Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nisa

134 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
öyküyü yeniden anlatmak istiyorum
atlas, yeryüzü'nün oğlu; menoitios, prometheus, epimentheus'un kardeşi; atlantis'in hükümdarı. tıpkı kardeşleri gibi tanrılara boyun eğmeyen ve cezasını çekmeye terk edilen atlas. omuzlarında, sırtında kozmos'un yükü, düşüncelerinin ağırlığı altında onun ağırlığını hiç hissetmeden yaşayan atlas. jeanette winterson, otobiyografik izler taşıyan bu
Atlas'ın Yükü
Atlas'ın YüküJeanette Winterson · Sel Yayıncılık · 2018582 okunma
Reklam
64 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bir arkadaşımın bana “Okuduktan sonra üzerine bayağı düşüneceğin bir oyun.” diyerek önerdiği bir kitaptı Woyzeck. Gerçekten de öyle, kısacık bir sürede bitti ama kat ve kat fazlası süreyle düşüneceğim bu kitabı. Okuduktan sonra incelemeler için girdiğimde çok az okunması olması ve hiç inceleme eklenmemesi beni üzdü, ben de belki okuyacak olanlar
Woyzeck
WoyzeckKarl Georg Büchner · Mitos Boyut Yayınları · 2009247 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Bu sefer beni belki de şu zamana kadar en çok etkileyen kitabın incelemesiyle geldim buraya. Belki de yazmak için kitabı biraz sindirmem gerekiyordu, içimde hala soğumayan bir his var. Fakat Asılacak Kadın’ı okuyup da içinde bir şeyler hissetmemek gariptir zaten. Roman bir yalı cinayeti çevresinde ailesiz, korumasız ve kendini savunmanın bir işe yaramayacağı düşüncesiyle yetiştirilen bir kız olan Melek’in, bir zorbanın sapkınlıklarıyla sömürülmesini anlatıyor. Daha sonradan Melek’i özgürlüğe kavuşturma umuduyla bu zorbayı -Hüsrev’i- öldüren Yalçın, mahkemede bas bas bağırarak cinayeti kendisinin işlediğini belirtmesine rağmen Melek idama çarptırılır. İlk bölümde okuduğumuz tam anlamıyla ‘kadın düşmanı’ yozlaşmış bir yargıç olan İrfan, Melek’i ilk gördüğü andan beri suçlu etiketi yapıştırmıştır ona kafasında. Hüsrev ve irfan gibi insanlar çevremizde var olmaya devam ettikçe bu tür haberler içimizi yakmaya devam edecek. Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm Yargıç İrfan’ın, ikinci bölüm Melek’in, üçüncü bölüm ise Yalçın’ın gözünden anlatılmış. İlk iki bölümde bilinç akışı tekniği göze çarpıyor, üçüncü bölüm ise her şeyi toparlar nitelikte. Kitap bir zamanlar yasaklanmış, Pınar Kür’ün mahkeme savunması en sonda yer alıyor. 1988’de yazılan bir savunma ama gel gör ki tek bir arpa boyu yol alınmamış o zamandan bu zamana.
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Can Yayınları · 20184,864 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
712 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İyi bilim kurgu iyi edebiyattır.
Nereden, nasıl başlamam gerekiyor, bilemiyorum. Bu kadar özel bir eseri yorumlayabilecek kadar nitelikli miyim? Bilim kurgunun basmakalıp kuralları ve düşünce sistemi dışında olan, felsefesiyle sizi içine çekecek, her bir karaktere ayrı ayrı bağlanacağınız bu kitabı okuyun, okutturun. Tekrar tekrar okuyun, ben de öyle yapacağım. Bilim kurguyu
Dune
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,6bin okunma
256 syf.
7/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
içimizdeki şeytan, insanın kendisini, biraz da toplumu derin tahlillerle yansıtan bir roman. her bir karakterin kendine özel bir tarzı, bir içtenliği var ve karakterleri tanıdıkça olaylar karşısında hangisinin nasıl bir yol izleyeceğini anlayabiliyorsunuz. sabahattin ali’nin kalemi yalın, bir o kadar da güçlüdür. kolay okursunuz ama öylece okuyup geçebileceğiniz tarzda da değildir. bazı kitapları bitirdikten sonra oturur, uzun bir süre üzerine düşünürüz. bu kitaplar benim için konusuyla öne çıkan kitaplardan daha değerlidir, kendime bir şeyler katabildiğim her kitap yeni bir dünya gibi. içimizdeki şeytan da bir olayı anlatmaktan çok düşüncelerinize etki eden bir kitap. kendinizi verdiğinizde bir anda 100 sayfa okuyabileceğiniz ve bunun farkına varamayacağınız cinsten. kitapla ilgili en çok sevdiğim karakterlerin öznellikleri ve düşünceleri oldu. ben birçok kişinin aksine ömer’i sevemedim. fakat farklı bir karakter olduğunu inkar edemem. özellikle ömer’in kısımlarını okurken kendinizi ve çevrenizi oldukça sorguluyor, içinizdeki şeytanı bulmaya çalışıyorsunuz. son olarak şöyle bir alıntı bırakmak istiyorum: “içimizde şeytan yok... içimizde aciz var... tembellik var... iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...”
