin onca zaman sadakatle bekledi, o baş dönmesi, onca şüphe ve onca işkence niyeydi, niye o adımları attı ve o kadar adım attı. Ve ikimiz hakkında da: Niye çatıştılar, niye onca çaba gösterdiler, bakmak ve sakin olmak yerine niye savaştılar, niye görüşmeyi ya da görüşmeye devam etmeyi beceremediler, onca rüya ve o sıyrık, benim acım, benim sözüm, senin ateşin ve onca şüphe, onca işkence niyeydi?
Sayfa 163 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Beni görmene ihtiyacım vardı ama kendi kederinle o kadar tükenmiştin ki!
Mrs. Reed’den o kadar korkup nefret ediyordum! Beni ta canevimden vurmasını pek iyi biliyordu. Onun yanında hiçbir zaman rahat, mutlu olamıyordum. Ne kadar söz dinlesem, onu hoşnut bırakmak için ne kadar canla başla çabalasam gene de boşunaydı.
çağır beni senin sesin iyidir senin sesin hüznün samimiyetinin sonunda yeşeren o tuhaf bitkinin yeşilliğidir...
ne sen kalırsın ne hüzün ne de bu yörenin halkı kalır bir ırmak kıyısındaki kaygılı baloncuğa ve geçip giden o şen anlara yemin olsun ki hüzün de gidecek öyle ki sadece bir anı kalacak...
Reklam
Leyla
Mecnûn'a "Leyla'nın evi nerededir?" diye sordular. O da bağrını yırtarak viran olan kalbini gösterdi.
Bir adamın geceleyin bir kötülük yapması ve Allah onu örtmüş iken, sabahleyin "Ey filanca, ben dün gece şöyle şöyle yaptım." demesi, kendi kabahatini teşhirdir. Halbuki onun gece işlediği kabahat Rabbi ile kendisi arasındaydı. Böyle yapmakla o, Allah'ın örttüğü kabahati sabahleyin teşhir etmiş, açıklamış oluyor.
Sayfa 255 - (B6069 Buhari, Edeb, 60; M7485 Müslim, Zühd, 52)Kitabı okuyor
Küçükken ben bendim ve iyi bir bendim. Büyüdükçe, dışarıdaki otoriteleri temsil eden ben de sesini duyurmaya başladı. O zaman kafam iyice karıştı, çünkü bir tane değil, o kadar çok otorite vardı ki dışarıda…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.