“Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında,
ikisinin arasında insanoğulları yaratılmış.”
Bu sözler bilinen en eski Türkçe yazılı anıtlara, Moğolistan’da Orhon Irmağı kıyısında bulunan taş üstüne yazılmış Orhon yazıtlarına aittir.
Ulusal kültürümüzün temel ‘taş’larından biri, taşlar üzerine yazılmış bir tarih: Orhon Yazıtları.
Türkçe yazının bu başyapıtı, Prof. Dr. Talat Tekin’in titiz ve önemli çalışmasıyla yeniden sunuluyor. Yapıtın ruhuna uygun akıcı ve işlek bir Türkçe’yle sunulan Orhon Yazıtları, Türkçenin başlangıcını ve ulusal bilincimizin oluşumunu merak edenler için özgün bir kaynak.
Orhon Yazıtları ile ulusal kültür hazinemize değerli bir ‘taş’ ekleniyor.
Orhon YazıtlarıTalat Tekin · Bilgesu Yayıncılık · 2017309 okunma
Üstte mavi gök altta yağız yer yaratıldığında, ikisinin arasında insanoğulları yaratılmış. İnsan oğullarının üzerine atalarım dedelerim Bumın Hakan, İştemi Hakan tahta oturmuş. Tahta oturarak Türk halkının devletini yasalarını yönetivermiş.
"Bugün Orhon Yazıtları'nın özelinden bütün Avrasya coğrafyasında bulunan yazıtlar birer hazine olarak Eski Türk kültürünü aydınlatmaktadır. Fakat aslında bütün insanlık tarihinin de çok önemli değeridir. Bunu herkesin bilmesi ve farkına varması gerekir..."
Su Kaynakları: Orhon Yazıtları, bizleri en az bir kutsanmış kaynağın varlığından, Tamir Nehrinin varlığından haberdar etmektedir. Çin yıllıklarına göre, T'u-küeler bu nehrin kıyısında yılda bir kez kurban keserlerdi. Fakat bir başka bölümde, adını belirtmeden kutsanmış kaynaktan ya da kutsanmış kaynaklardan söz edilmektedir: R. Girard'ın görüşüne göre, belki de sözü edilen kaynak yine Tamir'dir. Belki de bir başka bilinmeyen kaymaktır ya da Türk kaynaklarının tamamıdır. T'u-küeler Tamir'e özel önem vermiş olsalar dahi, dikkatlerini başka kaynakların çekmemiş olması hayret verici olurdu. En azından, toprağın yüzeyinde Suyun kaynamasının T'u-küelerde dinsel bir tapınma konusu olduğunu iddia etmek mümkündür.
II. Göktürklere ait yazıtların günümüz Türkçesine çevirisi. Fazlasıyla zor bir çeviri olmasına rağmen gayet anlaşılır seviyede. Göründüğünden çok daha kısa, bir çırpıda bitiyor. Türklerin kendileriyle bu kadar savaşmış olması acıklı. Değerli bir kitap, okunmalı.
Bilgisiz kağanlar, gevşek kağanlar tahta çıkmış, subayları bilgisiz imiş, gevşek imiş. Beyleri ve halkı hak tanımaz olduğu için, Çin halkı (tatlı dilli, çekici?) ve (kurnaz?) olduğu için, küçük kardeşlerle ağabeyler birbirleri aleyhine gizlice düzen kurdukları için, bey geçinenlerle halktan geçinenler birbirlerine düştükleri için Türk halkı kendi imparatorluğunun dağılmasına, kendine kağan seçtiği kağanının da yok olmasına yol açmış. Beylerin oğulları Çin halkına köle olmuş, öz kızları da onların cariyesi olmuş. Türk beyleri Türk unvanını bırakmış, Çin soylularının unvanlarını alarak Çin hakanına boyun eğmişler ve elli yıl boyunca işlerini güçlerini ona adamışlar.
Arapların sunacağı bir tevhit inancının Türkler açısından şaşırtıcı ve yeni bir ciheti yoktu çünkü kendileri zaten "kadir-i külli şey" olan bir tek Tann'ya inanıyorlardı. Doğudaki eski Türklerin en özgün metinleri olan Orhon Yazıtları'nda tek olan, her şeye gücü yeten ve denetleyen bir Tanrı inancı bariz görülür. O kadar ki
(Ey) Türk, Oğuz beyleri (ve) halkı, işitin! Üstte(ki) gök çökmedikçe, altta(ki) yer (de) delinmedikçe, (ey) Türk halkı, (senin) devletini (ve) yasalarını kim yıkıp bozabilirdi?
Orada kötü (niyetli) kimseler şöyle akıl verirler imiş: "(Çinliler, bir halk) uzak(ta yaşıyor) ise, kötü hediyeler verir, yakında yaşıyor) ise iyi hediyeler verir" deyip öyle akıl verirler imiş. (Ey) cahil kişiler, bu sözlere kanıp, (Çinlilere) yakın gidip, çok sayıda öldünüz.
(KT G8) O yere doğru gidersen, (ey) Türk halkı, öleceksin! Ötüken topraklarında oturup (buradan Çin'e ve diğer ülkelere) kervanlar gönderirsen, hiç derdin olmaz, sonsuza kadar devlet sahibi olup hükmedeceksin.
Bulunan en eski Türk yazıtları olmasıyla bilinen orhon ırmağı çevresinde bulunan yazıtlar, Türkiye'ye gelmesi ve Türkçe çevirisi 1924 yılına kadar gecikmiş olduğunu duymak bile çok üzücü. 1889 yılında Rus kaşif buluyor, 1893 yılında Danimarkalı Vilhelm Thomsen yazı dilini çözüyor ama değerini yine çok geç anlıyoruz.
İçerisinde üç farklı dönemde yazılmış, birbirine yakın yerleşimde bulunmuş yazıtları okuduğumda, Antik Yunan çok tanrıcılığını hissettim. İnsanların o zamanlarda da hayatta kalma, destanlaşma isteği, egemen olma tutkusu birebir aynı gözükmekte.
Şimdilerde bile sıkça kullandığımız atasözleri ve deyimlerin ata halini burada görmek soy hissini yaşatıyor.
Orhon YazıtlarıTalat Tekin · Bilgesu Yayıncılık · 2017309 okunma
"Üze kök tenri asra yagız yer kılıntukda ekin ara kişi oglı kılınmış.” Üstte mavi gök altta yağız yer yaratıldığında, ikisinin arasında kişi oğulları yaratılmış.” (Orhon Yazıtları)