Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Osmanlı fetih yöntemi
"İstimâlet" dediğimiz usulde fetihten önce manastırlarla anlaşılıyor; onlara imtiyazlar veriliyor, komşu hükümdarlarla ayrıca tek tek anlaşılıyor; içtimai sınıflar bölünüyor, bunlara ayrı ayrı imtiyazlar veriliyor, aristokrasinin üst kısmı zamanla eritiliyordu. Bunlar Osmanlı'nın ilerlemesinde çok önemli unsurlar olmuştur.
Sayfa 154 - İstimâlet; Osmanlı kroniklerinde “halkı ve özellikle gayrimüslim tebaayı gözetme, onlara karşı hoşgörülü davranma, raiyyetperverlik” mânasında kullanılmıştırKitabı okudu
YENİLGİYİ DESTANLAŞTIRAN SIRP KORKAKLIĞI
Sultan I. Murat aynı zamanda evlilikler yoluyla da topraklar elde etti, örneğin, oğlu Germiyanlılar’dan gelin alınca, Kütahya ve altı ilçesi Osmanlılar’a çeyiz olarak verildi. Ayrıca Hamitoğulları Beyliğinden toprak satın aldı, ancak, prensipte fetih esas genişleme yöntemi olarak kaldı. Ancak, iki cephede savaşmak zordu ve arada bir Müslüman veya Hristiyan güçler Osmanlılar’ı yenmeyi başarabiliyordu. Bunu fırsat bilen Balkanlar’daki Osmanlı tebaası ayaklanarak I- Murat’ı kendileriyle savaş meydanında karşılaşmaya zorladı. Anadolu değil de Balkanlar Osmanlı’nın merkez bölgesi olduğundan Murat bu tehdidi çok ciddiye aldı. 15 Haziran 1389’da, I. Murat 60.000 kişilik bir ordunun başında, Sırplar, Bosnalılar, Eflâklılar, Boğdanlılar ve Arnavutlar’dan oluşan yaklaşık 100.000 kişilik bir orduyla çarpışarak onları Kosova Savaşı’nda bozguna uğrattı. Murat’ın ordusu, Müslümanlar ve Hristiyanlar’dan oluşan karma bir kuvvetti, içinde Bulgar ve Sırp prenslerinin yanı sıra Türkmen beylerinin birlikleri de bulunmaktaydı. Sırp Kralı Lazar savaşta can verdi ve I. Murat da muzaffer ordusunu denetlemeye gittiği savaş alanında, bağlılığını bildirmeye gelmiş bir Sırp askerinin suikastına kurban oldu. Sırplar’ın bu yenilgisi Sırp şiirinde ve folklorunda efsane boyutlarına ulaştı; 19. yüzyılda bu savaş bir ulusal ilham kaynağına dönüştürülerek, bugün de olduğu gibi, kullanıldı.
Reklam
McNeill'in bir kitabında şöyle bir tespiti vardır; fütühat yapan büyük liderleri meselâ Timur, Cengiz Han, ordularını beslemek, için yağmayı esas tutmuştur. Bu taktik, 11. yüzyılda yazılmış Kutadgu Bilig'de şöyle ifade edilmiştir. Kün Togdu der ki, "Sen askerinle bir memleketi ele geçirince zenginleşirsin, bu zenginlikleri askerine vererek askerini artırırsın, askerin arttıkça da yeni ganimet gelir, bu ganimetle ordunu genişletirsin, bu böyle gider." Cengiz Han'ın fetih yöntemi böyledir. Bir kabile reisi olarak, ortaya çıktı, yavaş yavaş bu yolla dünyanın en büyük imparatorluğunu kurdu (aslında Avrupa'nın modern koloni imparatorlukları da az farklıdır, denebilir). William McNeill bu gözlemi yaparken şunu da ekledi: "Fakat Roma ve Osmanlı gibi imparatorluklar, reaya'yı zenginleştirip onların refah ve güvenliğini sağlayarak vergi kaynaklarını artırmak suretiyle güçlü ve devamlı imparatorluklar kurmuşlardır."
