Parola
Göztepe'deki Kenan Paşanın köşkünde bugün büyük bir üzüntü var. Kenan Paşa barut olmuş, yanına yaklaşılmiyor. Ama Paşa'nın hakkı var. Torunu Öztunç yedek subaylığını bitirip geldi. Öztunç, askerlikte teğmenliğe yükselememişti. Birliğine asteğmen gitti, yine asteğmen rütbesiyle eve döndü. O yıl yedek subay okulunu bitirip kıtaya çıkan ikibinden çok
11. IV. 35 Benim Sevgili Aliye’m, Bu son mektubunun ne kadar hoşuma gittiğini tasavvur edemezsin. Yazarken hava bulutlu idi, diyorsun ama, belli ki senin için güneşli imiş. Ne güzel, ne tatlı anlatıyorsun. Yalnız mektepte hoş bir ceza aldığından bahseden hikâyeyi yarım bırakmışsın? Nedir bu hikâye?.. Senin mektepten ayrıldıktan sonraki hüznünü
Reklam
Gardiyan
Ne evi komiserim, sabahtan beri hastanedeyim. Çocuklarımı o halde nasıl bırakayım dedim ama hemşire kalmana gerek yok dedi. Bir başıma, o eve nasıl gireyim, nasıl dayanayım bunca şeye bilmiyorum. Yaşamadığım, görmediğim acı kalmadı desem yeridir. Bacım evlendiğinde on altısında gencecik fidandı. Kocası iyiydi önceleri, sonra bir hazine avına başladı ki sorma. Buldu altını dediler. Paraya boğuldu Namık, sonra yavaştan aklını yitirmeye başladı. O uysal, saygılı adam gitti yerine canavar geldi. Hamileydi bacım, babama geldi, dedi ki baba kurtar, al beni ondan. Eski adam babam, kafa da eski. Gelinliğinle girdin kefeninle çıkarsın dedi. Bende de şimdiki kafa yok. Bir gün yanına gittim bacımın. Adam dövmüş, yüzü gözü şiş, duramadım. Buldum Namık’ı. Bende onu dövdüm bir daha bacıma dokunma diye. Eve gelmiş şerefsiz, yine dövmüş bacımı ağan bana ne etti bak diyerek. Gecenin bir yarısı, dışarıda kar tipi, sokağa atmış. Ne eve girebilmiş bacım ne bize gelebilmiş babamın korkusuna. Ahırda yatmış hayvanların arasında. Bana geldiler komşuları da haberim oldu. Üç gün o ahırda kalmış garibim yüklü haliyle aç biilaç. Kocası olacak namussuzu takip ettim, o uzaklaşınca evden, girdim bacımın yanına. Topla dedim çıkınını, aldım onu düştüm yola. Akıl işte, cebimdeki üç kuruş parayı ona verip bildirdim ilk otobüse. Adıyaman yazıyordu otobüsün üstünde. Şimdiki aklım olsa salar mıyım bir başına onu ama cahillik be komiserim. “ Adnan’ın gözleri doldu karanlıkta belli olmasa da. Ne çileler çekiyordu bu kadınlar erkillerin yüzünden.
Gece on birde, Frida kendisine meyve suyu verildikten sonra yanında Diego'yla uykuya daldı. Onun çok derin uyuduğundan emin olan Diego, gecenin geri kalanını San Angel'daki stüdyosunda geçirdi. Saat dörtte Frida uyandı ve çok fazla ağrısı olduğundan şikayet etti. Hastabakıcısı onu sakinleştirip, çarşaflarını düzeltti. Frida tekrar uykuya dalana kadar onun yanında kaldı. Senora Mayet sabahın altısında kapısının çalındığını duyduğunda hava halâ karanlıktı ve bakıcı tam kapıyı açmaya giderken Frida'nın üstünü örtmek için yatağının yanında durdu. Frida'nın gözleri açıktı ve dimdik ileriye bakıyordu. Bakıcı onun ellerine dokundu. Soğuklardı. Senora Mayet, Rivera'nın şoförü Manuel'i çağırdı ve ona ne olduğunu anlattı. Önceden Guillermo Kahlo için çalışmış olan ve Frida'yı doğduğu günden beri tanıyan yaşlı şoför, haberi Diego'ya ulaştırdı. Ona, "Senor" dedi, "muriò la nina Frida" (BAYAN FRİDA ÖLDÜ).
Öğretmenlere göre dahiler, kendilerine hiç saygı göstermeyen, on dördünde sigara içmeye başlayan, on beşinde aşık olan, on altısında barlara giden, yasak kitaplar okuyan, küstahça yazılar kaleme alan, öğretmene arada sırada küçümseyerek bakan ve deftere elebaşları, oda hapsi adayları olarak kaydedilen kötü kişilerdir.
Annemle babam Musevi arkadaşlarıma karşı farklı davranıyor falan değillerdi. Onlardan birinin adı, uygun bir rastlantıyla, Alex Brillant'dı. Bir tütüncünün oğlu olan Alex, on altısında Wittgenstein okuyor ve ikili anlamlarla dolup tașan şiirler yazıyordu, kalp baypasları gibi ikili, üçlü, dörtlüydü bunlar. İngilizcesi benimkinden daha iyiydi ve Cambridge'den burs aldı, bundan sonra onu gözden kaybettim. Yıllar içinde ara sıra, onun sanat dallarından birinde başarılı olmuş olabileceğini hayal ederdim. İnsanlara böyle yaşamöyküleri biçmenin aylakça bir fantezi olduğunu öğrendiğimde ellimi geçmiştim. Alex, yirmili yaşlarının sonunda, benim yaşımın yarısı kadar yaşamışken, kendini öldürmüştü; bir kadın yüzünden, hap içerek.
Reklam
257 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.