Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tezat
"Bugün eskiden olduğu gibi, kişinin hayatına, davranışlarına bakıpbo kişinin inançlı olup olmadığını söyleyebilmek mümkün değil. Ortodoks inancının beyanı, itirafları, eskiden de olduğu gibi kendini beğenmişliklerinden gözleri dönmüş bağnaz, zalim, ahlaksız insanların arasında gerçekleşiyordu. Diğer yandan zekâ, onur, dürüstlük, iyi huyluluk, ahlak, genellikle inançsız olduklarını söyleyen insanlarda görülüyor."
Sayfa 7 - KarbonKitabı okudu
"Devlet partisi olarak örgütlenen Ustaşa, Kiril alfabesini ve Sırpça kökenli sözcüklerin kullanılmasını yasakladı. Ustaşa'nın açıkça ifade edilen hedefi, Sırp nüfusunu üçte birini Hırvatistan ve Bosna'dan sürmek, üçte birini Katolikleştirmek, üçte birini yok etmekti. Onbinlerce Ortodoks Sırp zorla katolikleştirilirken toplu katliamlar gerçekleştirildi. Hırvatistan'ın Lika ve Kordun bölgelerinde, Sırpların diri diri yakıldığı Ortodoks kiliselerinin yakıntıları hala görülebiliyor. Onbinlerce Sırp da Nazi usulünce, Yasonevaç temerküz kampında katledildi."
Reklam
Moğollar ve Ortodoksluk
Moğol'lardan da rus yurduna gelip hıristiyanlığı kabul edenlere erkenden rastlanmaktadır. Altın Orda'nın ilk hanları nazarında din, ehemmiyetli bir rol oynamıyordu. Batu hanın oğlu Sartak hıristiyanlığı kabul etmişti; Saray'da bir ortodoks piskopusluğu mevcuttu. Hanların yakınlarından bazılarının da ortodoksluğa meyilleri olduğu biliniyor ; hatta bunlardan biri Rostov knezinin hizmetine girmiş, hıristiyanlığı kabul etmiş ve "Çarzade Petr,, adiyle tanınmıştı.
Sayfa 86 - TTK,Ankara,1987
Osmanlı sarayında bir Türk’ün hesabını kim sorardı ki? Sarayın ileri gelenleri, vezirleri ve üst görevlileri ya Sırp, ya Hırvat, ya Rum, ya Macar, ya Çerkez, ya İtalyan ya da benim gibi Afrikalılardı. Bir Türk’ün imparatorlukta büyük görevlere getirilmesi şaşkınlık uyandıracak bir gelişme olurdu Osmanlı sarayının gelmiş geçmiş en büyük veziri, on sekiz yaşına kadar Ortodoks Kilisesi’nde ilahi söylemiş olan Sırp Bayo Sokoloviç’ti. Bir delikanlı iken getirildiği İstanbul’da yükselmesini bilmiş, yıllarca imparatorluğu elinde tutmuş, üç büyük padişaha sadrazamlık yapmıştı.
Sayfa 37
Cumhuriyetimizin başında sayıları 100 bini aşan Karamanlı Türk'ünü Rum Ortodoks oldukları için mübadeleye yolladık Yunanistan'a. Bu kişiler Türk'tüler (Oğuz) ve gittikleri yerde de doğru dürüst bir kabul görmedikleri için büyük acılar çektiler. İşte bu dinin kimlik oluşumu üzerindeki etkisidir.
İstanbul
"Allah razı olsun!" dedi ve ıstavroz çıkardı. İşte İstanbul, diye düşündüm. Müslüman duası ve Ortodoks ıstavrozu bir arada. İç içe geçmiş dualar, dinler ve kültürler şehri.
Reklam
... Papa II. Pius'un mektubunun arka planında, Braudel'in deyişiyle söylersek, şimşek hızıyla ilerleyen Osmanlı fetihlerinin Hıristiyan ahalinin aleyhine değil, lehine sonuçlar doğurmuş olmasının payı vardır. Ortodoks ve Katolik ihtilafı yüzünden yüzyıllarca birbirini yiyen Hıristiyan dünyası, yeryüzündeki en büyük Hıristiyan nüfusu barındıran bu İslam devletinin onlara tanıdığı haklar ve serbestiyi gördükçe hayretten hayrete düşüyordu. Osmanlı idaresinin bu esrarengiz hoşgörüsü-ne bir mana veremiyor ve bunun üzerine Fatih'in gizlice Hıristiyan olup olmadığından şüpheleniyorlardı.
Sayfa 166 - Ketebe Yayınları, 1. Baskı (2018)Kitabı okudu
"Katoliklerin ve diğerlerinin de Ortodoks Kilisesi inançlarını bu şekilde gördüğü gibi Ortodoks Kilisesi üyelerinin kendileriyle aynı inançlara sahip olmayan herkesi kâfir kabul ettiğini gördüm. Saklamaya çalışsa da, Ortodoks Kilisesi'nin kendine has dini sembollerini, inancı ifade şekillerini kabul etmeyen herkesi düşman olarak kabul ettiğini gördüm. Böyle olmak zorundaydı çünkü ilk olarak, doğru olana inandığını düşünen bir kişinin bir başka kişiye yalanı yaşadığını söylemesi, insanın diğerine söyleyebileceği en acımasız şeydi. "
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.