Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Geçen gün üniversitemize Gazze'de gönüllü görev yapmış bir hekim geldi. Bize Gazze'den çok Gazzelilerden bahsetti. Dinlediğim seminerin ne ile alakalı olduğunu bilmesem, inanın sahabe hikayeleri anlattığını sanırdım. Hatta birini anlatmak isterim: Hastanede doktorlar boş kaldıkları bir sırada sıkılmamak için bir oyun oynayalım demişler. Bir kişi bir ayet okuyor ezberden ve yanındaki kişi de o sıradaki ayetten devam ediyor. Hatırlayamayan eleniyor ve sona kalan kişi kazanıyor. Sanki hikayenin sonunda bir köşeden Efendimiz (sav) çıkacak, onları orada yaptıklarına tebessümle bakacak ve belki onlara katılacak gibi. Gerçekten; ayetlere, Kur'an'a olan bağlılıkları ve tevekkülleri öye güçlü ki. Kur'an'la ve namazla yaşamaları, Kur'an'ı ve namaz'ı yaşamaları... Onca zorluk içinde her an herkese elhamdülillah demeleri... Boş yaşadıkları boş geçirdikleri bir anları yok. Kardeşlerim, onlar kazanıyorlar, vallahi kazanıyorlar. Biz onlar yerine üzülmeliyiz ama onlar için üzülmemeliyiz. Kendimize çeki düzen vermeliyiz. Vallahi kendi hayatımızdan utanmalıyız. Evet bağırmalıyız filistin için boykot için ama bu yeterli değil. Elindeki imkanla Allah için yaşamalısın. Çünkü onlar öyle yapıyorlar. Ellerinde bulunan hayatı olduğu gibi Allah' satmışlar, emanet etmişler. Biz de tüm imkanımız ile Allah için yaşamaya çabalamalıyız. Bu savaş, bu zulüm, biz ders çıkarmadıkça bitmez. Duanın vakti geçmedi henüz, dua edeceğiz her şekilde, yaşayarak dua edeceğiz. Onların şahsi manevisini hissederek...
160 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bir sabah gelecek kardan aydınlık inşAllah
Adında anlaşılacağı üzere
Ümmet Bilinci
Ümmet Bilinci
Müslümanların her konuda sağduyulu aklıselim birlik beraberlik içinde yaşaması ve her koşulda yekvücut olmasını anlatan bir eser Tamda İsrailin aylarca filistinlileri göçe zorladığı tek güvenliği ilan ettiği lakin her konuda ahdini bozduğu zalimce,hayasızca hunharca Filistinli Müslümanlara soykırım yaptığı bir
Ümmet Bilinci
Ümmet BilinciSeyyid Kutub · Ehil Yayınları · 201840 okunma
Reklam
10/10 puan verdi
SATRANÇ - STEFAN ZWEIG
SATRANÇ -ÖZET- Kitap 58 sayfadan oluşuyor. Kitap, New York'tan Buenos Aires'e giden iki arkadaşın hikayesi ile başlar nokta gemide santranç dünya şampiyonu Mirko Czentovic 'inde bir turnuvaya katılacağını yazan birçok gazete bulunur. Mirko Küçük yaşlarda anlama, konuşma, okuma, yazmada çok zorluk yaşayan bir köylüdür. Sosyal de
Satranç
SatrançStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023238,3bin okunma
ilk aşk alıntı
"Onun bütün canlı ve güzel varlığında, kurnazlık ve ilgisizliğin, hile ile saflığın, kibarlık ile neşenin tuhaf bir biçimde büyüleyici bir karışımı vardı. Her yaptığı ve söylediği şeyde, her hareketinde, ince, zarif bir büyü vardı. Her şey onun içinde oynayan hayatın biricik, alışılmamış kuvvetini ifade ediyordu. Yüzü de sürekli değişiyordu. O da sanki hep oyun oynuyordu. Hemen hemen aynı anda alaycı, düşünceli ve tutkulu görünüyordu. Sonsuz çeşitlilikte duygular, hafif ve hızlı, rüzgârlı bir yaz gününde birbirini takip eden bulutların gölgeleri gibi gözlerinde ve dudaklarındaydı. Hayranlarının hiçbirini ihmal etmiyor, hepsini idare ediyordu, her birine ihtiyacı vardı..."
