Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap başlarda sıkıcı gelebilir. Sonrasındaysa elimden bırakamıyordum. Okuyacağım başka kitaplarım olmasaydı eğer tüm gün okuyabilirdim. Beni bu kadar etkileyen kitabın konusunu size de anlatmak istiyorum: Ölüm döşeğinde olan yaşlı kadın sırrını damadına son nefesinde açmak için yanına çağırıyor. Kadın damadına; Sovyet idaresinin eline
On İki Sandalye
On İki SandalyeYevgeni Petrov · Evrensel Basım Yayın · 2002169 okunma
424 syf.
10/10 puan verdi
Rus edebiyatının çok bilinmeyen bir klasiği. Bu roman hiciv edebiyatının en güzel örneklerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Roman kahramanlarından Ostap Bender isimli büyük dolandırıcı Rus halkını derinden etkilemiş adına müze kurulmuş müthiş bir roman karakteridir.
On İki Sandalye
On İki SandalyeYevgeni Petrov · Evrensel Basım Yayın · 2002169 okunma
Reklam
Ostap....
Yarın akıl ermez bir sırdır ..Gelecek insanın önüne kefeni gibi bataklıkları örten, gizleyen bir güz bulutu gibi dikilir...Bu perdenin arasında ne vardır. .Kuşlar bağımsız uçarken, kumru- şahinin yanından ...Şahin- kumrunun önünden geçer de birbirini görmezler. .Hızla uzaklaşırlar. ..Ömürleri uzun mudur, yoksa sonuna mı yaklaşıyor...her ikisi de bilmez.
Sayfa 58 - Halk kitabevi 1966 baskısı ...Kitabı okudu
286 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nikolay Vasilyeviç Gogol’un eserlerinin yer aldığı Taras Bulba ve Mirgorod Öyküleri kitabı sırasıyla aşağıdaki dört hikayeden oluşmaktadır: - Eski Zaman Beyleri - Taras Bulba - Viy - İvan İvanoviç ile İvan Nikiforoviç’in Nasıl Tartıştıklarının Öyküsü Eski Zaman Beyleri: Derebeylik zamanında iki ihtiyar karı kocanın yaşamı anlatılmıştır. Bu
Taras Bulba ve Mirgorod Öyküleri
Taras Bulba ve Mirgorod ÖyküleriNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2010379 okunma
Ama son anda Ostap'in mecali kalmamisti. Cevresine bir goz gezdirdi. Aman Allahim hepsi de yabanci insanlar! Bari yakinlarindan biri, bir dostu orada olsa da ölüm saatinde yardim etse! Istedigi anasinin hickirigini duymak, bir kadinin, bir yavuklunun yolunarak agladigini gormek degildi, hayir, o yigit bir erkegin agzindan bir soz duymak, onunla avunmak istiyordu. Dayanamadi : "Baba!! Nerdesin baba! Duyuyor musun beni?" Diye bagirdi. Halki kaplayan derin sükûtun icinden : "Duyuyorum oglum!"
Sayfa 167Kitabı okudu
Ha, birden aklıma geldi, Latince beyitler dizen bir ozan vardı, neydi adı, bakayım? Okumuş bir adam olmadığım için adı hatırımda kalmadı ya, Horatius muydu, neydi? Oğullarından büyüğü Ostap içinden; "Şu bizim moruk ne yaman adam! Her şeyi bildiği halde bilmez görünüyor!" diye geçirdi.
Reklam
O yaşa değin sereserpe yaşamış olan iki çocuk birer yabani gibiydi. Hoş, okulun öteki öğrencilerinin de onlardan geri kalır yanları yoktu. İşte bu yabaniler, eğitildikçe yontuluyorlar, birbirine benzer nitelikler kazanıyorlardı. Büyük oğlan Ostap işe okuldan kaçmakla başladı. Yakalandı, bir temiz sopa yedi, gene kaçtığı yere gönderildi. Tam dört kez okuma kitabını toprağa gömdü, ama dördünde de bir güzel dayak yedi, eline bir yenisi tutuşturuldu. Belki beşinci kitabın başına da aynı şey gelirdi, ama burada işe babası karıştı. Koca Kazak öylesine görkemli bir ant verdi ki, yaramaz oğlan okumazsa, yirmi yıl bir manastıra kapatılacak, ömrü boyunca da Zaporojye'nin yüzünü görmeyecekti. Gel de gülme şu Taras'ın işlerine! Yukarıda da gördük: Okur-yazarlığı aşağılayan, çocuklarıyla alay eden kendisi değil miydi? Neyse, o günden sonra Ostap sıkı bir çalışmaya girdi, hiç sevmediği dersleri belleyerek en iyi öğrencilerden biri oldu.
