Aslına bakarsanız “sokak nörolojisinin” saygıdeğer bir öncüsü vardır. James Parkinson, Londra sokaklarının iflah olmaz bir gezginiydi, tıpkı ondan kırk yıl sonraki Charles Dickens gibi. Parkinson, ismini taşıyan hastalığı muayenehanesinde otururken değil de kalabalık Londra sokaklarında tanımış ve tarif etmişti. Nitekim Parkinson hastalığı sadece klinikte kalınarak hakkıyla ne gözlemlenebilir ne de kavranabilir; kendine has özelliklerinin büsbütün gün ışığına çıkması için karmaşık bir etkileşimin yaşanacağı açık bir alana ihtiyaç vardır. Parkinson hastalığı ancak hayatın içinde tam anlamıyla gözlemlenip kavranabilir.
Sayfa 141Kitabı okudu
Yeni bir araştırmada ev hayvanı olarak bakılan köpeklerin Parkinson hastalığı ile ilişkili kokuları tespit edecek şekilde eğitilebildiği gösterildi.
Sayfa 8
Yeni bir araştırmada ev hayvanı olarak bakılan köpeklerin Parkinson hastalığı ile ilişkili kokuları tespit edebilecek şekilde eğitilebildiği gösterildi.
Beyindeki dopamin salınımının artması, bir dizi sağlık sorununa veya hastalığa yol açabilir:
1. Bağımlılık: Yüksek dopamin seviyeleri, kişinin madde veya davranışlarla bağımlı hale gelme riskini artırabilir. Özellikle uyuşturucu bağımlılığı, kumar bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı gibi durumlarda dopamin sistemi önemli bir rol oynar.
2. Şizofreni: Şizofreni gibi psikiyatrik bozukluklarda dopamin dengesi önemlidir. Beyindeki anormal dopamin seviyeleri, şizofreni semptomlarını tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir.
3. Bipolar Bozukluk: Bipolar bozukluk, duygulanım değişiklikleri ve dönemsel mani veya depresyon atakları ile karakterize bir ruh hali bozukluğudur. Dopamin dengesizlikleri, bipolar bozukluk semptomlarını etkileyebilir.
4. Parkinson Hastalığı: Parkinson hastalığı, beyinde dopamin üreten hücrelerin kaybına bağlı olarak ortaya çıkar. Bu hastalıkta, dopamin seviyelerinde azalma görülür.
5. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): DEHB'nin nörobiyolojik temellerinden biri, dopamin dengesizliğiyle ilişkilidir. Yüksek dopamin seviyeleri DEHB semptomlarını etkileyebilir.
Dopamin salınımındaki dengesizlikler, birçok nörolojik ve psikiyatrik bozukluğun yanı sıra bağımlılık ve dikkat eksikliği gibi durumları da etkileyebilir. Bu nedenle, dopamin seviyelerinin sağlıklı bir şekilde dengelenmesi önemlidir.
Kaynak: Chat GPT
Aslına bakarsanız “sokak nörolojisinin” saygıdeğer bir öncüsü vardır. James Parkinson, Londra sokaklarının iflah olmaz bir gezginiydi, tıpkı ondan kırk yıl sonraki Charles Dickens gibi. Parkinson, ismini taşıyan hastalığı muayenehanesinde otururken değil de kalabalık Londra sokaklarında tanımış ve tarif etmişti.
Plasebo ve Nörobilim
“Parkinson hastalığı, ağrı sendromları ve depresyonu olan hastaların %50'ye varan oranda pozitif plasebo yanıtı görülmektedir.
Bu plasebo yanıtı, invazif prosedürler veya ilerlemiş hastalık durumunda daha belirgindir.”
--Nico J. Diederich, Christopher G. Goetz, The placebo treatments in neurosciences New insights from clinical and neuroimaging studies, Neurology®️ 2008;71:677–684
Protein, DNA ve yağ dahil hiçbir doku, serbest radikallerden
zarar görme riskine karşı bağışıklık kazanmış değildir ve yağ
özel bir endişe kaynağıdır çünkü insan beyninin kuru ağırlığının
%70'ini oluşturur ve serbest radikal hasarından korunması en zor
dokulardan biridir. Yağ aslında hassas bir kimyasaldır ve serbest
radikallerden zarar gördüğünde sertleşir. Bu, beyin söz konusu
olduğunda, nöronların birbirleriyle iletişim kurma yeteneklerini
sınırlayan tehlikeli bir işleve dönüşmektedir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi serbest radikal hasarı Alzheimer, Parkinson, amyotrofık lateral skleroz (ALS veya Lou
Gehrig hastalığı), multipl skleroz, hatta genel beyin yaşlanması
da dahil olmak üzere tüm dejeneratif beyin rahatsızlıklarının
altında yatan nedendir.
