Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hele şehirde yürürken kaybolmak yok mu? O kayboluşlar nice buluşlar vaat eder. Her bireyin şehirdeki yolculuğu benzersizdir, kişisel geçmişleri arzu ve niyetleri ile şekillenir. Şehri yaya gezmek, şehirle ilişki kurmak ve onunla konuşmaktır. Şehrin hikayesinin bir parçası olmak ve o hikayenin yazımına katkıda bulunmaktır. Yürümek bir şehri bize yakınlaştırır, onun canlılığının içine çeker ve bizi onun yaşayan bir parçası kılar. Böylece şehrin hafızasına katılır ve aynı zamanda onun karmaşıklığını daha iyi kavramış oluruz.
“Mutluyken hep iyi insan oluruz; ama iyi insan olduğumuzda illa mutlu değilizdir.”
Reklam
Aşka sahip olmadan onu başkasına sunamayız, Ona da sadece başkasına sunduğumuzda sahip oluruz. AZİZ AGUSTİN
Sayfa 158Kitabı okudu
Politikacıların siyasi kararları ile özel yaşamlarındaki kararları arasındaki uçurumlara ilişkin tartışmalar sık sık karşımıza çıkar. Birinin aşağıdaki argümanı getirdiğini varsayalım: Hükümetin ulaşım politikası şaka gibi. Kendileri her yere şoförlü makam araçları ile giderken bize arabayı evde bırakıp toplu taşımadan faydalanmamızı söylemelerini nasıl ciddiye alalım? İlk yeniden oluşturma denememiz geçersiz bir argüman oluşturur: P1) Hükümet, halka, toplu taşımadan faydalanmasını söylüyor. P2) Hükümet üyeleri, toplu taşıma yerine arabaya biniyor. P3) Ne zaman birinin davranışları ile politikaları arasında bir tutarsızlık varsa politikalarını ciddiye almamamız gerekir. Cevap) Hükümetin ulaşım politikasını ciddiye almamalıyız. Daha çok insanın özel araçlar yerine toplu taşıma kullanmasının iyi bir fikir olup olmadığı, hükümet üyelerinin toplu taşıma kullanıp kullanmadığına bağlı değildir. Bu safsataya düştüğümüzde "Dediğimi yap, yaptığımı yapma" özdeyişine uymamış oluruz. İnsanların kendi önerilerine ve ilkelerine uygun davranmaları gerektiğini düşünebiliriz; aslında çoğu durumda böyle yapmamaları usdışıdır ama sırf kendi argümanlarının sonuçlarına uygun davranmadıkları için bu argümanları göz ardı etmek de aynı derecede usdışıdır. Elbette kamusal alandaki birinin tutarsız veya ikiyüzlü bir şekilde davranması güvenilirliğini zedeleyerek duyduğumuz güveni ve saygıyı azaltabilir ama argümanlarını reddetmek için tek başına bir neden oluşturmaz.
Sayfa 267
Ölüm anında cem ve aylin gibi olanlar vardır: Hazır insanlar. Yaptıklarından memnun, yaşamlarını özgürce yönlendirmiş olanlar. Hayallerine ve amaçlarına ulaştıklarını hisseden insanlar… Arkalarında iyi bir iz bıraktıklarini bilenler… Bazıları Rober gibidir: Panik içinde. Rober, gecenin tarihini düşünmemişti, hatta onu unuttu. Ölümün varlığını
Sayfa 36 - Günışığı Kitaplığı
Neden ölürüz?
İnsanlar ölür. Hepimiz bir gün öleceğimmizden eminiz. Ama neden? Neden sonsuza kadar yaşayamıyoruz? Cansız varlıklar ölmez. Üstelik hep aynıdırlar. Yüzyıl önceki bir çakıl taşıyla bugünkü arasında hiçbir fark yoktur. Taş ölmez, çünkü değişmez. Ölmez, çünkü cansızdır. Değişen, büyüyen, yeşeren her şeyse ölür. Canlı her şey ölür. Bunu söylemek tuhaf, ama yaşadığımız için ölürüz! Yaşlı bir insanı ayırt edebiliriz. Saçları beyazlamış ya da dökülmüştür, biraz kamburlaşmıştır, bütün cildi karışmıştır, koşamaz, merdivenleri çıkarken soluğu kesilir, artık gözleri pek iyi görmez ve zor işitir. Onun ölüme yaklaştığını düşünebiliriz. Uzun bir hayat yaşamış olduğunu da biliriz. Küçücük bir bebekti, büyüdü, yaşlandı. Her gün biraz daha değişti. Ölüm de, yaşamımdaki son değişiklik olacak. Ölüm, yaşamın bir parçası, yaşamın bir aşamasıdır.-son aşaması.
Sayfa 24 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
mamafih, biz ölürüz/ kısa bir özetimiz kalır yeryüzünde
Yetenekle özdeşleşmeyen iş, iş tatminsizliği olarak geri döner. İş tatminsizliği, yetenekle doğrudan ilişkilidir. Yeteneğinin dışındaki işlerde çalışan kişiler mut-main olamıyorlar. Çünkü Allah herkese farklı bir kabiliyet vermiş ve bu kabiliyetlere uygun işler yapmadığımız zaman huzursuz oluruz.
Sayfa 123 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
İnsanın pusulası yine kendisindedir. Çünkü en dürüst sadece kendimize oluruz; bazen kalp kırıcı, bazen hırçın, bazen yalancı ama gün sonunda kim olduğumuzla karşılaşırız. Katil olmadığımızı haykırırız ama nefret ettiğimiz birisini öldürürken kendimizi hayal edebiliriz, güçlü olduğumuzu söyleriz ama en güçsüz anlarımızda ilk aynaya dönüp bakarız, korkak olmadığımızı dile getiririz ama en acımasız anlarda korkularımız ortaya çıkar.
Senin için yazdığımı bilme ne olur Bir gün nasıl olsa Aynı çeliklerden ölürüz Kabirlerimiz yan yana kazılır
Sayfa 193Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.