“Yaptığımız her şeyin yalnızlık korkusundan yapıldığı doğru mu?
Hayatımızın sonunda pişmanlık duyacağımız her şeyden vazgeçmemiz bu yüzden mi?
Düşündüklerimizi bu kadar nadiren söylememizin nedeni bu mu?
Yoksa niye bütün o şiddetli geçimsizlik çekilen evliliklere, yalancı arkadaşlıklara, can sıkıcı doğum günü yemeklerine tutunup kalıyoruz ki?
Bütün bunlardan vazgeçseydik, sinsice gelişen şantaja bir son verseydik ve kendimize tutunsaydık, ne olurdu?
Bastırılmış arzularımızın ve onların tutsaklaştırılmasına duyduğumuz öfkenin bir fıskiye gibi fışkırmasına izin verseydik?
Çünkü korkulan yalnızlığın temelinde ne vardır aslında?
Söylenmeyen sitemlerin sessizliği mi?
Evlilik yalanlarının ve dostane yarı gerçeklerin mayın tarlasından soluğunu tutarak görünmeden geçmek için duyulan zorunluluğun olmaması mı?
Yemek yerken karşımızda kimsenin oturmama özgürlüğü mü?
Yaylım ateşi gibi süren buluşmalar kesildiğinde önümüzde açılan zamanın bolluğu mu?
Bunlar harika şeyler değil mi?
Cennetsi bir durum?
Öyleyse neden korkuyoruz bunlardan?
Nesnesini düşünmediğimiz için var olan bir korku mu duyuyoruz sonunda?
Düşüncesiz ana-babalar ve öğretmenler tarafından kafamıza sokulmuş bir korku?
Özgürlüğümüzün ne kadar büyüdüğünü görselerdi başkalarının bize imrenmeyeceklerinden nasıl bu kadar emin olabiliyoruz?”
Sevgililer günü ne zaman başladı?
Sevgililer Günü yüzyıllarca süren hır çingene geleneğinden kaynaklanır.
Milattan önce 4. yüzyılda Romalılar zamanında genç erkeklerin Tanrı
Lupercus’a ulaşabilmeleri için her yıl özel bir ayin düzenleniyordu. 13-19
yaşlarındaki genç kızların isimleri bir torbaya konuluyor ve genç erkekler
bu torbadan bir
Bir toplumda düzensizlik artınca daha çok mahkeme ve hastane açılır. Avukatlık ve doktorluk en şerefli meslekler haline gelir. Toplumda, yalnız küçük insanların, işçilerin değil, aydın ve yetkin olmakla övünen kimselerin bile sürekli hekimleri ve yargıçları aramaları o şehirde eğitimin bozuk olduğuna kanıttır.
Yağmurlu bir Kasım günü,
Cebimde ıslanmış bir mektup,
Zar zor toparlamışım kendimi,
Sol yanım alev alev,
Seni bekliyorum okul bahçesinde,
İçimde deli bir cesaretle,
Hayatım boyunca unutamayacağım
O ses yankılanıyor uzaklardan ve gittikçe yaklaşıyor,
Merdivenlerde bir koşuşturmaca,
Acı siren sesleriyle bir ambulans geliyor okulun
“Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”
Eğitim sadece okullarda olmadığı için bir insana bir şeyler katabilen herkesin ve tüm öğretmenlerimizin bu özel günü kutlu olsun…