'Ayık kafayla çekilmeyen arkadaş' gibisin Kierkegaard.
Şöyle düşünür ve bu onun dileği haline gelir:Ya şimdi bir başkası olsaydım, kendime yeni bir kendilik edinseydim. Evet, ya şimdi bir başkası olsa acaba o vakit kendini tanıyabilecek midir? Köylünün biri hakkında anlatılan bir hikaye vardır: Adam yalınayak şehre iner, üzerinde kendine yeni bir çift çorap ve ayakkabı alacak ve sonra güzelce kafayı çekecek kadar para vardır. Sarhoş halde evin yolunu bulmaya çalışırken yolun ortasına yığılır ve sızar. O sırada yoldan geçen araba sürücüsü ona, yoldan çekil yoksa bacaklarını ezer geçerim diye avaz avaz bağırınca, sarhoş köylü ayılır gibi olur, bacaklarına bir bakar ama yeni çoraplarından ve ayakkabılarından kendi bacağını tanıyamaz, arabacıya der ki: ez geç birader, onlar benim bacaklarım değil zaten.
İnsan, hayatında bazı şeyleri unutur. Benim de hayatımda unuttuğum anılarım vardır. Onlar toz olmuştur ya da kırılan bir bardağın artık birleştirilmeyen parçaları gibidir. Benim anılarım, hayaletlerle dolu bir galeridir. Belki ben kendi hayatımı değil de, başkalarının hayatını yaşadım. Geriye bıraktığım anılar arasında bazıları sararmış yapraklar gibi yere düşecek, ölecektir. Oysa, bazı anılarım zamanla yeniden canlanacak, yeniden hayat bulacaktır.
Reklam
"Kitaplarınıza büyük değer veriyor olmalıydınız!" "Nasıl vermem?..." dedi. "Onlar benim çocuklarım falan gibi bir şeydi..."
Sayfa 165 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 6. Basım - Kasım 2017Kitabı okudu
..onlar benim gördüğümü görmüyor. Sekiz yıldır hayatımı nasıl mahvettiğini, içimde canlı olan her şeyi nasıl boğduğunu, benim aşka gereksinimi olan capcanlı bir kadın olduğumu bir kez bile düşünmediğini bilmiyorlar..
Onlar ne söylerse söylesin... Benim iki kulağım var... Bir kulağımdan girer, bir kulağımdan çıkar...
Sayfa 158 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
Günümüze uyarlayıp tiktokçuları da ekliyorum
"Az düşünce üreten kişiler daha az hataya maruz kalıyorlar, onlar herkesin yaptığını izliyorlar, kimseyi rahatsız etmiyorlar, başarıyorlar, zenginleşiyorlar, iyi pozisyonlara ulaşıyorlar, milletvekilleri, şöhretli edipler, akademisyenler, gazeteciler oluyorlar, ödüllere, nişanlara boğuluyorlar. İşlerini böyle iyi yürütene aptal denir mi? Aptal benim, yel değirmenleriyle savaşmaya kalkan ben."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.