İki Ben'den her biri, öteki bir yanlış yaptığında bir zafer sevinci yaşıyor ama bununla eş zamanlı olarak da kendi beceriksizliğinden ötürü öfkeye kapılıyordu.
Ne çok yalnızlık, ne çok sıkıntı tüketti beni. Kitaplarla ve gizle çevriliydim ben. Bugün onlardan kurtulmaya çalışıyorum. Tam olarak neden kurtulmak? Kendimde biriktirdiğim korkudan mi? Bana hem peçe, hem örtü olan şu sis katmanından mı? Bendeki şu öteki kişiyle olan bağlarımdan, bana yazıp duran ve hala bu dünyadan biriymiş izlenimini bırakmaya çalışan kişiden kurtulmak mı? Yazgımdan ve ona ilk tanık olanlardan mı? Ölüm duygusu kendisine sığınacağım kadar bildik bir şey bende. O halde dışarı çıkacağım. Yeniden doğmak zamanıdır. Gerçekte değişiklik geçirmeyeceğim ama yalnızca kendime geleceğim, bana yazılan yazgı yeniden işlemeye başlayıp da beni yolumdan çevirmeden önce.
Reklam
Mutlak'ın tek yolcusu olan ben, bu yalanlar ormanında kendi dış tenime asılmışım. Camdan ya da kristalden bir duvar ardında tutuyorum kendimi ve ötekiler arasındaki alışverişi gözlemliyorum. Bu kadar ağırlık altında küçülmüşler ve sırtları kamburlaşmış. Nicedir kendimle de, sizinle konuşup duran, gördüğünüzü, duyduğunuzu sandığınız öteki kişiyle de alay edip duruyorum. Ben sevgi değilim, ama ele geçmez bir kaleyim, bozulmakta olan bir serap. Tek başıma konuşuyorum, kekeme herifin ağzından çıkan geveleme sözcükler çalılığında yolunuzu şaşırtabilirim... Kesin olarak öldüğüm gün benden haber alacaksınız bu uğurlu ve güneşli bir gün olacak, içimdeki kuşun öteceği gün....
__ Fizyolojik bir yapı olarak öteki insanlardan bir ayrımım yok. Lâkin dünya dünya olalı kimselerin benim gibi sevdiğini ve sevebileceğini sanmıyorum. İnandığım en kesin gerçek bu canım. Beni ben eden de bu. Başkaca yokum. __
Sayfa 150 - pdf (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)Kitabı okudu
“Azizim!” diye sormuştu: “Sen tıbbiyeyi bitirince ne yapacaksın? Köye mi gideceksin?” Öteki birdenbire boş bulunarak: “Ne münasebet!” dedi. Sonra, pek ustaca olmayan bir ricat yaptı: “Mamafih, icap ederse giderim!” “İcap etmesi nedir? Nasıl icap eder? Köyün doktora ihtiyacı var! Sen gitmek istersen kimse de mâni olmaz. Ne
3 O tarihte mumlar ağırlıklarına göre adlandırılırdı. Asık suratlı, uzun boylu, zayıf, esmer ve tıraşlı kafatası birtakım garip şişkinlikler dolu bir mahpus, pembe, neşeli yüzlü, şişman, tıknaz olan bir mahpusu itti: — Nereye be, damgalı kafa, çekil! — Ne bağırıyorsun be? Haybeye çekilmeyiz biz; sen yıkıl git! Kazık gibi dikildi karşıma. Yani
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.