Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün hayvanlar öğrenme yeteneğine sahiptirler ve bir şeyler öğrenirler. Fakat kazandığı alışkanlıkları ve öğrendiği yeni bilgileri tümüyle yavrusuna öğretebilen tek varlık insan'dır. Bir köpek evcilleştirilebilir, bazı davranış ve becerileri öğrenip kazanabilir. Fakat köpek bunları kendi yavrularına öğretemez; onların yeniden ele alınıp terbiye edilmeleri gerekir.
Bilincin var olabilmesi için öğrenme ve geri çağırma mekanizmaları şarttır. Nörobilim henüz bu bilgiyi geri çağırma mekanizmalarını çözememiştir. Bilginin geri çağrılma işlemi oksijen ve glikozun olmadığı ortamlarda imkânsızlaşır, hatta by-pass ameliyatlarında beyne çok az süre kan gidemediği için insanlarda ciddi hafıza kaybı veya kişilik, karakter değişimi bile görülebilir. Kişilik ve karekter, beynin nöronal ağı ile biyokimyasal olayların ve nörokimyasal dinamizmin bir sonucudur. Bu nedenle kimyasal yöntemlerle beynin bu fonksiyonları, kişilik ve karakter çok kolay değiştirilebilir. FBH (Farklı Bilinç Halleri) sırasında olağan program bozulacağı veya yeni programlar geliştirilebileceği için kişilik, davranış ve öğrenme de çok kolay etkilenir hale gelir.
Sayfa 51 - Tantra AkademiKitabı okudu
Reklam
Bir tür ne kadar az sayıda güdüye sahipse o kadar çok davranış geliştirecektir; bu olgu, insanın belirleyici özelliği olan korkunç öğrenme yetisiyle birleşince başka hiçbir türde benzeri görülmeyen bir öğrenilmiş davranışlar çeşitliliği ve zenginliği sonucunu doğurmuştur. -Ralph Linton
Bu gezegen üzerindeki varlığımız süresince tehlikeli bir evrimsel yük sırtlamış bulunuyoruz. Bu yük torbasının içinde saldırıya ve töreye yatkınlık, liderlere baş eğme ve yabancılara düşmanca davranış gibi kalıtsal eğilimler yer alıyor. Fakat aynı zamanda başkalarına karşı şefkat, çocuklarımıza karşı sevgi, tarihten bir şeyler öğrenme ve giderek zekâ ve yeteneklerimize bir şeyler katma eğilimlerine de sahibiz; bunlar da hayatta kalmamıza ve refahımızı sürdürmeye yarayan etkenler... Yapımızdaki bu eğilimlerin hangileri üstün gelecek bilmiyoruz...
Carl Sagan'ın tüm insanlığa mesajı şu : KOZMOS UN KEŞFİ, KENDİ KENDİMİZİ KEŞİF YOLCULUĞUDUR... «Biz hem gökyüzünün, hem yeryüzünün çocuklarıyız. Bu gezegen üzerindeki varlığımız süresince tehlikeli bir evrimsel yük sırtlamış bulunuyoruz. Bu yük torbasının içinde saldırıya ve töreye yatkınlık, liderlere baş eğme ve yabancılara düşmanca davranış gibi kalıtsal eğilimler yer alıyor. Fakat aynı zamanda başkalarına karşı şefkat, çocuklarımıza karşı sevgi, tarihten bir şeyler öğrenme ve giderek zekâ ve yeteneklerimize bir şeyler katma eğilimlerine de sahibiz; bunlar da hayatta kalmamıza ve refahımızı sürdürmeye yarayan etkenler... Yapımızdaki bu eğilimlerin hangileri üstün gelecek bilmiyoruz... Bizi Kozmos'un enginliklerinde kaçınamayacağımız bir hedef beklemekte. Dünya dışı akıllı varlıkların bulunduğuna ilişkin henüz açık belirtiler yok. Bu, bizimkine benzer uygarlıklar acaba hiç durmamacasına kendi kendilerini yok mu ediyorlar, diye bir soru getiriyor aklımıza. Yerküremize uzaydan baktığımızda, ulusal sınır diye bir şey göremiyoruz. Uzaydan gezegenimizin incecik mavi bir hilâl, sonra da yıldızlar kenti arasında bir ışık noktası olarak göründüğünü izleyince; etnik, dinsel ya da ulusal şovenist davranışların sürdürülmesi akıl almaz bir duruma dönüşüyor... Hayatın hiçbir zaman başlama olanağı bulunmadığı dünyalar var. Kozmik felaketlerin yakıp yıktığı dünyalar da var. Biz talihliyiz, hayattayız, güçlüyüz. Uygarlığımızın ve türümüzün refahı elimizde olan bir şey. Eğer yerküre adına bizler söz sahibi değilsek kim olabilir? Varlığımızı sürdürmede karar veren bizler olamazsak kim olabilir?..» »