Koca Taras, iki oğlunu, genç yiğitler arasında ön sıralarda gördükçe koltukları kabarıyordu. Ostap askerlik için biçilmiş kaftandı sanki; öğrenmediği hüner, beceremediği iş yok gibiydi. Hiçbir şaşkınlığa kapılmıyor, her güçlüğün altından büyük bir soğukkanlılıkla kalkıyordu. Tehlikenin biçimini, büyüklüğünü anında değerlendirmesi, zor durumdan sıyrılmanın bir yolunu bulup düşmanını tepelemek için geri dönmek üzere oradan hızla uzaklaşması yirmi iki yaşındaki toy bir genç için küçümsenmeyecek bir beceriydi. Şimdiden davranışlarında kendine güvenen, ne yaptığını bilen bir önderin kararlılığı vardı. Yiğitliği, gözü pekliği yanında aslan gibi güçlü kuvvetli oluşu babasını hayran bırakmaktaydı. - Oo! Bu oğlan büyük bir komutan olacak. Hem öyle büyük bir komutan olacak ki, yanında babası hiç kalır!
Ama işkencelerin sonuna doğru Ostap'ın gücü tükenir gibi oldu. Gözleriyle kalabalığı şöyle bir taradı: Aman Tanrım, hepsi yabancı, hepsi yadırgı insanlar! Hiç olmazsa bir yakını ölürken yanında bulunsaydı! İstediği, ne yufka yürekli annesinin hıçkırıkları, ne de saçını başını yolan, ak göğsünü yumruklayan bir yavuklunun acı çığlıklarıydı. Hayır, hayır, o bir erkeğin ölüm anında avutucu, yüreklendirici sözlerini işitmek istiyordu. Bu candan yardımın yokluğundan sarsıldı; - Baba, nerdesin? Beni duyuyor musun? diye bağırdı.
448 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
On İki Sandalye eseri, Sovyet Edebiyatı’nı mizah, taşlama ve ironi unsuruyla İlya İlf ve Yevgeni Petrov’un beraber yazdıkları ilk roman. Eski bir soylu olan Vorobyaninov, kayınvalidesinin ölüm döşeğinde açıkladığı sırrın ardından sandalyelere saklanmış elmasların peşine düşer ve hazine avcılığında bir de ortağı vardır: Ostap Bender. İkili, elmasların peşinde Sovyet şehirlerini dolaşırken, yeni toplumun panoraması okurun önüne boylu boyunca gözler önüne seriyor. Sovyet bürokratları, mülksüzleştirilmiş sınıflar, başkent ve taşrada yaşanan değişimin mizahi tasviri, On İki Sandalye’yi Rus toplumunun 1920’lerin sonundaki görünümüne dair çarpıcı bir anlatıya dönüştürüyor. “İlf ve Petrov, Sovyetler Birliği’nin parmakla sayılabilecek kadar az ve başarılı taşlama yazarları arasında.
On İki Sandalye
On İki SandalyeYevgeni Petrov · İletişim Yayınları · 2016169 okunma
Reklam
424 syf.
