Devlet ile toplum arasında ki etkileşimi sağlayan yapılar ihtiyaç duyulmuştur. Yöneten ile yönetilen etkileşimlerini adaletli olduğu sürece devam ettirmişlerdir. Bu devamlılık devlet ile halk arasında güven ve sadakati getirirse, tarihteki varlığı güçlü olur. Ancak, devletin güç potansiyeli her zaman çekici olmuş, buna talep olan kişilerin
''İlk açığı düşman size verene kadar bir bakirenin utangaçlığını gösterin; sonra koşmakta olan bir tavşanın süratini gösterin ve bu, düşmanın sizin karşınızda durabilmesine engel olsun.''
Çok eski zamanlarda; beşeriyet bedenine sarınmış, insanlık ruhunu henüz keşfedememiş, sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için çabalayan bir anlayışın oluşturduğu irili ufaklı topluluklar varmış. Bir araya geldiklerinde dil denilen iletişim aracının varlığının henüz ne olduğu konusunda bir fikri olmayan ve konuşma organlarının da gelişmediği
''Umutsuzluktan boğulmuş olan askerler korku hislerini kaybederler. Eğer kaçabilecekleri yer yoksa sıkı bir şekilde oldukları yerde dururlar. Eğer düşman ülkesinin topraklarındaysalar inatçı bir şekilde direnirler. Yapabilecekleri başka hiçbir şey yoksa inatla ve ölümüne savaşırlar.''
spoiler
“hâlâ mı erdem!”
marquis de sade (marki dö sad), her şeyden önce önyargıya karşı savaşın onurlu, tutkulu, yılmaz ve sarsılmaz bir neferiydi. bu niteliğinden hareketle sade, onu okumadan önce önyargılarını bir kenara bırakmayanları, anlattığı öykülerdeki vahşet, derin şehvet duyguları ve sadizm unsurlarıyla egale etmeyi başaracağının