Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üzerine-Düşünmek, tarihin, geçmişte geçip gidenin sonradan can­landırılmasındaki anlamından özce farklıdır. Tarih her şeyden önce bir olan-biten olarak gerçekleşmez ve bu bir geçip gitme değildir. Tarihte olan biten, kendi özünü, Varlığın Hakikatinin Takdiri olarak ve Varlıktan çıkarak sürdürür
"Sevgi dünyada yalnız benim onuruma mı dokunacak! Yaşıtımdan ayıplanacak kimse özce kendini düzeltmeye çalışsın...
Reklam
Popper; Bu gaf Batı felsefesine egemen olmuştur.
Ben sağduyuya çok hayranım; ama bunun özünde, kendi kendisini eleştirmeye yönelik bir yeti olduğunu düşünüyorum. Fakat sağduyucu gerçekliğin. özce doğruluğunu sonuna değin savunmaya hazır olduğum halde, sağduyucu bilgi kuramını öznellikçi bir gaf sayıyorum. Bu gaf Batı felsefesine egemen olmuştur. Ben bunu kazıyıp silmeye ve onun yerine, özce oranlamaya dayalı bilginin nesnel bir kuramını getirmeye kalkışıyorum. Bu cüretli bir sav olabilir, ama onun için özür dileyecek değilim.
Sayfa 66 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Toplum,sanat,eleştiri
Halklar ne kadar gelişmiş ve yetişmişse,şiir ürünleri de özce o kadar olgunlaşmış ve derinleşmiştir.
Sayfa 108 - ebyKitabı okudu
Ahlâklılık Buyruğu
Son olarak bir buyruk vardır ki, belirli bir davranışla ulaşılacak başka herhangi bir amacı koşul olarak temele koymadan, bu davranışı doğrudan doğruya buyurur. Bu buyruk "kesin"dir. Eylemin içeriğiyle ve ondan çıkacak sonuçla ilgili değil, biçimiyle ve onu ortaya çıkaran ilkeyle ilgilidir; ve bu eylemde özce iyi olan niyettir, ortaya çıkan sonuç ne isterse olsun olabilir. Bu buyruğa ahlâklılık buyruğu denebilir.
Sayfa 32 - Türkiye Felsefe Kurumu
Reklam
"Başka-sevgisi nasıl gerçekleşir?" sorusu, "Ben-bağnazlığı aşılabilir mi?" sorusuna bağlı, özce. Olanca varlığımızla soralım öyleyse: Ben bağnazlığı aşılabilir mi?"
Aristoteles’e göre canlı varlık cansızdan tabiatça, özce ayrılır. Çünkü onda var olan hayat, maddeyi harekete getiren ve maddi olmayan bir prensiptir. Nitekim bütün tabiat da Platon’un görüşüne göre böyle bir “can”a (nefs) sahiptir: O buna âlemin hayatı (nefs-ül-âlem) diyor. Aristoteles’e göre tabiat yüce bir akıl tarafından idare edilmektedir. O bitkilerin en ilkel derecesinden insana kadar bütün canlı varlıklarda hâkim olan bu prensibe nefs (anima veya nous) diyor.
Sayfa 514 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kojève
Seyreden insan, seyrettiği şey tarafından 'emilmiştir' ve 'bilen özne'de, bilinen nesne içinde kendini kaybetmiştir. Seyrediş nesneyi açığa vurur, ama özneyi açığa vurmaz. Bilme ediminde ve edimiyle -ya da daha doğrusu, bilme edimi olarak- kendini, seyredene gösteren şey özne değil nesnedir. Seyrettiği nesneye 'dalıp gitmiş olan' insan, bir istekle; örneğin yeme isteğiyle kendisine gelebilir' ancak. Bir varlığı Ben olarak oluşturan (kuran) ve onu Ben... ' demeye iterek Ben olarak açığaa-vuran, onun (bilinçli) isteğidir. (Hakiki) Bilgide kendisi tarafından kendisine açığaa vurulmuş olan Varlığı, nesneden farklı ve ona 'karşıt' bir özne tarafından, bir 'özneye' açığa-vurulmuş bir nesne haline getiren şey de istektir. İnsan, kendisinin' İsteğinde ve İsteğiyle ve daha doğrusu, İstegi olması bakımından bir Ben olarak, Ben-olmayandan özce farklı ve Ben olmayana radikal olarak karşıt Ben olarak kendini oluşturur ve kendini açığa-vurur. Ben (insansal Ben), bir İsteğin Benidir -ya da- İstek Benidir.
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.