Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tahmini, Türkiye'nin % 80'inin ruh hali
Yeterli bir özerklik oluşumunun engellenmesi, ortaya çıkan çaresizlik tarafından kamçılanan ve hasıraltı edilen öfke, ilerideki gelişimin çerçevesini oluşturacaktır. Bu tür insanlar için Sigmund Freud'un tasvir ettiği sosyalleşme geçerlidir. Bu insanlar kendi çaresizlikleriyle baş edemediklerinden, kendilerinden nefret etmektedirler. Çaresizliğe neden olan ve onu pekiştiren kişileri tehdit edici birer unsur olarak görmezler; onlara göre asıl tehdit çaresizliğin kendisidir. Sınırsız öfkenin nedeni budur. Hatta başkaları tarafından horlanmanın nedeni olarak gördükleri çaresizlikleri onları o kadar rahatsız eder ki, onu itmekle kalmazlar, aynı zamanda kendilerini hor görenlerin aşağılamalarını da iyice içselleştirirler. Böylece kendilerine ihanet ederler. Kendilerine ve, insanlık dışı tavırları sayesinde güçlü gibi görünenleri hariç, başkalarına duydukları gizli nefret hayatlarının ana motoru haline gelir. Bu tür insanlar için sosyalleşme baskıcı bir süreç olarak bir zorunluluktur.
Sayfa 46 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Özerklik arayışı kişinin kendi rızasıyla da olsa engellenirse, artık derinlerde saklı bir özerklik kalmayacaktır. Bunun yerini, kişinin onu ezen otoriteyle özdeşleşerek güç aramaya çalışması alacaktır. Böyle bir uyum davranışından "normallik" oluşmaktadır. Kişi kendini gerçekleştirmek için hiçbir mücadeleye girişmez.
Sayfa 46 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gerektiğinde gösterilen bütün başkaldırılara rağmen, bu sisteme uyumun bedelini kendi özgürlüğümüz ve canlılığımızdan korkarak öderiz. Çünkü bir toplumun normlarına karşı gelebilmek için bu korkunun bilincinde olmak gerekmez. Bir bakıyoruz, farkında olmadan teslim olmuşuz. Farkında olmadığımız ve bilmediğimiz yerde kendimizi güçle özdeşleştirmişiz. Kendi özerklik korkumuz ve onun neden olduğu yaşama korkusu, hayatımızın farkına varamadığımız bir düğüm noktası oluvermiş. Özerklik olanaklarımızın parçalanması o denli geniş kapsamlı ki, bunun farkına bile varamıyoruz.
Sayfa 35 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Aşk artık insanlardan fedakarlık bağlanma veya sadakat gibi duygular talep etmiyor. aşk artık benimle ilgili .kendimi bulmam ,gerçekleştirme ,özerklik kazanmam ve kişisel olarak gelişmem için bana lazım olan bir şey.
Evet, ağrılar yaşamı muazzam kısıtlarlar, modern benliğin en hassas yerinden yaralar, özerklik talebini ihlal ederler. Fakat kendi iradenizle karar verdiğiniz sakin tavır, ağrıları olabildiğince kabullenmek anlamına gelebilir. Hangi noktaya kadar kabulleneceğime, tereddüt halinde hekime danışarak, kendim karar veririm. Peki hangi maksatla ? Yaşamı, katlanabileceğim oranda,en derin uçurumuyla idrak edebilmek için.
Hepimizin çocukluk dönemindeki özerklik denemeleri, bazıları iyi niyetle de olsa çeşitli gerekçelerle kısmen engellenmiştir. Tabii yine de bunun ne oranda ve hangi şartlarda yaşandığı önemli. Çocuğun özerklik denemelerine ebeveyn doğal olarak bir sınır koyma durumundadır, öncelikle düzen ve çocuğun güvenliği adına. Ancak bu süreç ebeveynin kişilik özelliklerine ve o dönemdeki ruh hallerine göre farklı şekillerde yaşanabilir. Özerkliğin engellenmesi, bağımsızlık denemelerine ket vurma ya da ebeveyne bağımlı kılmanın yanı sıra çocuğun makul sayılabilecek seçimlerine müdahaleyi de içerir.
Sayfa 25
Reklam
İnsanın belirli bir referans çerçevesinde tutarlı bir kimlik geliştirebilmesi, iç sesiyle uyumlu seçimler yapabilme oranına önemli ölçüde bağlıdır. Bir başka deyişle, seçimlerini ne oranda özerk bir şekilde yapabildiğine. Özerklik, bir insanın seçimlerini dış etkenlerden ve şartlanmalardan bağımsız şekilde ve iç sesi doğrultusunda yapabiliyor olma özgürlüğüdür.
Sayfa 24
Estetik biçim, özerklik ve gerçeklik karşılıklı ilişkilidir.Her biri toplumsal-tarihsel bir fenomendir, ve her biri toplumsal-tarihsel arenayı aşar.
Ama özerklik eğilimini reddetmemizin nedeni, bize yalnızca boyunduruk altında olduğumuzu hatırlatma ihtimali değildir. Gerçek özerklik, çaresizlikten kaçmak için ayak uydurduğumuz güç oyunlarının maskesini düşürmektedir aslında. Hepimiz bir dereceye kadar bu oyunun içinde olduğumuzdan, sonuç, istemesek de, insanlıktan çıkmaya yönelik genel bir eğilim olarak karşımıza çıkar.
