Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte eğitim öğretim diye ben buna derim ar- kadaş. Biz daha altıncı sınıftayız ve mikroskop ile soğan zarındaki bitki hücrelerini inceleyeceğiz. Bu hızla gidersek, liseye kalmadan atomu parçalarız yemin ediyorum...
"Mahluk iyi mi? Sarhoş mu bu hayvan?" Cihan sebebini anlatınca Sinan babacan bir edayla tatlı sert baktı. Çingenelere para verip yardımları için teşekkür etti.. Sonra Cihan 'a döndü. "Sarhoş fille cami inşa edemem.. Erkence gidin bugün, Çota ayılmadan da gelmeyin." "Peki usta" dedi Cihan, boğazı kurumuştu. "Kızdın mı bana?" Sinan' ın yüzü yumuşadı. "Kızdım evet. Hayata tutunmanın bir yolunu buluyorsun hep. Takdire şayan. Fakat senin şu merakını ne yapacağız bilmem. Bak gene meraktan geldi bunlar başına. Sana bela olur diye endişelenirim." Güldü Cihan. Annesi ya da ablası gibi konuşmuştu Sinan. Derken ustası hiç beklemediği bir şey söyledi." Tedrisini (ders, eğitim - öğretim) hızlandırmamız gerek." " Nasıl? " " Eh, kafanı iyice meşgul edelim ki yanlış yerlere kaynasın. Mektepteki derslere devam et. Artakalan vakitte Yusuf ile riyaziyat, Davut ile hendese, Nikola ile resim çalışacaksın. "
Sayfa 163 - Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.Kitabı okuyor
Reklam
Eğitim
Esasen liselerin birbiri ardı sıra yabancı dilde öğretim yapan lise adı altında yabancı milletlerin kültürüne teslim edilmesi, düşman silahı ile değil, içimizdeki yıkıcı irade ile millet ruhuna karşı kazanılmış zaferdir.
Sayfa 45 - DergâhKitabı okuyor
Okul kitapları ve dersleri bize başkalarının bilgilerini ve keşiflerini gösteriyor ve güya, bilgi yolunda en kısa yoldan götürüyor. Hakikatte bu öğretim usulü, bize gerçekleri ve fikirleri anlamak yerine, hazırlop bilgileri ezberlemekten başka bir şey olmayan bir papağanlık öğretiyor."
Sayfa 45 - John DeweyKitabı okuyor
Eğitim- öğretim müfredatına “ insan ilişkileri” dersi koysak mesela. Ders içeriğine; * Sınırlar, * Empati, * iletişim, *kendini tanıma, * duygular,düşünceler davranışları koysak mesela. Şiddet azalır, İkili ilişkilerin sağlıklı temelleri erken atılır. #EgitimdeSiddeteHayir
Irkçılık, komünizm ve benzerleri tohumları saçtılar islâm ülkelerine. Cinsî ahlakı, saygı ve sevgi ahlâkını soysuzlaştırmak için, çekici ve şoke edici modern metotların hepsini kullandılar. Kaya gibi sağlam millet ruhunu uzun süre sarsamadılar bile. Ama, aydın denilen tabakada bir takım gedikler açmasını becerdiler. Ve o gediklerden girerek, demir gibi sert millet ruhunu fareler gibi kemirmeye başladılar. Ağızlarından demir eritici asit salyalarını salgıladılar. Önce geçmişle kültür ilgisini kesmeyi başardılar. Milleti, kendini kuran, ruh ve aksiyon kahramanlarının hatırasından uzaklaştırdılar. Batı propagandası, resmi eğitim ve öğretim programı halini aldı. Kendi bilginleri, şairlerini, her alandaki sanatçılarını, kendi devlet adamlarını tanımayan, kendi kültür ve medeniyetine yabancı nesiller yetiştirmenin düzeninin kurulmasını sağladılar. Ancak bütün bunlara rağmen ...
Reklam
Hiç şüphesiz Atsız değerlendirmelerinde, o güne kadar Evliya Çelebi hakkında yapılan araştırmalardan, bilhassa Cavit Baysun'un İslam Ansiklopedisi'ndeki Evliya Çelebi maddesinden yararlanmıştır. Fakat bu değerlendirmelerde, seçmeleri yapar ve bunları sadeleştirirken iyice nüfuz ettiği seyahatnamenin Atsız'da oluşturduğu kanaat ve intibaların da önemli payı olduğu muhakkaktır. Girişin sonlarında Atsız, seyahatnamedeki kum "dalga", seŋek “bardak”, beğ, Oğuz kelimeleri üzerinde durur ve bu kelimelerin kullanılışındaki bazı önemli noktalara dikkat çeker. 1963-67 yıllarında İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okurken Tarih Bölümü öğretim üyesi Cavit Baysun'u arada bir uzaktan görürdüm. İyi giyinen, kibar bir İstanbul beyefendisi idi. 1967'den sonra Baysun'u ne gördüm, ne de ondan veya onunla ilgili bir şey okudum. Fakat bu sabah rüyama girdi, onun adını mırıldanıp durdum. Uyandım ve çalışmaya başladım. Atsız'ın kitabındaki girişi okurken Cavit Baysun'un adını görmem beni şaşırttı. Bu da bu çalışmanın uğuru mu ne! (19.06.2017).