Biliyor musunuz, bizim meslekte asıl zor olan hastalar değil, onlara karşı nasıl davranmanız gerektiğini bilebiliyor, bu konuda bir yöntem geliştirebiliyorsunuz. Ayrıca bir hastanın şikâyetleri, soruları ya da sızlanmaları bizler için ateşleri ya da baş ağrıları olması kadar doğaldır. Onların sabırsızlıklarını baştan hesaba kattığımız için bunlara hazırlıklı oluyoruz; onları sakinleştirecek uyku ilaçlarımız, ağrıkesici tabletlerimiz yanında yalanlarımız ve özel rahatlatma yöntemlerimiz vardır. Bizim için yaşamı asıl zorlaştıran yakınlardır; onları hiç ilgilendirmediği halde hastayla doktoru arasına girip, sürekli ‘gerçeği’ öğrenme çabasında olan hasta yakınları. Hepsi yeryüzündeki tek hasta kendi hastalarıymış ve yalnızca onun tedavisiyle ilgilenilmesi gerekirmiş gibi bir davranış içindedirler.
Reklam
Biliyor musunuz, bizim meslekte asıl zor olan hastalar değil, onlara karşı nasıl davranmanız gerektiğini bilebiliyor, bu konuda bir yöntem geliştirebiliyorsunuz. Ayrıca bir hastanın şikâyetleri, soruları ya da sızlanmaları bizler için ateşleri ya da baş ağrıları olması kadar doğaldır. Onların sabırsızlıklarını baştan hesaba kattığımız için bunlara hazırlıklı oluyoruz; onları sakinleştirecek uyku ilaçlarımız, ağrıkesici tabletlerimiz yanında yalanlarımız ve özel rahatlatma yöntemlerimiz vardır. Bizim için yaşamı asıl zorlaştıran yakınlardır; onları hiç ilgilendirmediği halde hastayla doktoru arasına girip, sürekli ‘gerçeği’ öğrenme çabasında olan hasta yakınları. Hepsi yeryüzündeki tek hasta kendi hastalarıymış ve yalnızca onun tedavisiyle ilgilenilmesi gerekirmiş gibi bir davranış içindedirler.
Öğrenme ve Davranış
Öğrenme ile davranışlar arasında karşılıklı bir etkileşim vardır.
Sayfa 29 - AkçağKitabı okudu
... Bunlardan ilki, çevre ve ilişkiler hakkında kazanılan yorum ve anlamların büyük ölçüde bir öğrenme ürünü olduklarıdır. Bir başka değişle , belirli bir olayın birey için ne gibi bir anlam taşıdığı, onun hakkında ne gibi düşünceler oluşturabileceği, herhangi bir davranış gibi öğrenilir.
Eğer başarı kabul ediliyorsa, bugün uzak gezegenlerdeki uzay gemisinin yumuşak iniş yapmasını dünyadan kontrol edebiliyoruz. Bilimsel ilerlememiz böylesi ileri bir aşamaya gelmiş bulunuyor; fakat ne yazık ki toplumsal problemler karşısında çaresizlik içinde kıvranıyoruz.İnsanın bir çok hasta organını değiştirebiliyoruz; lakin kişilikli fertler yetiştirmekten aciziz. İstersek dünyayı bir kaç dakikada yokedecek kadar güçlüyüz; ama haksızlıkların, kötülüklerin karşısında çaresizlik içerisinde pısırıklaşıyoruz. Her gün toplumsal çözülmenin yeni bir belirtisi açığa çıkıyor. Şiddet suçları, kaza ve intiharlar, sürekli artan alkolizm ve uyuşturucu madde kullanımı, öğrenme zaafiyeti ve davranış bozukluklarıyla büyüyen çocukların sayısındaki artış hayatın parçası haline geldi
Geri121
330 öğeden 316 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.