Sayfa 318 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
232 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Eser 1854/1914 yılları arasında ki Osmanlı Devleti'nin mali durumunun kısa bir özeti niteliğinde. Detaylı mali durum için kullanılan kaynakça da değerli eserler mevcut. Osmanlının ilk devirlerinden, Cihan Harbi sonrasına kadar özellikle borçlanma konusuna değiniyor. Emperyalist mekanizmanın Osmanlı'nın içine son dönemlerde değil en başından itibaren girdiğini ve sabırla bekleyip artık düşüş yıllarında devletin para piyasasını ele geçirdiğini göreceksiniz. Aslında bu yöntemi Osmanlı'da kullanıyordu. Buna örnek; Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos Seferi öncesinde adaya seçili kişileri gönderip ada içerisinde ticaret yaparak belli bir kesimi daha fetih gerçekleşmeden buna hazırlamasıdır. Osmanlı Devleti'nin yıkılışına onlarca cevap verilebilir fakat hızlanmasının en büyük sebebi kesinlikle ekonomisinin hızla kravatlı tefecilerin büyük iş adamları versiyonlarının eline teslim edilmesi olmuştur. 1908 yılından sonra İttihat ve Terakki'nin yapmaya çalıştığı ama savaş dönemleri dolayısıyla tam olarak gerçekleşmeyen ancak Cumhuriyet sonrası daha iyi adımların atıldığı Milli Ekonomi- Milli Burjuvazinin ne kadar önemli olduğunu eminim kitap sonu anlayacaksınız.
Osmanlı Devleti Dış Borçları
Osmanlı Devleti Dış BorçlarıBiltekin Özdemir · Remzi Kitabevi · 10186 okunma
"ŞİA GERÇEĞİ ve İRAN... İhsan Şenocak'ın Kaleminden."
Büyük Yürüyüş Allah Rasulü “kuruluş”, sahabe ise “yükseliş” dönemidir. Risaletin bereketi ve sahabe olmanın feyziyle onlarca yıl, yıllara sığdı. Hicaz ve çevresi insanlığın diriliş havzası oldu. İslam önü alınamayan bir hızla yayıldı, şehirler, ülkeler İslam Devleti’ne katıldı. O günleri tahayyül edin. Sürekli yeni fetihler var. Mısır, İran ve
Vadedilen Sabahın Ara Nesilleri olan Nurculara Selam Olsun!
6 Şubat 2012 Hayranları tarafından Bediüzzaman, yani Zamanın Harikası olarak tanınan, nüfus cüzdanında Said Okur olarak geçen, hemşerim Bitlisli Said-i Kürdi veya Said Nursi, çok zeki ve cesur bir insan idi ama maalesef, psikolojik bölünmeler ve entelektüel krizler yaşamış bir ilim ve mücadele adamıydı. Rus ve Libya cephelerinde bizzat
Sayfa 574 - Ozan Yayıncılık / Yarı-Rastgele Seçilmiş Makalelerim ve SöyleşilerKitabı okudu
Reklam
NİHAL ATSIZ'IN GÖK SULTAN'I
Tarihî şahsiyetler yalnız yaşadıkları zamanda değil, kendilerinden sonra da isimleri sıkça anılan ve tartışmalara konu olan kişilerdir. Bu anlamda yakın dönem Türk tarihinin kuşkusuz en tartışmalı isimlerinin başını çekenlerden birisi de II. Abdülhamid’dir. II. Abdülhamid’in kendi iktidarı döneminde başlayan ve günümüze dek süren bu tartışmalar
Klasik dönemin kurucusu olarak Fatih Sultan Mehmet'i kabul ediyoruz. Modern dönemin kurucusu olarak da (en azından başlatıcısı olarak) II. Mahmut'u kabul edebiliriz. Kuşkusuz modernleşme uzun bir süreçtir; pek çok padişah ve devlet adamı buna katkı vermiştir. Ancak süreci sistematik olarak başlatan padişah olarak II. Mahmut'u kabul
Beyazıt Meydanı ve Camii
“Bu meydanda, Fatih'in oğlu II. Bayezid'in camisini görüyoruz. Fatih'in kendi anıtsal camii yıkılıp yeniden onarıldığı için, fetih sonrası Osmanlı cami mimarisinin değişmeden kalmış ilk büyük örneği budur. Osmanlı devleti, İstanbul'un fethiyle ciddi bir imparatorluk statüsüne yükselmiş, Roma'dan kalma bu kente yakışır
İbn-i Haldun - Konfüçyüs
_Benzer hadiseleri benzer şartlar veya benzer şartları benzer hadiseler meydana getirmektedir. _O, senin mutluluğunu senden daha çok ister ve senin çıkarlarını da senden daha iyi bilir. Çünkü o, senin idrakinin ve aklının sınırlarının üstünde bir varlıktır _Türkler, savaşçı karakterleri ve kahramanlıkları nedeniyle islâmın kurtarıcısı olmuşlardır.
Reklam
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö