112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Hiç sonunu daha en başında bildiğiniz bir olayı " Acaba ne olacak?" diye merak ettiniz mi? Yazar daha ilk sayfalarda söylediği cinayeti öyle akıcı bir dille geriye dönüp öncesindeki birkaç saati kurgullayıp en başta söylediğini son sayfada sanki o an haberimiz oluyormuş gibi bize tekrar söylüyor. Okuması zevkli , çerez niyetine skor kitabı. Okumalısınız.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,3bin okunma
193 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ara Güler'in çektiği o fotoğraftan dolayı mı bilmiyorum. Ne zaman Sait Faik okusam, sanki bizzat kendisi, bir balıkçı kayığında bana yazdıklarını okuyormuş da kulağıma yavaşça, hafif acımtırak bir bal damlıyormuş gibi hissediyorum. Medarı Maişet etkileyici bir üsluba sahip, hüzünlü alt yapısıyla lezzetli bir roman. Sansür kurulunun çıkardığı yerler muhtemelen özgür düşünceye tahammülsüzlük ve toplumun ezilen kesiminin kafasında yanlış düşünceler oluşturmasını engellemek maksadıyla çıkarılmış gibi hissediyor. Yine de okuyalım mı, okumayalım mı ayrımında Sait Faik için böyle bir ayrıma gerek olmadığı görüşündeyim. Ne yazmışsa okunası bir isim.
Medarı Maişet Motoru
Medarı Maişet MotoruSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,145 okunma
Reklam
"Ruhlarla meşgul olacak öyle çok maymun var ki şu ruhban sınıfında, insan ineğini bile emanet etmeye çekinir! Şu lüzumsuz adamlara bakın hele! Şeytan habire papaz peydahlıyor! Hakikaten ne Yahudilerin, ne putperestlerin, ne Çingenelerin ne de Tatarların ibadetinde var bu kadar çok kepazelik!" Seyredenlerden beti benzi atmış biri, "Türklerde bile yok mu?" diye soruyor. "Hangi Türkler?" diye şaşırıyor Melchior. "Yakında gelecek olan Türkler... Anlatıldığına göre surlarımızın etrafında okyanusların kıyısındaki kumlar kadar kalabalık bir ordu kuracaklarmış..." Bir başkası daha yüksekten alıyor: "Üstümüze gübre şerbeti dolu koca fıçılar yağdıracaklarmış!" "Ya öyle mi?" Strasbourg' da yayılan yeni söylentiden habersiz Melchior kulaklarına inanamıyor. "Peki neden saldıracaklarmış bize?" "Türkler öyledir! Türk demek saldırır demek... Memleketlerinin biberinden olsa gerek. Biber kıçlarını yakınca onlar da..." Bir başkası daha lafa giriyor: "Anlatılanlara göre en sevdikleri yemek dans edenlerin etiymiş. Türkler şarap yerine kanla sarhoş oluyormuş!"
Derin bir nefes alıp aşağı eğildim. Ardından kolla- rımı beline dolayarak göbeği göğsüme çıkıncaya dek onu yukarı çektim. Baş aşağı duruyordu ve o leziz vajinası tam ağız hizama gelmişti. Küçük bir çığlık atarak içgüdüsel ola- rak bacaklarını boynurna doladı. Ah Tanrı'm, şu an onu bu pozisyonda tutarken bile kendimi kaybetmek üzereydim.
Sayfa 29
Bu çağın insanlarıyız yalnızca.
Hepimizi de saran bir ağ. Hiçbirimiz o ağın büsbütün dışın­ da kaldığımızı iddia edemeyiz. İyisiyle kötüsüyle bu çağın insanlarıyız. Bazen hayatımızda çok şey oluyormuş gibi dü­şünüp mutluluk duyuyoruz, bazen hiçbir şey olmuyormuş gibi düşünüp bunalıma giriyoruz. Ortalamaya bakarsak; ne o ne de diğeri... 80 yıl öncesinin radyosuz, televizyonsuz
Sayfa 189 - Can Sanat Yayınları - I. Basım: Mayıs 2018, İstanbulKitabı okudu
Kocakarı ilacı
"Normal olarak muayeneye başladım," diye devam etti meslektaş Pelageya İvanovna "ama doğum kanalında, elime anlayamadığım bir şey geldi. Böyle ufalanmış mı desem küçük tanecikli bir şey mi desem... Bir baktım kesme şeker çıktı!" "Alın size fıkra! dedi Demyan Lukiç coşkuyla. Affedersiniz ama hiçbir şey anlamadım... "Köylü işte!" dedi Pelageya İvanovna Koca karı ilacı yapan biri öğretmiş. Doğum yapmak Zor oluyormuş kadının. Bebekleri dünyaya gelmek istemiyormuş.Güya çıksın diye kandırmak gerekiyormuş. Onlar da bebeği kandırmak için tatlı bir şey kullanmışlar! Ne korkunç! dedim. Doğum yapacak kadınlara saç veriyorlar çiğnesin diye dedi Anna Nikolayevna. Neden? Kim bilir?
Sayfa 50 - İş bankası yayınarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.