Okul kitapları ve dersleri bize başkalarının bilgilerini ve keşiflerini gösteriyor ve güya, bilgi yolunda en kısa yoldan götürüyor. Hakikatte bu öğretim usulü, bize gerçekleri ve fikirleri anlamak yerine, hazırlop bilgileri ezberlemekten başka bir şey olmayan papağanlık öğretiyor.
Batı sömürgeciliği, İslam ülkelerine pençelerini iyice sapladıktan sonra bu ülkelerde fitnenin, zulmün, düşmanlığın, baskı ve şiddet olaylarının ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. İslam ülkelerine her türlü ahlaksızlığı getirmiş, bu şekilde onları etkisiz hale getirmiş, onların canlarıyla, mallarıyla ve ırzlarıyla alay etmişlerdir. Ne var ki suç teşkil eden tüm bu eylemler, sömürgecilerin bizlere inançlarımızdan ve değerlerimizden uzak olan modern eğitim sistemini zorla dayatarak yaptıkları zülüm ile eşdeğer değildir. Diğer taraftan eğitim ve öğretim sistemimizin temel dinamiklerini bozmuş, kısırlaştırmış ve içler acısı bir hâle getirmişlerdir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Emirle gelen idam kararları
O günlü siyasal ve toplumsal koşulların ve gelişmelerin her yurtsever insanda tepkiler yaratacak nitelikte olduğu da açıktır.Yüksek mahkeme hakimler,üniversite öğretim üyeleri ve barolar iktidarın tutum be davranışlarını protesto etmek için yürüyüşler düzenlemişler. Gençliğin de yönetime karşı duyma. sından dolayı, cezanın hafifletilmesi yoluna gidilmesi yoluna gidilmesi yoluna gidilirken,mahkeme bu görevden kaçınmış ve görevi TBMM’ sine istemiştir.
Sayfa 24 - AykKitabı okuyor
Reklam
Öğretim, çocuk için bir "sır yolculuğu"dur.
Abdullah bin Mes'ûd (radiyallahu anh) anlatıyor: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Anlayış ve kavrayışta en iyi olanlarınız namazda bana en yakın yerde dursunlar. Sonra daha aşağı seviyede olanlar,sonra daha aşağı seviyede olanlar,sonra daha aşağı seviyede olanlar..." (Müslim,çünkü o yanıldığında imamı uyarır ve düzeltir. Ancak yakın durma sırası sadece namaza özgü bir durum değildir. Bilakis sünnet olan uygulama,fazilet sahibi kimselerin hee ortamda imama,o meclisin ileri gelenine yakın durması yönünde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla insanlar ilim,zikir,öğretim,fetva,hadis dinleme gibi mahfillerde ilim,din,akıl,şeref,yaş ve yeterliliklerine göre bir düzene tabi tutulurlar.) Hz Peygamber sallallahu aleyhi vesellem,Uhud şehitlerini defnederken ikişer ikişer kabre koyuyordu. Bu esnada: "Hangisinin kuran ezberi daha iyi?" diye sorar,biri belirtilince de önce onu kabre koyardı. (Buhârî. Yani Hz Peygamber sallallahu aleyhi vesellem,diğerlerinden farklı olarak,onlar yaşça daha büyük olsalar bile,onun yönünü kıble istikametine çevirmiştir. Böylelikle onu ezberindeki kuran daha fazla olmasından dolayı onurlandırmıştır.)
TÜRK TÖRESİNDE İYİ İNSAN YETİŞTİRMEK ÖZGÜR VE HUZURLU YAŞAMANIN TEMEL ŞARTIDIR Bugün devrim sonrası kapatılacak olan siyasi partileri yöneten siyasiler (iktidar+muhalefet dahil) toplumun iyi yetişmiş olması gibi bir dertleri olmadığını artık her Türk yurttaşının bunu idrak etmiş olması gerekir. İlk halk diktatörü Adnan Menderes'e köy
New York Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Luice Shnaider, yirminci yüzyıl insanları hakkında şöyle yazıyor: “İnsanoğlu her şeyi ehlileştirmeyi başardı, ama insandaki vahşiliği ehlileştiremedi!” Öyleyse geriye sadece bir yol kalıyor: O da vahşiliklerin, kıyamete iman ve itikadın güçlendirilmesi ile ehlileştirilmesidir.
Ama benim öğretim şudur: Günün birinde uçmak isteyen, önce dinelmeyi, yürümeyi, koşmayı, tırmanmayı ve dans etmeyi öğrenmelidir: Uçmaya, uçmakla başlayamaz kişi!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.