Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Gece yarısı Kıraç Ata çakmak taşıyla ateş yakar, bir kürek kemiği seçer, bir kıyıdan yassı bir taş getirip üzerindeki yazıları okur. Taşı yerine koyduktan sonra kürek kemiğini ateşe tutar ve Bögü Alp'ın bahtını okur: Büyük günler geliyor... Dokuz yıla kalmaz; olan olur. Dokuz yıl daha geçer: katı kılıç kullanmak günü gelir... Kıtlık olunca ay parçalanacak!... Kara Kağanı öldürmeyeceksin Onu tasa öldürecek. Bir ulu şehirde toplanmış kırk er görüyorum... Aralarında sen de varsın... Yağmur yağıyor... Irmağın kıyısında dövüşüyorsunuz... Budun kurtuluyor... Adınız unutulmayacak Bin üç yüz yıllık ölümden sonra dirileceksiniz... Acunun batımına dek adınız gönüllerde kalacak..."
Reklam
Acı acıdır, bunun pazarlığa gelecek yanı yoktur. Canını yakar insanın, acı verir. Acıyla başa çıkabilen güçler vardır. Sen de işte bu güçleri ara bul, hak büyüt onları, onlarla alıştırmalar yap, onlarla silahlan!
Aradığım yer
Yeter ki bir yerde bir barınak bulayım kendime, kaçıp sığınacağım, saklanıp gizleneceğim bir yer bulayım, her şeye kavuşmuş olacaktım adeta; güvenli ve sessiz bir yer bulayım yeter ki, yanı başında bir orman ya da göl, en azından benden başka kimseye rastlanmayacak, felaket habercilerinin ve düşünce hırsızlarının ortalarda dolaşmayacağı, mektupların, telgrafların, gazetelerin girmeyeceği, kültür pazarlamalarıyla karşılaşılmayacağı bir yer.
"Tanrı insanlara şöyle demedi: gerekçesiz öldürmeyeceksin. Sadece şunu söyledi: öldürmeyeceksin."
Sayfa 233 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İstenildiği kadar kutsal kitaplara dalınsın, meallere bakılsın, gerekçeler toplansın, daima farklı, birbiriyle çelişen yorumlar olacaktır. Aynı kitaplara dayanarak köleliği içinize sindirebilir ya da mahkûm edebilir, ikonaları yüceltebilir ya da ateşe atabilirsiniz, şarabı haram kılabilir ya da hoş görebilir, demokrasiyi ya da din devletini savunabilirsiniz; bütün insan toplulukları yüzyılların akışı içinde şimdiki uygulamalarını doğru göstermişe benzeyen kutsal ayetler bulup çıkarmayı bilmişler dir. İncil'i benimseyen Hristiyan ve Yahudi toplumlarının, "asla öldürmeyeceksin"in idam cezalarına da uygulanabileceğini söylemeye başlamaları için iki ya da üç bin yıl geçmesi gerekmiştir ; yüz yıl sonra bize her şeyin kendiliğinden geliştiği söylenecektir .Metin değişmiyor , değişen bizim bakışımız. Ama bu metin dünyadaki gerçeklikler üzerinde ancak bizim bakışımız aracılığıyla etkili olabiliyor .Bu bakış her çağda bazı cümleler üzerinde duruyor ve diğerlerini görmeden atlıyor.
Reklam
Semavî kitapların emri: "Öldürmeyeceksin." Hıristiyan Avrupa, en sefil çıkarları için dünyanın bütün Mandarenle- rini öldürdü ve öldürmeye hazır. Goethe, "Ya örs olacaksın, ya çekiç," diyor. Şark, Sâdi'den Gandi'ye kadar aksi kanaatte: "Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez." Kim haklı?
DesPres'ye göre ölümün "işleyiş mekanizmasını" kabul eden biri, bir yandan da "öldürmeyeceksin" sözünü emir kabul eden ilk kişidir ve hayatta kalan da o olur. "Burada korkunç bir ironi vardır, çünkü ölümün bilincinde olmak, hayatı bilinçli bir itinayla yaşamaya neden olurken, ölümün reddedilmesi çılgın bir yıkıcılıkla sonuçlanır."
Sayfa 72 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
"Dünya varsa, düzeltilsin diye değil! Sizler varsanız, düzeltilesiniz diye değil! Sizler kendiniz olasınız diye varsınız. Bir nağme, bir ses, bir gölge olarak dünyayı zenginleştiresiniz diye varsınız. Sen kendin ol, dünya o zaman zenginleşecek ve güzelleşecektir. Kendin olmaz da yalancı ve ödlek biri olursan, dünya yoksullaşır ve sen de ona düzeltilmesi gerekli gözüyle bakarsın."
Gece yarısı Kıraç Ata çakmak taşıyla ateş yakar, bir kürek kemiği seçer, bir kıyıdan yassı bir taş getirip üzerindeki yazıları okur. Taşı yerine koyduktan sonra kürek kemiğini ateşe tutar ve Bögü Alp'ın bahtını okur: Büyük günler geliyor... Dokuz yıla kalmaz; olan olur. Dokuz yıl daha geçer: katı kılıç kullanmak günü gelir... Kıtlık olunca ay parçalanacak!... Kara Kağanı öldürmeyeceksin Onu tasa öldürecek. Bir ulu şehirde toplanmış kırk er görüyorum... Aralarında sen de varsın... Yağmur yağıyor... Irmağın kıyısında dövüşüyorsunuz... Budun kurtuluyor... Adınız unutulmayacak Bin üç yüz yıllık ölümden sonra dirileceksiniz... Acunun batımına dek adınız gönüllerde kalacak..."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.