Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Russell, bileğini Wittgenstein'ın kuvvetli ellerinden kurtarıp,soğuk soğuk, "Hayat bilmecesini çözdüysen, niçin kendini öldürmeye bu kadar can atıyorsun?" dedi. "Herhalde cevaptan hoşlanmadığım için. Bu, bana yapacak bir şey kalmadığı anlamına geldiği için. Bir mesleğim yokmuş gibi geliyor bana. Felsefe! Hamal da benim kadar felsefe biliyor. Bildiğini bilmiyor, ama işte bunun için biliyor. Hamal basit biridir, Russell. Basit olmak nedir? Bir süpürge basit midir? Yoksa, sapı ve fırçası var diye karmaşık mıdır?"' "Yine felsefe yapıyorsun," dedi Russell, kendine biraz daha şarap koyarak. "Felsefeden tıpkı bir filozof gibi tiksiniyorsun.Düzüşmekten gına getirmiş kart bir orospu gibi konuşuyorsun." "Metafizik karşıtı, Russell," diye fısıldadı Wittgenstein. "Bilme isteği. Hastalık bu. Cennetin çürük elması. Kesinlikle hiçbir şey bilmiyorum ben. Sadece olanın olduğunu biliyorum. Her sabah saat sekizde temizlikçi bu odaya girer,halıyı süpürür ve ,çeker gider. Ama felsefeye bu kadarı yetmez. Ayıklayıp eşlememiz, halıların özünü ve süpürme ediminin içsel yapısını açığa çıkarmamız gerekir. Temizlikçim bu saçmalığı bilmeksizin kavrar. insanlar hiçbir zaman bilgiyi aramazlar. Sadece ne yaparlarsa onu yapar, hareketlerinin masum apaçıklığı içinde yaşarlar."
Çinin yüce bilgelerinden ve Tao öğretisinin müellifi Lao Çe, "Tao te King" adlı eserinde 'bilgeliğ'in esâsını teşkîl eden 'özbilinç' demek olan 'kendini bilmeğ'i, öteki 'bilme' bağlamlarından şöyle ayırdetmiştir: "Kendini Bilmek Başkalarını bilen bilgilidir; Kendini bilense, bilgedir. Başkalarına hâkim olan kaba kuvvete
Reklam
Özellikle sanat tarafımızı geliştirmek zorundayız. İşte ruhun, beynin ve kan dolaşımının ana besini müzik. Edirne'de ve Kayseri'de müzikoterapi odalarını görünce ne kadar doğru düşündüğümü bir kere daha anladım.  İnsan berrak düşünme ve saflığa vardıkça, üretkenliği artacaktır. Bunu unutmayın! Saflığa ulaşmayan bir kişinin kendinde olan yetenekleri bilme şansı azdır ve zamanının çoğunu endişelerle geçirir. En önemli süreç yememenin lezzetiyle başlar. Susmak ve beynin sessizliğinde sesini duymak senin özünü bulma yolundur. 
“Anne babalarımızın varlığı bize hep bir yaşama direnci verir; bir çocuklaşma temayülü, olmadık zamanlarda şımarabilme imtiyazı.. az şey değildir bu. İnsan ruhunu ezen modern çalışma düzenine, giderek maddileşen ve insani özünü kaybeden hayata, dışarıdaki dünyada süren onca zalimliğe karşı kendimizi koruyabileceğimiz bir sığınaktır.” Okurken gözümden damlalar akıtan satırlar. Zaman çok acımasız geçiyor. Hep düşünmüşümdür annemi ya da babamı kaybettiğimde nasıl gider bu hayat diye daha onları kaybetmeden bir gün kaybedeceğimin korkusu ile ağlarım ara ara.. Çünkü ben büyüyorum ve onlar yaşlanıyor.. Rabbim annesi babası olmayanların yardımcısı olsun.. Bu hayat zaten zor kimsesiz kalınca kim bilir ne kadar zordur.. Bazen her şeyden çok bunalır gelir koca kız annemin babamın bacağına yatar, kucağına oturur zorla kendimi sevdiririm. Azcık sevin beni der saçımı okşatır, bunun verdiği sığınma ve çıkarsız sevildiğini bilme duygusu ile rahatlarım.. çünkü insan hep sığınmak ister hele ki biz kadınlar daha fazla..
özünü bilme
Özde kim olduğunu bilen biri potansiyelini doldurabilir.
Geri17
113 öğeden 106 ile 113 arasındakiler gösteriliyor.