Sayfa 46 - Scala YayıncılıkKitabı okudu
- Peki, saçma olmayan ne? + Kişiliğim; bizzat ben. Her şey benim için, evren bile benim için yaratılmıştır. Beni dinleyin dostum; ben bu dünyada keyfince yaşamanın mümkün olduğuna hala inanıyorum. Buna inanmak iyi şeydir. Aksi halde değil iyi, kötü bir hayat bile süremezsiniz; zehir içmekten başka çareniz kalmaz. İşittiğime göre, ahmağın biri bunu
TÜRKİYE İŞ BANKASIKitabı okudu
Ne tatlıydı o ilk geceler. Yazgının cilvesine boyun eğer gibi yan yana uzanıyorduk yatağa ve bir oyun oynuyorduk: O be­nimmiş gibi yapıyor, ben de ona inanıyormuş gibi davranıyor­dum. Oysa şimdi birbirimizi seviyoruz, oyun oynamıyoruz ve yatağımız hüzün içinde artık.
Sayfa 203 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Reklam
Çağımızdan özet...
Sonsuz ve sınırsız tüketim çağında artık her şeyin bir fiyatı var ve bu düzene ayak uydurmayan herkes kırmızı kart görmek korkusuyla yaşıyor. Oyun harala gürele devam ederken, tribünler hınca hınç doluyken, bilet satışları rekor seviyelerdeyken kim oyun dışı kalmak ister? Oyunu durdurmak gibi çılgınlık kimin haddini olabilir? Içine atıldığımız oyunun ne olduğunu sormaya kimsenin cesareti yok. Olup biteni sorgulamak, çağın ruhuna İhanet suçuyla cezalandırılacak kadar ağır bir cürüm. Bizim gibi "garipler"in öz dediği şey, rutine bağlanmış gündelik eylemlerin içinde uçup gitmiş durumda. Rutinin kurallarını makineleşmiş insanlar ve insanlaştırılmaya çalışılan makineler birlikte yazıyor. İnsan kalmaya çalışanlar tutunacak bir dal sığınacak bir melce, çalacak bir kapı arıyor
310 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Saklambaç
Kitap İnceleme Kitabın konusu: Bir keş kendi evinde ölü bulunur. Dedektif Rebus, bu davaya atanmıştır. Bir yandan bu olayı araştırırken bir yandan da uyuşturucu karşıtı bir kampanyanın yürütülmesinde görev almak zorunda kalır. Keşin ölümünün çözümü gittikçe karışmaktadır. Bu ölüm bir intihar mı yoksa cinayet mi? Neden öldü veya öldürüldü?
Saklambaç
SaklambaçIan Rankin · Alfa Yayıncılık · 201853 okunma
"Ben can sıkıntısından korkuyorum." Bu sözüyle Marie-Antoinette, dönemin ve bütün toplumunun parolasını söylemektedir. XVIII. yüzyıl, sonuna yaklaşmış, amacını yerine getirmiştir. Devlet kurulmuştur, Versailles yapılmış, teşrifat mükemmelleştirilmiştir, aslında sarayın artık yapacak işi kalmamıştır; mareşaller -savaşılmadığından artık yalnızca üniformalı birer korkuluk olmuş, piskoposlar -bu nesil Tanrı'ya inanmayı bıraktığından- mor cüppeli kibar beyefendiler haline gelmiş, kraliçe ise -yanında gerçek bir kral ve eğitilecek bir veliaht olmadığından şen şakrak bir hoppa olup çıkmıştır. Can sıkıntısı içinde ve hiçbir şey anlamadan durmaktadır hepsi de, dev dalgalarla akıp gelen çağın karşısında; bazen meraklı ellerini daldırıp pırıldayan birkaç çakıltaşı çıkarırlar; o azametli unsurla, parmaklarını hafifçe yalayıp damlalar sıçrattığı için, çocuklar gibi eğlene güle oynarlar. Fakat hiçbiri selin süratle, gittikçe hızlanarak yükseldiğini fark etmez, sonunda tehlikenin farkına vardıklarında ise kaçacak yer kalmamış, oyun çoktan kaybedilmiş, hayat harcanmış olur.
Makinenin işlevi, emekten tasarruf etmektir. Bütünüyle makineleşmiş bir dünyada bütün sıkıcı angaryalar makineler tarafından yapılacak, bizim ise daha ilginç meşgaleler için zamanımız olacaktır. Bu şekilde ifade edildiğinde, kulağa harika gelir. Basit bir tasarıma sahip bir makine aynı toprağı birkaç dakika içinde çıkaracakken, yarım düzine adamın
Sayfa 203 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.