"Bir İdam Mahkûmunun Son Günü" Victor Hugo'dan okuduğum ilk kitap. Ve çok sevdiğim bir kitap oldu. Victor Hugo, bu kitabı ilk olarak kendi ismini kullanmadan isimsiz bir şekilde bastırmış. Ve o zamandaki halkta bu kitaptan çok rahatsız olmuş. Çünkü neredeyse herkes bu idam cezasından oldukça memnun.
Kitap ilk olarak yazarın idam cezasına neden karşı çıktığına dair bir ön söz başlıyor. Bu ön sözde yazar, idam cezasının yanlış olduğunu, suçluların ıslah edilmesi gerektiğini ve ölüm cezasının yalnızca Tanrı tarafından verilmesi gerektiğini belirtiyor.
Kitaptaki karakterin psikolojik durumu, duygu geçişleri o kadar iyi işlenmiş ki okurken empati duygunuzun artacağına eminim. Kitabı okurken sürekli kendime "ben olsam ne yapardım? Ne hissederdim?" sorularını sorup durdum. İdam kararı verildikten sonra 6 hafta boyunca mahkûmu bir hücrede bekletiyorlar. Bu şekilde bile bile ölümü beklemek te mahkûmun acılarının artmasına neden oluyor.
Kitaptaki karakterin ruhsal durumunun yanında o zamandaki halkın idam cezasına olan tutumu ve sergilediği davranışlar da çok güzel anlatılmış. Herkes âdeta bir tiyatro gösterisi izler gibi ailesiyle birlikte idamın yapılacağı yere gelip zevkle, coşkuyla bu infazları seyrediyorlar. Ve okurken bu durum beni çok rahatsız etti.
Son olarak üzerine saatlerce düşündüğüm ve kitaptaki en sevdiğim cümle ile incelememi bitiriyorum:
"İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkûmdurlar."