YouTube kitap kanalımda Sabah Uykum kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/cZco9tl4rBs
"Sabah uykusu kadar sevebileceği biri lazım insana." (s. 3)
Binlerce kişi tarafından okunmuş ve 303 kişi tarafından 10 puan verilmiş bu kitabın içinde neler yazıyor hadi hep beraber bakalım... İncelemeyi okurken yanınızdan sabah
Yaşamak belki
Bir kadının
Her gün elinde bir sepetle geçtiği
Uzun bir caddedir.
Yaşamak belki
Bir adamın kendini bir daldan astığı
Iptir.
Yaşamak belki okuldan dönen bir çocuktur.
.
..
❝Kırılıyoruz, ya sen ya ben
ya da kırılmışlığımız
öyle derin öyle onarılmaz
bir yol arıyor yüzeye vurmak için
bir bahane.
Onarılamıyoruz onaramıyoruz, ekimiz görünmeden
sen ve ben..❞
..
.
Günaydın!.. 🌼...
Gününü, karanlığın aydınlığa ulaştırıcısı
kitapların sayfasında açanlara ve herkese!
Çok değerli ve kısıtlı olmasına rağmen,
basitliğindeki karmaşıklık ve öyle bir sineye
çekilmişlikle yaşatılıyor ki,
yaşamsızlığı içinde hayatımız;
herkes uzaklaşıyor, herkes güvensizleşiyor,
herkes gündüzünde dahi geceye çekiliyor.
Bırakın, günün
“İnsan hayatın ne olduğunu anlayana kadar
ömrünün yarısını tüketmiş olur” (Fransız
Atasözü).
Ülkemizde psikanaliz, psikoterapi ve psikiyatri denilince ilk akla gelen önemli isimlerden biri de
Engin Geçtan’dır. Onun, “Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar”, “Psikanaliz ve Sonrası” ve “Varoluş ve Psikiyatri” gibi eserleri bu alanda
Çakıl,
demek yerine:
“Günaydın çakıl”,
imrenirdim sana
yıllarca,
kabul etmekle
konuşmayı benim yerime.
“Günaydın ozan”
demeliydin, hatta
“Günaydın çakıl”,
tanıtlamak için bana
aldanmayasın diye sözcüklerle.
Ben çakıl olduğum zaman,
daha değerli senden,
özlerdim
insan olmayı.
Biz kardeş olurduk,
ve öyle kıskanç
kıyıcı doğamızla.
💮Alain Bosquet🕊️
Bazı şeyleri genel düşünüp üzerine yazıyorum hani insanız ya hayatımızda bir çok şey var, yani benim öyle.
Siz sadece aşk meşk anlıyorsunuz ona da sözüm yok.
Hayatta varolan tek şey aşk olamaz olmamalıda yanlış yerlerinizle okuyor olabilirsiniz.
Hem aşklar hep yalan dolan neyse ki ben doğruluktan yanayım.
Her paylaştığım şeyi tek tek gerizekalıya anlatır gibi anlatacaksam bi tadı kalmaz ki bu ara tadı da yok erişim vs.
O yüzden kim neyi ne kadar anlıyorsa onunla yetinsin beni ilgilendirmez.
Fazlasıyla yorgunum buraya iki üç satır bir şey yazıp çıkıyorum, burada ikamet etmiyorum, babanızın kızı değilim üslubunuza dikkat edin tabi karşılıklı.
Son günlerde tahammülüm ancak kendime kadar kaldı memnun olmayan takipten çıkabilir açıkçası kimseyle uğraşasım yok. Yeterince açıklayıcı olmuştur diye düşünüyorum güzel insanlara günaydın diğerlerine biraz daha beyinlerini kullanmalarını tavsiye ediyorum diğer türlüsü zor olmalı kullanılmayan bir organ taşımak.
Im birazcık , azcık içimi döksem >.<
Öncelikle günaydın >.<
Im az önce bir şeyler oldu ve ben baya etkilendim.İçimi dökmek için yazmak istiyorum.Okumak ya da okumamak sizin tercihiniz.
Öhöm öhöm...
Evet az önce annemle birlikte kahvaltıyı hazırladım ve sofraya oturduk. O an babam kanallara bakıyordu.Elinde kumanda diğer elinde çay
"AH DOKTOR!!! NEVRİM DÖNÜYOR, DÜNYA DÖNMÜYOR!!"
Tıkır tıkır, tıkır tıkır... Tahta beşik sallar gibi. Bir, iki, üç, dört, beş.. On ikiye kadar. Sonra bir dakika susuyor, yeniden başlıyor.
Ah o hidrofor yok mu?! Delireceğim uykusuzluktan...
..............
Bahçeli, iki katlı, müstakil bir evde doğdum ben. Babamın kendi elleriyle