Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüm,hayatın değişmesinden başka bir şey değildir. Doğada bizlerin kurup çattığı anlamda bir ölüm olamaz. Sadece her şey sürekli olarak değişir,o kadar. Bu değişme sonsuzdur. Örneğin tohum,ot olur,başak olur,ekmek olur,keylus olur,kan olur,insan tohumu olur. Insan tohumu insan olur,ceset olur,toprak olur,bitki tohumu olur. Bu değişmeler ve yenileşmeler sonsuza kadar sürüp gidecektir.
Ölüm yok oluştur, her şeyin yok oluşu. Yok olmak ne zaman çare olmuş ki? Ama ya hayat; biliyorum ki en kirli, en umutsuz hayat bile çare olabilir. Çünkü umut vardır onda, umut ışığı, umut tohumu vardır içinde, her zaman ve her şart altında...
Reklam
Akıllı insanlar, hayat çok uzun olsa dahi, sonunda ölüm olan hiçbir nimete değer ve önem vermezler. Çünkü ecel geldiği zaman bu nimetlerin insana hiçbir faydası olmaz. Asıl nimet, dünyada insandan hiçbir zaman ayrılmayıp ahirette de faydası olan nimettir. Bu nimet, sonsuz saadetin tohumu olan iman nimetidir.
Gılgamış Destanı konusu
Gılgamış, yabanıl arkadaşı Enkidu'yla birlikte, Tanrı Enlil'in Amanos yöresindeki Sedir Ormanları'na gözcü ola­rak koyduğu Humbaba adlı korkunç bir devi öldürür. Bu­nun üzerine, aşk tanrıçası İştar, Gılgamış'a aşık olur. Ama Gılgamış ona yüz vermez. Buna çok içerleyen tanrıça gökten korkunç bir boğa indirip Gılgamış'ın üzerine salar. Ama Enkidu hayvanı öldürür. Ne var ki bu sonuca çok öfkelenen İştar'ın verdiği ölümcül bir sayrılıkla kendisi de ölür. Gılga­mış için bir yıkım olur bu ölüm. "Ben de Enkidu gibi ölecek miyim?" diye ağlar, dövünür. "Ölümsüz yaşam"ın gizini aramak üzere yollara düşer. Tanrı Ea eliyle yeryüzünde tek bir kişiye verilmiştir ölümsüzlük: Büyük Tufan'da "yaşamın tohumu"nu kurtaran Ut-Napiştim'e. Gılgamış uzun, güç bir yolculuk sonunda onun oturduğu "mutluluklar ülkesi"ne, Dilmun'a ulaşır. Öğrenir ondan ölümsüzlüğün gizini. Deni­zin dibindeki bir bitkidedir bu giz. Suyun derinlerine dalıp çıkarır onu.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Diyordu ki Emin, “İnsanın içinde dünya ötesi bir şeye dönüşmek isteyen bir tohum var. Özlem ya da ümit dediğimiz şey gerçekte bundan kaynaklanıyor. İnsanın bilmeden beklediği nedir aslında, bu tohumu çatlatacak güçte bir ışığın gelip kendisine çarpması."
Diyordu ki Emin, insanın içinde dünya ötesi bir şeye dönüşmek isteyen bir tohum var. Özlem ya da ümit dediğimiz şey gerçekte bundan kaynaklanıyor. İnsanın bilmeden beklediği nedir aslında, bu tohumu çatlatacak güçte bir ışığın gelip kendisine çarpması...
Reklam
" Ama ölmek, öldürmek çare değil... Ölüm yok oluştur, her şeyin yok oluşu... Yok olmak ne zaman çare olmuş ki? Ama ya hayat; biliyorum ki en kirli, en umutsuz hayat bile çare olabilir. Çünkü umut vardır onda, umut ışığı, umut tohumu vardır içinde, her zaman ve her şart altında... "
Sayfa 95
Ölüm yok oluştur·, her şeyin yok oluşu. Yok olmak ne zaman çare olmuş ki! Ama ya ha­yat; biliyorum ki en kirli, en umutsuz hayat bile Çare olabilir. Çünkü umut vardır onda, umut ışığı, umut tohumu vardır için­ de, her zaman ve her şart altında... "
"Acını dindireceğim," diyor, "ama ölmek, öldürmek çare değil... Ölüm yok oluştur, her şeyin yok oluşu. Yok olmak ne zaman çare olmuş ki? Ama hayat biliyorum ki en kirli, en umutsuz hayat bile çare olabilir. Çünkü umut vardır onda, umut ışığı, umut tohumu vardır içinde, her zaman ve her şart altında..."
Sayfa 170 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Vasalisa
6. Ödev: Bunu şundan ayır. Küflü buğdayı iyi buğdaydan ayırmak. İnce ayrımları öğrenmek. Hayat ve ölüm üzerine daha fazla şey öğrenmek. Bahçede hayat verici ve hayat alıcı işaretleri kaydederiz. Düşünceleri, fikirleri, tercihleri, arzuları hatta kayıpları hem yaşamaya hem de ölmeye bırakma alıştırması yaparız. Diker, söker, gömeriz. Tohumu kurutur, eker, nemlendirir, besler, hasat ederiz.
360 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.