Sayfa 25 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Suçluluk duygusunun özeti sanki
Kendimize çocuğun ilk öğrendiği şeyin ne olduğunu sorduğumuzda şu kaçınılmaz sonuca varıyoruz: Çocuk, öğrenilecek hiçbir şeyin olmadığını öğrenmektedir. Çocuk, kendi davranışlarını varlığının gelişmesi için ana çıkış noktası yapmamayı öğrenmektedir. Bu öğrenilecek hiçbir şeyin olmadığını öğrenme tecrübesi, özerkliğin yanlış gelişimindeki belirleyici noktadır. Özerkliğin hasar görür ve kendi gereksinimlerimizi daha ziyade tehlikeli, hatta düşmanca şeyler olarak algıladığımız yanlış bir gelişim başlar. Özerklik ve bizi özerkliğe doğru götürme ihtimali olan her şey zamanla içimizde korku uyandırır.
Sayfa 19 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Özerklik, bir insanın kendi duyguları ve gereksinimleriyle tam anlamıyla uyum içinde olduğu denge durumudur. Genelde özerklik denince, aklımıza kendi önemimiz ve bağımsızlığımız gelir. Bu, özellikle bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde iktidar ideolojisine uygun bir kendilik için geçerlidir. Özerk olarak tasvir ettiklerimiz, bu yüzden çoğunlukla soyutlaşma üzerine kurulmuş bir kendilik fikrine hizmet etmektedir. Böyle bir kendilik'ten yayılabilecek başkaldırma bile sadece ebeveynlerin, okulun ve toplumun zihnimize sıkıştırdığı kısıtlayıcı, bozucu ve bencil özellikler kategorisini yansıtır.
Sayfa 15 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Aslında umut dolu bir toplum muyuz yani?
Özerklik, derinlerde kaybolarak boyunduruk altına girmek ve bir başkasının isteklerine teslim olmak şeklinde kendini gizleyebilir. Bunun altında umut yatar.
Sayfa 13 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Özerklik için verilen mücadele canlılığı geliştirir. Ama sosyalleşme sürecinde özerklik ne kadar engellenirse, o kadar aslında engellemeye çalıştığı kötülüğü besleyen bir sürece dönüşür bu. Anne baba sevgisi, kendini kabul ettirmek için boyunduruk altına girmeyi ve bağımlı hale gelmeyi gerektirir şekilde ortaya çıkarsa, topluma uyum bir çeşit itaat sınavı haline gelir. Bunun sonucunda doğan istekler, gerçek duyguların kaybına yol açarak, insanı kendi kötülüğünün kaynağı haline getirmektedir.
Sayfa 12 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Engin Geçtan/Zamane
Engin Geçtan Zamane'de geniş bir zaman aralığında, Türkiye'de yaşanan süreçlere uzmanlık alanı olan psikiyatri perspektifinden bakıyor, toplumun ve bireylerin değişmesine dair değerlendirmelerde ve yorumlarda bulunuyor. Otorite, öfke, sıkışmış kızgınlıklar, persona ve gölge, özerklik, kimlik sorunları, çocuk yalnızlığı gibi konularda söz alırken klinik deneyimlerinden gözlemler de aktaran Geçtan'dan zamane hallerine yılların birikiminden bir bakış...
Zamane
ZamaneEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20201,096 okunma
Ana Çizgileriyle Bad-Godesberg Programı
- Özgür bir ekonomi politikasının ana görevi, büyük ekonomik işletmelerin gücünü denetlemektir. Devlet ve toplum, güçlü çıkar gruplarının yemi haline gelmemelidir. - Etkili küçük ve orta boy işletmeler, büyük işletmeler karşısında varlıklarını koruyabilmek için güçlendirilmelidir. Özel grupların piyasaya egemen olmalarını engellemek açısından, kamu işletmelerinin rekabeti mutlak sonuç verecek bir araçtır. - Kamu mülkiyeti, kamu denetiminin, hiçbir çağdaş devletin vazgeçemeyeceği meşru bir biçimidir. Ekonomik güçler arasındaki ilişkilerin sağlıklı bir örgütlenmesi başka araçlarla güvence altına alınamadığı zaman, kamusal mülkiyet yararlı ve zorunlu olabilir. - Devletin elinde de olsa, ekonomik gücün her türlü yoğunlaşması tehlike yaratır. Bu nedenle de, kamu mülkiyeti, yönetsel özerklik ve yerinden yönetim ilkelerine göre kullanılmalıdır. - Sosyalizmin özü, dün olduğu gibi bugün de, yönetici sınıfların ayrıcalıklarının yokedilmesinde ve bütün insanlara özgürlük, adalet ve refah götürülmesindedir. Sosyal Demokrat Parti, işçi sınıfının partisi iken, giderek tüm halkın partisi olmuştur. - İşlerin bizzat yurttaşlar tarafından yönlendirilmesi dahil, yerel özerklik ilkeleri sosyal demokrasi için önemlidir. Dernekler de çağdaş toplumun yararlı kurumlarıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.