Ayrıca serbest radikallerin tehlikesi iki yönlüdür. Birincisi,
daha önce de belirtildiği gibi bu reaktif kimyasalların, saldırdıkları dokuları doğrudan değiştirerek düzgün çalışmalarını engellemesidir. İkincisi, serbest radikal eyleminin, DNA tarafından
kodlanmış olan hücrenin intihar etme talimatlarının kilidinin
açıldığı apoptozu başlatmasıdır. Bu nedenle glutatyonun sunduğu
antioksidan koruma, odakta olmayı hak etmektedir.
Antipsikotikler dopamin reseptörlerini tıkayarak işlev gösterir. Artık 30 yaşını geçmiş olan "dopamin hipotezine" göre fazla dopamin şizofrenide pozitif semptomlara yol açmaktadır. Hatta her tür dopamin fazlalığının şizofreni semptomlarıyla sonuçlanması beklenebilir. Gerçekten de tam olarak böyle olur. Mesela Parkinson hastalığı dopamin eksikliğiyle ilişkilendirilmiştir. Gel gelelim Parkinson hastalarına dopamin seviyesini artıracak ilaçlar verildiğinde bazılarında pozitif semptomlar ortaya çıktığı görülmüştür.
Sayfa 537 - Şizotipal KişilikKitabı okudu
Dostumuz (mu) Kahve?
Hepimizin sahip olduğu ortak sorunlar var. Tüm insanlığın birbiriyle rekabet ettiği bir dönemde doğduk ve bu yüzden sürekli stres altındayız. Bazen bu rekabete ayak uydurabilmek için uykumuzdan feragat etmek zorunda kalıyoruz. Arada bir mola verip arkadaşlarımızla konuşmak istediğimizdeyse telefon ekranları yüzünden cansız konuşmalarla yetinmek
Vücutta yeterli A vitamini bulunmadığında beyniniz gelişimini tamamlayamaz, kör olabilirsiniz ve enfeksiyonlara karşı da son derece savunmasız hale gelirsiniz. D vitamini eksikliğiyse aralarında şizofreni, Alzheimer hastalığı, Parkinson, depresyon, mevsimsel duygu-durum bozukluğu ve Tip-1 şeker hastalığı gibi otoimmün problemleriri de bulunduğu pek çok kronik hastalıkla yakından ilişkilidir.
Özellikle ameliyat olmanız gerektiği söylendiğinde, sağlık problemlerinize bir teşhis konmakta gecikildiğinde, tekrar tekrar yeni testlere ihtiyaç duyulduğunda, konulan teşhis doktorunuzun uzmanlık alanının dışında kaldığında ve uygulanan tedavilere rağmen şikâyetleriniz, sorunlarınız devam ettiğinde yeni bir görüş almaktan, ikinci fikre başvurmaktan çekinmeyin.
Bilhassa size kanser, şeker hastalığı, hipertansiyon, kronik yorgunluk, depresyon, romatizmal hastalıklar, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, kronik yorgunluk, hipoglisemi ve benzeri uzun süreli kronik sağlık sorunları ile ilgili teşhisler konduğunda ikinci fikrin daha da önemli hale geldiğini unutmayın.
Magnezyum ve Bozukluklar
“Magnezyum eksikliğinin hipertansiyon, diyabet, insülin direnci, kilo alımı … migren, baş ağrısı, yorgunluk … astım, romatolojik hastalıklar, fibromiyalji, artrit, nöropati, uykusuzluk, kronik kabızlık, kas krampları, dikkat eksikliği, adet öncesi sendromu, stres, depresyon, anksiyete, kulak çınlaması … Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, katarakt, glokom ve daha birçok hastalıkla ilişkisi vardır.”
-Metin ÖZATA, Magnezyumun İyileştirici Gücü
Not: Diyet Destek Ürünleri veya Takviyeleri Hekim kontrolünde kullanmayı unutmayınız!