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,8bin okunma
Reklam
116 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Spoiler içerir
Çoğunluğun diğer eserlere göre daha az beğendiği Cardenio, Shakespeare’den okuduğum on altıncı oyun. Bu sefer yalnızca Shakespeare değil, John Fletcher’ın da kalemini görüyoruz. Don Quijote’ta geçen The History of Cardenio’dan esinlenilmiş. Daha çok kadının değeri ve sadıklık-ihanet kavramları üzerinde durulan oyun, çoğu kişi tarafından Shakespeare’in diğer oyunlarından saha alt seviyede bulunmuş. Ben buna katılmıyorum, bundan önce okuduğum on beş oyunun hepsinden aldığım enerjiyi aldım bu oyunda da. Belki abartılı anlatımlar çok yoktu bu sefer fakat yine de bu, eserin kalitesini düşürmez. Çok değerli ve güzel diyaloglar hala vardı. Eser içindeki ilişkilerden söz etmek istiyorum. Govianus ve Leydi, Shakespeare’in en sevdiğim çiftlerinden biri haline geldiler (bundan konu açılmışken favorimin Bir Yaz Gecesi Rüyası’ndan Hermia ve Lysander olduğunu belirteyim). Özellikle Govianus’un Leydi’ye verdiği değer çok hoşuma gitti, oyunun sonunda kendisini öldürerek yanına gitmek isteyeceğini düşünmüştüm fakat soyluca bir şey yapıp krallığını tekrar eline alması daha değerli bir sondu, hem oyun için hem de Leydi’nin ruhu için. Her okuduğum oyundan sonra daha iyisi olamaz diye düşünmeme rağmen sıradaki esere geçince hepsinin birbirinden benzersiz ve güzel olduğunu anlamak çok güzel bir his. Shakespeare, okumaktan sıkılmayacağımdan emin olduğum tek yazar.
Cardenio
CardenioWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2021781 okunma
236 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Okurken düşündüren, zihni çalıştıran kitapları okumak çoğunlukla zordur. Bir de üzerine yazarın karışık tarzı da devreye girince işler daha da zorlaşır fakat olaylar ve düşünceler sizi bir kere içine çekerse kendinizi kitaptan uzaklaştıramazsınız. Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş da böyleydi benim için ama yine de Saramago’nun karışık tarzı ve uzun
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,8bin okunma
348 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Mülksüzler, Le Guin’den okuduğum beşinci kitap. Her kitabında olduğu gibi çok güzel bir dünya ve güzel bir anlatımla karşılaşacağımı biliyordum fakat bu kadar iyi olması tamamen sürprizdi. Bu sefer iki dünya var karşımızda, hangi taraftan bakarsanız biri diğerinin Ay’ı. Anarres özel mülkiyetin olmadığı, anarşist bir dünya iken Urras ise kapitalist bir dünya. Kitabın adının bir anlamı da buradan geliyor, Anarresliler mülkiyetsiz insanlar. Romanın başında gördüğümüz ana karakter Doktor Shevek, unvan kullanmayan Anarreslilere göre yalnızca Shevek, bir fizikçi. Anarres’ten Urras’a gidip çalışmalarını tamamlamak ve ülkesi ve ideolojilerinin başarılı olduğunu göstermek istiyor. Fakat Urras’taki hayat gösterişli ve Shevek’in alışık olmadığı düzeyde. Bu zorlukla başa çıkıp bu gösterişli hayata tutunacak mı yoksa çalışmalarını tamamlayıp hedefine ulaşacak mı? Bu romanın kurgusu, asıl ilgi çeken altında yatan fikirler, felsefi ve siyasi öğretiler; romanı bu kadar iyi olarak görmemi sağlayan tamamen bunlardı. Hızlıca okuyup hemen bitirmek yerine sindirerek, düşünerek okumayı tercih ettim. Yazarın dili bana hep akıcı gelmiştir, anlattıkları ise kesinlikle düşünmeye değer. Distopya türünün en parlağı olduğunu düşünüyorum bu kitabın. Okuduğum distopyaların içinde beni en çok etkileyen kitaptı. Le Guin’in kalemi her zaman olduğu gibi kendini göstermiş...
