Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve İnsanın temel özelliği, yani onu hayvandan özce ayırt eden şey, onun tarihselliğidir. Demek ki Tarihi açıklamak, özgür ve tarihsel bir varlık olarak ele alınan İnsanı açıklamak demektir.
Sayfa 217
Ait olduğu yerden uzaklaşarak sona eren Düşünme, bu boşluğun yerini xexvr haline gelerek doldurur; böylece Düşünme bir öğretim aracı olarak kendine önce okulda daha sonra da kültür hayatındaki faaliyetlerde geçerlik kazandırır. Felsefe de yavaş yavaş en yüksek sebeplerden hareket eden bir açıklama tekniği haline gelir. Artık düşünülmez de, "felsefe" yapılır. Bu tip uğraşıların rekabetlerinde bunlar kendilerini kamuoyunda bir -izm olarak gösterirler ve birbirleriyle yarışırlar. Bu tip başlıkların hakimiyeti tesadüfi değildir: bu hakimiyet her şeyden önce Yeniçağ'daki kamusallığın kendine özgü zorbalğında yatar. "Kişiye özel" olmak, henüz özce, yani özgür insan olmak anlamına gelmeyip sadece kamusal olam yok sayarak kendini katılaştırmaktan ibarettir. Bu, kamusal olana bağımlı bir red olarak kalmaktır ve boş bir geri çekilmeyle beslenir.Böylece istemeden de olsa kamusallığın kölesi olduğunu kanıtlar. Öte yandan kamusallığın kendisi ise metafizik olarak belirlenmiştir çünkü o, öznelliğin hakimiyetinden çıkan ve Varolanın Açıklığını her şeyin koşulsuz bir nesneleştirilmesine yetkili kılan bir mekanizmadır. Böyle olunca dil, trafik güzergahlarında aracılık hizmetine başlar; bu yollarda herkesten herkes için birömek bir ulaşılabilirlik olarak nesneleştirme, her türlü sınır gözardı edilerek genişler durur. Böylece dil, kamusallığın zorbalığının boyunduruğuna girmiş olur. Bu diktatörlük neyin anlaşılabilir, neyin anlaşılamaz olduğuna ve reddedilmesi gerektiğine önceden karar verir
Sayfa 9
Reklam
İnsan, özce ve iradi olarak ölümlü olmasaydı özgür olamazdı. Özgürlük, verilmişin karşısında özerkliktir; yani, verilmiş olması bakımından verilmişi olumsuzlayabilmektir ve bir insan, varoluşun verilmiş herhangi bir koşulunun boyunduruğundan ancak ölümle kurtulabilir.
Özel bir fenomenoloji biçemi olarak yalnızca Husserl'de ortaya çıkan transzendental fenomenoloji, bilinip uygulanan bütün düşünme alışkanlıklarından özce başka olan bir davranışı  gerektirmektedir. Reduktion epoche, yalnız yepyeni bir araştırma biçimi değildir; aynı zamanda şimdiyedek işitilmedik bir  araştırma alanını da ortaya çıkarmaktadır: transzendental ben
277 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İlkel insan ile modern insan arasındaki fark temelde bir inanış ayrımından da çok dünyaya bakış; yaşama, algılama, tahlil etme farkıdır. Bugün hala bazı toplumlarda varlığını sürdüren eski insan modern insanın diliyle konuşmayı öğrense bile aynı zamanda kendi alt kültürünün sembolleri ile de dünyayı anlamaya devam eder. Bilincin ve inançların şekillenişi, çevresel faktörler ve doğuştan getirdiğimiz özelliklerle meydana gelir ve bizim dünyaya bütüncül bakış açımızı belirler. Bu nedenle rasyonel dünyada büyüyen şehirli insan için metafizik ya da aşkınlık içeren bilinç durumlarının ve fenomenlerinin pek de bir anlamı yoktur. Castaneda'nın bu eseri yukarıda değindiğimiz rasyonel insan ve eski insanın bir karşılaşmasını içeriyor. Kitap Yaqui kızılderililerinden Don Juan'ın bir araştırmacı olan Castaneda'yı eğitimine alarak onu çeşitli uyarıcı maddeler ile farklı bilinç durumlarına sokmasını ve eğitmesini işliyor. Don Juan mistik ritüellerini gerçekleştirirken ancak kendi içinde anlamlı olan bir gösterge sistemini gözler önüne sermiş oluyor. Özce, sembolik dili ve bu dilin antropolojik çözümlenmesini görmek, bir kızılderilinin gözü ile dünyaya bakmak; anlamak, algılamak, tahlil etmek için bu harikulade eseri sindire sindire okumak ve kitabın ne anlattığını özümsemek gerekli. Don Juan'ın Öğretileri çoğu vakit tek yönlü olan algımızın sınırlarını zorlayan cinsten.
Don Juan'ın Öğretileri
Don Juan'ın ÖğretileriCarlos Castaneda · Epsilon · 2009303 okunma
...proletaryanın kentsoyluluğa karşı savaşımı, özce değilse de biçimce, öncelikle ulusaldır. tek tek tüm ülkelerin proletaryası doğal olarak önce kendi kentsoyluluğuyla başa çıkmak zorundadır... ....
Sayfa 93 - ithaki yayınları 2003 basımındanKitabı okudu
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Edmund Husserl fenomenolojisini pozitivizmin revaçta olduğu, felsefenin de bu yönde yapılmasının daha doğru olacağının savunulduğu ve yavaş yavaş bilimsel çalışmalardan bağımsız salt düşünme uğraşının rafa kaldırıldığı bir dönemde ortaya koymuştur. Felsefenin bir bilim olmadığını, bu yüzden tesirini yitireceğini savunanlara karşın Husserl felsefeyi bilincin bilimi olarak yeniden kurmaya ve bu düşünme uğraşına yeni bir yöntem kazandırmaya çalışır. Husserl dünyanın ve onu oluşturan şeylerin özünün, fenomenolojik indirgeme yöntemi ile apaçık kavranabileceğini düşünmektedir. Bir nesnenin bilgisi ancak bilincin içinde anlamlı hale gelebilir. Bu nedenle şeylerin bilgisi bilince içkindir. Özce fenomenoloji bugün Husserl'in istediği anlamda bilincin saf bilgiye ulaşması için kullanılmasa da Heidegger, Sartre, Scheler gibi filozofları epeyce etkilemiş, psikolojide bilhassa da varoluşsal yaklaşımlarda kendine yer edinmiş ve hala kullanılmakta olan önemli bir yöntemdir.
Fenomenoloji Üzerine Beş Ders
Fenomenoloji Üzerine Beş DersEdmund Husserl · Bilgesu Yayıncılık · 2010157 okunma
Aristoteles, Elea filozoflarının «varlık birdir» savını öne sürerlerken «bir» ve «var» (ya da «dır») sözcüklerinin değişik anlamlarını birbirine karıştırdıklarını ve bir kez bu anlamlar açıklaştırıldığında savlarının çeşitli mantıksal güçlüklere götürdüğünü ortaya koymaya çalışıyor. ¹ Herhangi bir şeyin «bir» olduğu, hangi anlamda ileri sürülebilir? Aristoteles birbirinden farklı üç anlam saptıyor : « ... (a) sürekli olan birdir, (b) bölünmez olan birdir, ayrıca (c) özce aynı olan şeylerin de (örneğin «içecek» ve «içki») bir olduğu söylenir.» ² 1. Fizik, I. Kitap, Bölüm 2 ve 3 2. 185b7
151 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.