Palyatif toplum aynı zamanda bir "beğendim" toplumudur da. Bir beğeni çılgınlığına kapılmıştır. Her şey beğeni kazanana kadar düzleştirilir. "Like" günümüzün imi, hatta ağrı kesicisidir. Sadece sosyal medyaya değil, kültürün bütün alanlarına hâkimdir. Sadece sanat değil, bizzat hayat instagramlanabilir olmak durumundadır; yani acı verebilecek keskin kenarlar, uçlar, çatışmalar, çelişkiler giderilmiş olmalıdır. Acının arındırıcı olduğu unutulur. Acı katartik bir etki gösterir. Beğeni kültürü katharsis imkânından yoksundur. Bu da insanların beğeni kültürünün yüzeyi altında biriken olumluluk cürufunda boğulmasına yol açar.
Sayfa 15 - Metis YayKitabı okudu
“Palyatif toplum aynı zamanda bir "beğendim" toplumudur da. Bir beğeni çılgınlığına kapılmıştır. Her şey beğeni kazanana kadar düzleştirilir. "Like" günümüzün imi, hatta ağrı kesicisidir. Sadece sosyal medyaya değil, kültürün bütün alanlarına hakimdir. Sadece sanat değil, bizzat hayat instagramlanabilir olmak durumundadır; yani acı verebilecek keskin kenarlar, uçlar, çatışmalar, çelişkiler giderilmiş olmalıdır. Acının arındırıcı olduğu unutulur. Acı katartik bir etki gösterir. Beğeni kültürü katharsis** imkânından yoksundur. Bu da insanların beğeni kültürünün yüzeyi altında biriken olumluluk cürufunda boğulmasına yol açar.”
Günümüzdeki algofobinin temelinde bir paradigma değişimi yatar. İçinde yaşadığımız toplum her türlü olumsuzluktan kurtulmaya çalışan bir olumluluk toplumudur.
Hepimiz aynı korkuyla,ölümlülük yarasıyla,varoluşun özündeki kurtla karşı karşıyayız.
Sayfa 234Kitabı okudu
Onları liderlerinden kim koruyacak..
..ölümlülük onlar için yeni olabilirdi ama doğum öyle değildi. Gelecek kapının eşiğindeydi, sesli sesli soluyordu...
..Asıl önemli soruların bunlar olmadığını söyleyebilirim. Daha doğrusu, bunların zekâdan değil, kederden kaynaklanan sorular olduğunu. Ve aklın, vericiliğin ta kendisi olan Tanrı'nın, bize Onun zekâsını kavrayabilmemiz için akıl verdiğini.
Onun inceliğini. Arılığını. 'Ekilen tohumun, ancak öldükten sonra canlandığını' anlayabilmemiz için.
.
Sayfa 331 - SelKitabı okudu
Haz ilkesine göre hareket eden id yalnızca anında doyum arar ve günlük dildeki anlamıyla tamamen "bencil"dir. Bilişsel açıdan, dil-öncesi niteliktedir ve imgeler ve sembollerle ifade edilir. Ayrıca, zaman, ölümlülük, sınırlılık veya zıtların bir arada yer alamayacağı kavramlarının bulunmadığı mantık-öncesi bir nitelik taşır.
Öz farkındalık büyük bir armağan,hayat kadar değerli bir hazinedir.Bizi insan yapan şeydir.Ama bedeli de çok ağırdır-ölümlülük yarası-
Sayfa 11Kitabı okudu
İnanışlara göre Ölümlülük
- Çin taşra kültüründe ölen bekar oğulları için,anne ve babası ölü bir kadın satın alarak ikisinin bir çift gibi birlikte gömerlerdi.
(Ama Ölüm insanın tek başına karşıladığı bir yalnızlıktı.)
Sayfa 111Kitabı okudu
"Acı çekmek bu dünyanın olumlu bir unsurudur, hatta bu dünya ile olumluluk arasındaki tek bağlantıdır."
-Kafka
ve güzellik, kendini sanki sınırlarda
olup biten bir olaymış gibi sergiler,
dış dünyadaki ve iç dünyadaki sınır;
ister en uzak ufkun ister tek bir noktanın sınırı olsun,
sonsuzlukla ölümlülük arasına çekilmiştir,
çok uzaklarda ama yine de dünyadadır,
hâlâ dünyanın zamanına aittir
"Tanrı, kültürler-ötesi yapıda anlatıldığı şekliyle, sonsuz bir yaşam hayaliyle ölümlülük korkusunu yumuşatmakla kalmaz, ebedi bir varoluş ile anlamlı bir hayat yaşamaya yönelik bir yapı ve kurallar bütünü geliştirerek korku dolu bir tecriti de hafifletir."
Sayfa 15Kitabı okudu
İktidarın Mikrofiziği
... olumluluk şiddeti olumsuzluğun şiddetinden beterdir çünkü kendini özgürlük olarak takdim eder.
Sayfa 94 - Şiddetin MikrofiziğiKitabı okudu
Sisteme İçkin Şiddet
... olumluluk şiddeti belki de olumsuzluk şiddetinden daha da tehlikeli.
Sayfa 88 - Şiddetin MikrofiziğiKitabı okudu
Ütopik yönteme özgü mesafe koyma tekniği iki yönde işler: Hem var olan düzen ile hem de ütopik olarak hatlarını çizdiği “olumluluk" ile arasına mesafe koyar.
Sayfa 48 - Versus Kitap, 2009.Kitabı okudu
Doğa zenginliklerini öylesine eli açık bir biçimde ortaya serer ki belirli parçaları ölümlülük karşısında eğilirken, doğa kusursuzluğunun tüm uzantısında sayısız yeni doğumlarla kendini sürdürür! Bir tek soğuk gün nasıl da sayısız çiçek ve böceği öldürür! Ve bunlar doğa sanatının görkemli ürünleri nasıl da az farkedilir! Gerçekten de onların eksikliği bir başka yerdeki fazlalıkla dengelenir.