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Güzel duygular, güzel anlatım
Acı çikolata, Meksika Devrimi zamanlarında çoğu mutfakta geçen bir aşk hikayesini anlatıyor. Kitap on iki bölümden oluşmakta, her bölümün başında bir ay adı ve bir yemek tarifi bulunuyor. Dili Marquez’in çokça kullandığı büyülü gerçekçiliğe yakın ve karakterlerin duyguları, hareketleri ve hikayenin içinde geçen yemek tarifleri bu büyülü gerçekçilik akımının etkisinde o kadar akıcı ve hoş olmuş ki kitabı elimden ciddi anlamda bırakamadım. Yazar çok farklı ve akılda kalıcı benzetmeleri ve betimlemeleriyle sizi kitaba bağlamayı başarıyor. Araya serpiştirilen Meksika Devrimi ayrıntılarıyla, pembe dizi kıvamıyla gözünüzün önünde gerçekleşiyor gibi birçok olay. Duygu geçişleri, betimlemeler benim çok hoşuma gitti. Öylesine başladığım bir kitaptan böyle bir karşılık gelince ister istemez şaşırdım ve bu, kitaba daha çok bağlanmama yardımcı oldu. Aynı zamanda kitap, geleneklerine baş kaldıran özgür evrensel kadın kimliğinin çok büyük bir örneğini taşıyor karakterler içinde. Bir yandan özgürlüğünü, bir yandan da duygularının gücünü size yaşatan bir başkaraktere, Tita’ya sahip.
Acı Çikolata
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20193,278 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Spoiler içerebilir.
Le Guin okumaya iki yıl önce Yerdeniz’le başlamıştım. Serinin ilk üç kitabını okuyup ardından bir ara vereyim derken son üç kitaba sıra gelmemişti. Nihayet bir seferinde devam edeyim derken de çoğu şeyi unuttuğum için bu yaz en baştan tekrar okurum diyerek bırakmıştım. O zamandan beri bilim kurgu/fantastik kategorisinde Le Guin’in dili gibi akıcı ve hızla gelişen bir kitap okumamıştım. Belki Bradbury veya Strugatski Kardeşler okuma yönünden kolaydı ama Le Guin’in akıcılığına sahip değillerdi. Sürgün Gezegeni, her şeyden önce konusuyla ve içerdiği mesajlarla kalbimde yer kazandı, anlatının altında yatan derinlik beni içine çekerek keyifle okuttu bana kitabı. Ön planda ötekilik, farklı olanlara karşı yıkılmaz önyargılar var. Jakob Agat, çok sevdiğim bir karakter oldu. Rolery’ye tam ısınamamışsam da Agat onun eksikliğini yeterince doldurdu diye düşünüyorum. Mantıklı düşünmesi, mantıklı kararlar verip halkını önemsemesi çok hoşuma gitti. İkisinin ilişkisini garip bir şekilde Yerdeniz’den Tenar ve Ged’e benzettim, duygusal olarak değil de uyum açısından. Bu sayede sanırım daha çabuk kabullendim bu ikiliyi. Kitap boyunca ötekileştirilme ve yabancı görülme duygularını hissettim. Agat’ın kendisi ve halkını bu sürgünde görmesi, kendilerine karşı böyle davranılmasına rağmen kin beslememeleri beni kendine çok çekti. Son bölüm ise benim için en vurucu yeriydi, son cümleleri bırakarak neden bu kadar vurucu olduğunu anlatabilirim: “Burası onun kalesi, onun şehri, onun dünyasıydı; bunlar onun halkıydı. Burada sürgünde değildi.”
Sürgün Gezegeni
Sürgün GezegeniUrsula K. Le Guin · İthaki Yayınları · 20163,878 okunma
Reklam
94 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Shakespeare’den okuduğum on beşinci oyun, dokuzuncu komedya. İlk incelememi okumaktan en çok zevk aldığım yazar ve tür üzerine yapmak istedim. Yanlışlıklar Komedyası -özgün adıyla Yanılgılar Komedyası- adından da anlaşıldığı gibi tamamen yanlışlıklar üzerine kurulmuş bir oyun. Birbirinden ayrı kalmış ikiz soylu kardeşler ve onların ikiz hizmetkarlarının aynı şehir içinde bulunması sonucu yaşanabilecek tüm yanılgıların yaşanmasını anlatıyor. Mizahi yönü oldukça güçlü, zaten Shakespeare komedyalarının hiçbirinde sıkılmak mümkün değil bana göre. İçerikte bana güzel şeyler kattığını düşünüyorum, bir şeyi severek okuduğunuzda kendinizi geliştirebilecek çok şey bulursunuz o eserde. Bana biraz On İkinci Gece’yi anımsattı, iş ikisini kıyaslamaya gelirse On İkinci Gece’yi daha çok beğendiğimi belirtmek isterim, oradaki yanılgılar da esere güzel yön vermiş ve beni eğlendirmişti. Başlangıç için güzel olabilir; kısa ve ağır olmayan, eğlendirici bir oyun. Oldukça dikkat çekici replikleri var ve komedya okumayı sevenlerin bayılacağına eminim.
Yanlışlıklar Komedyası
Yanlışlıklar KomedyasıWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20106,4bin okunma