Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Çoğu zaman insanlar okulu bitirdikten sonra öğrenmeyi de bırakırlar,çünkü on üç ya da yirmi yıl boyunca dışarıdan güdülenen eğitim,hoşa gitmeyen anıların kaynağı olmayı sürdürür. Kitaplar ve öğretmenler,dikkatleriyle öyle uzun bir süre oynamışlardır ki, insanlar mezun oldukları günü özgürlüklerine kavuştukları gün sayarlar.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
23 Nisan nasıl çocuk Bayramı oldu?
23 Nisan 1920! Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş ve açılış günü! 23 Nisan, o kadar önemli bir gündür ki, Meclis, o günün, her yıl milli bayram adıyla kutlanmasına karar verdi. Bir yıl sonra, 23 Nisan gününe yaklaşılırken bütün Ankara, Meclis'in açılış gününü en güzel şekilde kutlamak için yoğun bir hazırlık içine
Sayfa 34
Ailelerin arkadaşlık konusunda çocuklarına verebilecekleri önemli desteklerden biri, çocuklarını okul arkadaşlarıyla doğum günleri dışında da bir araya getirmek olabilir. Neden doğum günü de­ğil? Çünkü bu tür organizasyonlara genelde tüm sınıf katılıyor ve oluşan sosyal ortamın mekan dışında okuldan tek farkı, çocukların yanlarında öğretmenler yerine anne ya da babaların bulunması oluyor. Sınıfta var olan gruplaşmalar doğum günlerinde de ortaya çıkıyor ve öğrenci adına ilişki anlamında bir kazanç sağlanmıyor.
Harf inkılabı okuryazarlığın artışına yaradı mı?
Arap elifbasını bırakıp Latin alfabesine, daha doğrusu Atatürk'ün deyişiyle 'Türk alfabesi'ne geçilmesinin okur yazarlığı kolaylaştırıp cehaleti ortadan kaldıracağı tahmini de doğru çıkmamıştır. Rakamlar hakikaten şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Gazi Mustafa Kemal 8 Ağustos 1928 günü Sarayburnu'ndaki parkta yaptığı konuşmada
Öğretmenler Günü hakkında konuşan Hoca, sözü öğrencilerine getirmişti:
— Sizler, dedi, insanlık bahçesinin bahçıvanları, yani insan yetiştiren insanlar olacaksınız. Göreviniz mukaddestir.
Reklam
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
Sakarya Savaşı Sonrası Başkomutan:
" Bu savaşta subay, astsubay ve erlerin katlandıkları fedakârlık ve gösterdikleri çaba, insan gücünün üstündedir" dedi, gazilerini övdü. 21 Eylül günü Ordu Beyannamesi'nden: " ... Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği sizinkinden daha temiz ve sağlam bir askere rastgelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. " ... Millet de ordudan geri kalmamıştı. Binlerce sahne aktı hayalinden: Milli yükümlülüklerini gecikmeden yerine getirenler, ikmalciler, kağnı, araba, eşek ve deve kolları, işçi taburları, gizli örgütler, silah ve cephane kaçakçıları, hamallar, gümrükçüler, sandalcılar, motorcular, denizciler, havacılar, doktorlar, gönüllü hemşireler, dikimevi terzileri, sargı bezi hazırlayanlar, takılarını orduya armağan eden kadınlar, ustalar, işçiler, demiryolcular, şoförler, gazeteciler, öğretmenler, yurtsever din adamları, Kuva-yı Milliyeciler, Kızılaycılar, Müdafaa-yı Hukukçular, yöneticiler...
Sayfa 487 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Nor­malde yaz tatilinin ilk günü öğretmenler için de öğrenciler için ol­duğu kadar mutlu bir gündür.
Sayfa 87 - Altın KitaplarKitabı okudu
Ve çiçeklere, dürüstlüğe Bir öğle vakti kadar sağlam ve kalın
YKY(e- kitap)Kitabı okudu
Reklam
E-Titreşimli Diğerleri Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada Soru: Ben bu ruhsal enerjiyi bilinçli olarak barındırmasam bile, sırf onu barındırmak yeterli midir? Grup: Bazılarınız bu enerjiyi bilinçli olarak yazıya aktaracaksı­ nız. Bazılarınız konuşmalar yapacak, kitaplar yazacak, dersler vereceksiniz. Bazılarınız da sadece enerjiyi
Bir okul günü yedi saatse, bunun altısı saçmalıkla geçiyor: yaramazlık yapan çocuklara bağıran öğretmenler, koridorlarda takılırken yapılan dedikodular, ilk anlatıldığında anladığınız bir matematik kavramının anlamayanlar için yeniden anlatılması. Evde eğitim görmenin bana öğrettiği bir şey varsa, o da lisenin insan hayatını nasıl harcadığıdır.
Sayfa 345
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Tüketim kültürünün desteklendiği anneler günü, öğretmenler günü, sevgililer günü, ebeler günü, dedeler günü ve benzeri onlarca günün kutlanmasının öneminin vurgulandığı okullarımızda, tuvalete yazılacak " suyu dikkatli kullanalım " yazısını dünyanın en önemli çevre duyarlılığı gibi sunmak bize özgü olsa gerek.
Kral Fuad, okulumuzun açılış törenine geldiğinde, öğretmenler adına konuşma yapmak üzere ben seçilmiştim. O günü asla unutamam. Doyasıya kıvanç duyduğum bir gündü. Karşımda öğrenciler, hep bir ağızdan tempo tutuyorlardı: "Ya ya ya, şa şa şa! Kralımız çok yaşa! Ya ya ya, şa şa şa! Sa'd Sa'd çok yaşa!" Sloganlar değişti artık. Şarkılar bile değişti. Bir pahalılık başladı ki akıllara zarar. Pencerenin camından, Nil'i ve ağaçları seyrediyorum. Şu Nil caddesinde en eski ve en küçük ev bizimkisi. Yeni apartmanların arasında sıkışıp kalmış, köhne bir ev. Şu Nil bile değişti. Tıpkı benim gibi o da güçbela, yalnızlık ve yaşlılığı yaşıyor. Albenisini ve güzelliğini yitirdi artık. Gürül gürül, adeta öfkeyle akan o eski Nil, hani nerede?
336 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.