"Onunla ilgili çok şey değişmişti ama biri değişmemişti; fotoğraf makinesine duyduğu ihtiyaç. Fotoğrafını çekmediği takdirde bir şeyi gerçekten görüp kavrayamıyordu. Dünyayı objektiften görüyordu. Çoğu kimse için bir şey görmedikleri, duymadıkları, koklamadıkları, tatmadıkları sürece var olamazdı. Onun için tam tersiydi; fotoğraflayana kadar hiçbir şey gerçek değildi."
Genç adam ona bakıyor ve bu şehvet düşkünü yüz ifadesinin ardında, sevecenlikle sevdiği o bildik yüz çizgilerini keşfetmeye çabalıyordu. Bu aynı objektiften iki görüntüye bakmak gibiydi, birinin arasından öbürünün görüldüğü üst üste konmuş iki görüntü. Üst üste konulmuş bu iki görüntü ona arkadaşında her şeyin bulunabileceğini, ruhunun korkunç derecede amorf olduğunu, bu ruhta sadakatsizlik kadar sadakatin, masumluk kadar ihanetin, iffetlilik kadar da hoppalığın yer alabileceğini söylüyordu. Bu vahşi karışım ona bir çöp yığınında bulunabilecek alacalı renkler kadar iğrenç geliyordu.
Kim bilebilir, diyerek elinde olmadan gülümsedi, gerçekten de gözler birer mercekten, objektiften başka bir şey değil, gerçek anlamda gören organ beyindir, tıpkı filmin üzerinde beliren görüntü gibi ve kanallar, bu beyin söylediği gibi, tıkanırsa...
Hey gidi siyah-beyaz fotoğraflar! Siyah-beyazın vazgeçilmez cazibesi... Renkliler çıktı çıkalı fotoğrafların bütün cazibesinin kalktığını, o güzelim yüz ifadelerinin, sırıtışların, o objektiften ürker gibi kasılan yüzlerin, yumulan gözlerin, komutanın karşısındaymış gibi 'hazır ol' vaziyetindeki duruşların anlamından hiç ama hiçbir şey kalmadı diyebilirim.
Hocamın dersine girmekle beraber dersi hakkında da aynı şeyleri söyleyeceğim. Kimse üzerine alınmasın fakat kitap da hocamız da biraz objektiften uzak. Kitapta bilgi açısından çok bir şey diyemem fakat aşırı akademik bir kitap değil roman gibi yazılmıç adeta, her kesim anlayabilir. Mübalağalar tabii ki var. Severek takip ettiğim bir seri değil fakat derslerinde mecbur alacağız, umarım bu incelemeyi hocam görmez :)
Görmek ruhu mu temsil ediyor, iyiliği mi, delilik mi yoksa cesaret mi? İnsanlar arasındaki kavga öyle ya da böyle körlüktür.
Göz belki de insan bedenin içinde hala ruh barındıran tek uzvudur.
Aslında bu kitap okunacaklar listemde yoktu okumaya da hiç niyetim yoktu ama arka kapak yazısınız bile okumadan başladım kitabı okumaya. Beni okumaya teşvik