Rüyamda sabah namazı saatinden sonra bir çatı gibi yerden atlamışım amacım kaçan iki adama soru sormaktı. Atlarken ne düşündüm bilmiyorum çünkü adamlar tehlikeli mafyatik tipler çıktı. Sırtı dönüktü o an bana dönüşünden kötü bir olduğunu hissettim. Bana doğru gelmeye başladı kurtulmam için ya da diğer çatıya atlamam lazımdı ya da beni yakalamasına
Eski basım kitaplar..
"Ooh, çok iyi ya. Çok eski bir basım. Çok severim ben böyle kitapları."
"Pek de sevilecek bir yanı yok işte eski, yıpranmış bir kitap..."
" Sakın o cümleyi bitirme! Kim bilir o kitap sana gelene kadar kimlerin ellerine, yüreğine dokundu. Onların anılarına saygısızlık etme. Hem İnsan merak eder ya Daha önce kim okudu, okurken ne düşündü diye. Düşünsene senin okuduğunu satırlara birileri elleriyle dokundu. Belki satırların üzerine gözyaşları döküldü. Ardından başka birinin gözyaşları tam eskisinin üzerine düşüp kurudu. Gece loş oda lambasının altında uykuda güzel rüyalar görmek için mi okudular yoksa yanında mı gezdirdi eski bir dostu selamlar gibi? Şahsen ben merak ederdim."
Sayfa 66 - Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık - 1. BaskıKitabı okudu
Zengin akrabalarım acaba bu ayeti okudular mı? :D
Kur'an şöyle buyuruyor:
"Altın ve gümüşü biriktirip, halka vermeyenlere zorlu bir azabı müjdele."
Sayfa 24
Gece Namazının Fazileti
Gece namazı, en faziletli olan nafile ibadetlerdendir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), şöyle buyurdular: “Farz namazlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.” “Kulun, gecenin ortasından sonra kıldığı iki rekât (namaz), dünya ve içindekilerden hayırlıdır. Eğer ümmetimin güç yetireceğini bilseydim, bunu onlara farz kılardım.” .
Muâz bin Cebel
Gece Namazının Fazileti
Gece namazı, en faziletli olan nafile ibadetlerdendir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), şöyle buyurdular: “Farz namazlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.” “Kulun, gecenin ortasından sonra kıldığı iki rekât (namaz), dünya ve içindekilerden hayırlıdır. Eğer ümmetimin güç yetireceğini bilseydim, bunu onlara farz kılardım.” .
Muâz bin Cebel
Şafak Türküsü
Beni burada arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma enne,
Ağlama.
Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Gözlerim Şafak beklerdim
Uzarken ellerim
Birdenbire Miyavlayan
Müsebbib arıyorum başımın ağrısına
İftiralar atıyorum yeşil gözlü kedime
O değilse kim ola bu vurgunun gâlibi
Doluyor tesbihimi yarı sarkık beline.
Bilseydi dereler bulutlara doğru akar
Meczup ve Deli kelimelerine dair en Anlamlı tanım şu;
Akıl Adamı terk ederse,‘’Deli’’; Adam, Aklı terk ederse, ‘’Meczûb’’ derler!..
O ALLAH’IN ZATI İLE MEŞGUL:
İmam-ı Azam Ebu Hanife(rh.a) Kufe Camiindeki Fıkıh Halkasında öğrencilerine ders veriyor.
O esnada kapıdan başını uzatan İbrahim b. Edhem (k.s)“ Esselamu Aleykum Ya İmam” diyerek selam verir.
Dersi kesen İmam-ı Azam, üstü başı
* Hayatta en önemli şey nedir? Açlık çekilen bir ülkede birine bu soruyu sorarsak cevap "yemek" olacak; donmakta olan birine aynı soruyu sorarsak cevap "sıcak" olacaktır. Kendini yalnız ve çaresiz hisseden birine soracak olursak cevap mutlaka "diğer insanlarla beraber olmak" olacaktır.
Ama bütün bu ihtiyaçlar
Alimlerin Hayatlarını Okumak..
İmam-ı Azam Ebu Hanife (r.t.) buyuruyor ki:
Alimlerin hayatlarını okumak, âlimlerin kendi nefis muhasebelerini okumak, fıkıh ilmi tahsil etmekten bana çok daha çok daha tatlı geliyor diyor. Fıkıh ilmini yani burada hor ve hakir görüyor öyle anlama. İkisi karşı karşıya gelse fıkıh mı okursun yoksa peki o güçlü hem işin zahir tarafını hem batın tarafını götüren o âlimlerin hayatlarını, takvaları, verâlarını, edepleri, ilimleri peki nasıl okudular, hal ve gidişatları, hareket ve sekantları nasıl peki bir de bunu okuyorsun ulemanın. Alimlerin bu yönünü okumak fıkıh tahsil etmekten, bana çok daha sevimli geliyor diyor.
Çünkü âlimlerin, geçmişlerin hayatlarıyla meşgul olmak, onların ilim noktasındaki edeplerini sana gösteriyor, ahlaklarını gösteriyor. İlimden murad ahlaktır. Bunu sana doğrudan fıkıh vermez. Doğrudan fıkıh vermez. Fıkıh meseleyi anlatır sana. Ama o zatların peki hal ve hareketleri, insani ilişkileri ne bileyim işte Allah'ın kelamına vukufiyetleri vesaire peygamberimizin sünnetine ittifaktaki efendim güzelliği vesaire sen onlara bak onlara diyor İmam-ı Azam Ebu Hanife (Rahimallahu Teâlâ).
- “Ooh, çok iyi ya. Çok eski bir basım. Çok severim ben böyle kitapları.”
+ “Pek de sevilecek bir yanı yok işte eski, yıpranmış bir kitap…”
- “Sakın o cümleyi bitirme! Kim bilir o kitap sana gelene kadar kimlerin ellerine, yüreğine dokundu. Onların anılarına saygısızlık etme. Hem insan merak eder ya daha önce kim okudu, okurken ne düşündü diye. Düşünsene senin okuduğun satırlara birileri elleriyle dokundu. Belki satırların üzerine gözyaşları döküldü. Kurudu sonra. Ardından başka birinin gözyaşları tam eskisinin üzerine düşüp kurudu. Gece loş oda lambasının altında uykuda güzel rüyalar görmek için mi okudular yoksa yanında mı gezdirdi eski bir dostu selamlar gibi? Şahsen ben merak ederdim.”
Sayfa 65Kitabı okudu