·
Puan vermedi
Yazıçılar əsərdə çox incə yumor və tənqidi zarafatlara əsaslanan ifadələrə yer veriblər. Bəzi ifadələrin anlamını tam başa düşə bilmək üçün inqilabdan əvvəlki Rusiya və Sovet tarixinə müəyyən qədər bələd olmaq lazımdır. Romanın qəhrəmanları qarnında madam Petuxovanın cəvahiratını saxlayan, qoz ağacından hazırlanmış Qambs stulunu tapmalıdırlar. Ölüm döşəyində olan yaşlı qadın öz kürəkənini yanına çağırır və sirrini ona danışır. Qadın kürəkəninə 150 min rubl dəyərindəki cəvahiratını sonradan hüzur evi kimi istifadə olunan evin qonaq otağındakı on iki stullardan birinin oturacağına gizlətdiyini deyir. Kürəkən İppolit Matveyeviç qaynanasının cənazəsini belə gözləmədən həmin 12 stulun axtarışına düşür və bütün hadisələr də elə buradan başlayır. İppolit Matveyeviç hələ yolun başındaykən Ostap Bender adlı bir fırıldaqçı ilə qarşılaşır və bu işdə yola birlikdə davam edirlər. Axtarışlarında məlum olur ki, stulların bər biri ölkənin bir-birindən uzaq məsafəli yerlərində ayrı-ayrı insanlara satılıb. Daha sonra məlum olur ki, qadın günahlarından təmizlənmək üçün sirrini keşişə də etiraf edibmiş. Artıq İppolit və Ostapın bu yolda rəqibləri var. Hətta zaman zaman onların yolları da kəsişir. Bəs cəvahiratları kim tapacaq? :) Ümumilikdə tənqidi yumorlarla dolu olan bu dəyərli əsər dərin məna kəsb edən ifadələrlə zəngindir.
On İki Sandalye
On İki SandalyeYevgeni Petrov · Evrensel Basım Yayın · 2002169 okunma
164 syf.
3/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Taras Bulba
Rus Kazakları ve Lehler arasındaki savaş anlatılıyor. Roman; Kazakların savaşçı kişiliklerine , Leh ve Tatarlarla olan sürtüşmelerine, Ortadoksluluğa sıkı sıkıya bağlılıklarına ayrıca Kotolik kilisesine, Musevilere ,Müslüman ve Türklere kin dolu bakış açılarına da değiniyor. (İçeriğe dair açıklamala/ipucu içerir.) Usta ve hırslı bir savaşçı olan Taras Bulba oğullarının okulları bittikten sonra yiğit birer savaşçı olmaları için Kazakların ordugahı olan Zaporojye 'ye götürür.Zaten kendisi de uzun zamandır savaşmaktan uzak kaldığı için, hem tüm Kazaklar hem oğulları hem de kendisi için savaşmak istemektedir. Savaşçı Kazak'ın küçük oğlu Andrey bu savaş sırasında taraf değiştirir çünkü aşkı seçmiştir.Taras ise bu hainliği kendi elleriyle cezalandırılır.Ancak onu esas kahreden büyük oğlu Ostap'ın tutsak düşüp işkenceyle öldürülmesi olur.Oğlunun ve soydaşlarının idamına engel olamayan Taras Bulba Leh ve diğer taraftan Tatarlara yenik düşen Kazak savaşçıları yeniden toparlayarak canı pahasına da olsa intikamını alacaktır.
Taras Bulba
Taras BulbaNikolay Gogol · Karınca Yayınları · 20031,852 okunma
Taras Bulba ile iki oğlu Zaporojye'ye geleli birhaftayı bulmuştu. Gelgelelim ne Ostap'ın, ne de Andrey'in pek askeri eğitimle uğraştıkları yoktu. Gerçekten ordu otağlarında askeri eğitime fazla önem verilmez, gençlerin savaş alanlarında dövüşe dövüşe yetişmeleri istenirdi. Bu yüzden Zaporojye'de çarpışmalar hiç eksik olmazdı.
448 syf.
9/10 puan verdi
ippolit ve ostap'ın yolculuğu, 1920'lerin sonunda, yeni sovyet rejimini politakalarının başladığı dönemde geçiyor. 2 kahraman, büyük sovyet coğrafyasında, 12 sandalyenin peşinde bir oraya bir buraya savruluyor. onlar moskovo'dan, kaflaslara yollanırken, biz de temas ettikleri karakterlerle birlikte, yeni sovyetlerin; bürokratlarını, memurlarını, özel sektör çalışanlarını gözlemliyoruz, yeni toplumsal ve ekonomik düzenin yarattığı karakterler yazarların hiciv yeteneğini bize göstermiş oluyor. yer yer kahkahalar eşliğinde okuduğum kitap bir kesinlikle iyi bir rus klasiği. kisliyarski ise en güldüğüm bölümlerin sahibi oldu.
On İki Sandalye
On İki SandalyeYevgeni Petrov · İletişim Yayınları · 2016169 okunma
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.