Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oğullarımız bizden daha bilgili daha müsamahakar, daha mütekamil olmaya doğmadan namzettirler. Onlardan korkum yok.
Sayfa 103 - 1952 yılında bakanlar kurulu kararıyla çıkarılmış bir bölüm.Kitabı okudu
Hayme Ana’nın Yüreğindeki Devlet
(Her Müslüman’ın kesinlikle okuması gereken bir yazı) Kayı Boyu’nun lideri Gündüz Alp’in ölümü üç yetişkin (Sungur Tekin, Gündoğdu ve Ertuğrul-Dündar henüz küçük yaşta olduğu için seçim dışı kalıyordu) oğullar arasından birinin “Bey” olarak seçilmesini gerektiriyordu... İşi zordu: Çünkü seçilecek olanın, aşireti devlete taşıyacak kalite ve
Reklam
Bizim her birimizin şimdi binlerce oğlu, kızı var. Siz, çocuğunuzdan bile korkarak çürüyeceksiniz. Biz, bin yıl sonra da aynı saygıyla, hasretle çocuklarımızı seveceğiz. Bizim sevgimizin zaman ölçüsü yok. Ey sabahlar –diyeceğiz- ey akşamlar, yazlar, tenha yapraklar, al yeşil arzular... ey aralık kapılar, gözyaşı boyalı perdeler, alın çizgileri, kuruyan boğazlar, kirpik döken öfke... her saniyesi bin ölüm bekleyişler, bilmenin çeki taşı, acının onuru, haklı olmanın çaresizliği... ah bizim oğullarımız, kızlarımız... sizin büyük hatıranızı, bizim büyük yalnızlığımızı hafifletecek bir zaman ölçüsü olabilir mi hiç?
Beş Saniyede Özgüven Sağlama Beş Saniyede Özgüven Sağlama güven içinde davranarak kendinizi emin hissetmenizi sağlar. Canınız sıkkınsa muhtemelen kederli bir görünümünüz vardır. Bel kemiğiniz ve omurgalarınız bükük durur. Omuzlarınızı dikleştirip çenenizi kaldırarak ve ağırlığınızı ayaklarınız üzerinde dengeleyerek atletik bir görünüm almanız,
İyi gün sinekleri!
Ey ölümün yirmi dokuz harfi, kötülüğün nefret ayetleri, kibrin küçücük tanrıları... bizim o körpecik oğullarımız kızlarımız, ellerinin yüreklerinin sonsuz güzelliğiyle gelmişlerdi, bozkırın baş dönmesi o güzel kente. Gökkuşağının yedi renginden bir düğün alayıydılar. Sesleri çimenli çiçekli korulardı. Gözleri birer gök bahçesiydi. Ayakları binlerce evi yollara düşürmüş göldü, ırmaktı, deniz rüyasıydı. Başka hayatların acısından, sevincinden, yoksulluğundan, umudundan yapılmışlardı. Gövdeleri incecik birer barış elifiydi, özgürlüğün başı bulutlarda cümlesiydi. Güzeldiler. İyiydiler. Doğruydular
"Anıtlar gittikçe seyrekleşiyor, sanki evlerin içinde boğularak yavaş yavaş gömüldüğü görülüyor. Babalarımızın taştan bir Paris'i vardı ; oğullarımız alçıdan bir Paris'le yetinecekler."
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
"vatan ne toprak ne de ev değilse benim oğlum niye öldü söyleyin neden öldü oğullarımız"
"Tüfeklerinizle ateş edip, atlarınızın üstünde fiyaka yapmayı oyun sayıyorsunuz, ama ya biz analar ne oluyoruz? Ölenler bizim oğullarımız, öyle değil mi? Size de, sizin sevgili savaşınıza da!.."
Sayfa 239Kitabı okudu
En son Toledo Hahamı Benjamin söz almıştı: “Toplumda önemi olan hiçbir meslekten uzak kalmamalıyız: Felsefe, tıp, hukuk, müzik, ekonomi, yani sözün özü bilimin, sanatın, edebiyatın her dalında, dehamızı ortaya koyacak her alanda söz sahibi olmalıyız. Her şeyden önce de tıp konusunda. Hekim, ailenin en gizli sırlarına vâkıf olabilen kişidir; Hıristiyanların sağlığını ve hayatını elinde tutar. Öte yandan Yahudilerle Hıristiyanlar arasında evliliği teşvik etmeliyiz; saf olmayan kanın birazcık karışmasıyla Tanrı’nın seçilmiş ırkının soyu bozulmaz ama oğullarımız ve kızlarımız bazı yetkilere sahip Hıristiyan ailelerle akrabalık kurmuş olurlar.” “Toplantımızı sonuçlandıralım” demişti on üçüncü ses. “Dünyanın birinci gücü altınsa, ikincisi de basındır. Bütün ülkelerde yayımlanan bütün gazetelerin yönetimine bizimkilerin gelmesi şarttır. Basının mutlak hâkimi olduğumuzda onur, erdem, namus konusunda kamu görüşünü değiştirebilir, aile içindeki eğitimi ele geçirebiliriz. Çabamızı günün gereksinimlerine göre ayarlamalı, emekçi sınıfını denetim altında tutmalı, kışkırtıcılarımızı toplumsal hareketlere sokmalı ve işaret verdiğimizde eyleme dahil etmeli, işçiyi barikatlara, devrimlere doğru itmeliyiz; işte bütün bu felaketler bizi yegâne hedefimize yaklaştıracaktır: ilk atamız İbrahim’e vaat edildiği üzere yeryüzüne egemen olmak. İşte kudretimiz o zaman devasa bir ağaç gibi gelişecek, dalları zenginlik, keyif, mutluluk, güç meyveleriyle yüklenecek, İsrail halkının yüzyıllar boyunca tek kaderi olmuş olan korkunç koşulların karşılığını almış olacağız.”
Sayfa 243Kitabı okudu
333 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.