Parkinson’s disease is an illness of dopamine deficiency in a pathway that’s responsible for controlling muscle movements.
-Parkinson hastalığı, kas hareketlerini kontrol etmekten sorumlu olan dopaminin eksik olmasından kaynaklanır.
Parkinson hastalığı dopamin üreten beyindeki sinir hücrelerinin dejenere olmasından(bozulmasından) dolayı ortaya çıkmaktadır. Dopamin özellikle yüzdeki, kollardaki ve bacaklardaki istemsel hareketler olmak üzere motor(kas) fonksiyonunu kontrol eden anahtar kimyasaldır.
Sayfa 204Kitabı okudu
Hay lanett!..
Demansa neden olan klinik hastalıklar arasında AIDS, yaralanmaya bağlı beyin hasarı, Parkinson hastalığı, Huntington hastalığı, Pick hastalığı, Jakob-Kreuzfeld hastalığı, hipotiroidi ve vitamin B12 eksikliği, çeşitli beyin tümörleri sayılabilir.
Nüfus bazlı kontrol çalışmasından elde edilen veriler, günlük kalori tüketimi en düşük olan bireylerin Alzheimer ve Parkinson hastalığı risklerinin de en düşük seviyede olduğunu göstermektedir.
Dostumuz (mu) Kahve?
Hepimizin sahip olduğu ortak sorunlar var. Tüm insanlığın birbiriyle rekabet ettiği bir dönemde doğduk ve bu yüzden sürekli stres altındayız. Bazen bu rekabete ayak uydurabilmek için uykumuzdan feragat etmek zorunda kalıyoruz. Arada bir mola verip arkadaşlarımızla konuşmak istediğimizdeyse telefon ekranları yüzünden cansız konuşmalarla yetinmek
Gayet açık Antisemitistlere bakış açısı!
Ne var ki tüm bu kırıtkan tahtakurularını sevmiyorum, sonunda ‘sonsuz' tahtakurusu kokana dek, ‘sonsuz’u koklama hırsları doymak bilmeyen bu tahtakurularını sevmiyorum; yaşamın tiyatrosunu oynayan yaldızlı mezarları sevmiyorum; bilgelik kisvesine bürünmüş ve “nesnel” bakan yorgunları ve yıpranmışları sevmiyorum; saman kafalarını görünmez kılan bir ideal külahı giymiş, allanıp pullanıp kahraman görünümü verilmiş tahrikçileri sevmiyorum; çileci ve rahip olmaya soyunan, ama aslında acınası birer palyaçodan başka bir şey olmayan ihtiraslı sanatçıları sevmiyorum; şu en yeni idealizm spekülatörlerini de sevmiyorum, bugün gözlerini Hıristiyanca-Arice-dar kafalıca deviren ve en bariz tahrik yolunu, ahlakçı edayı, her sabrı tüketecek kadar kötüye kullanarak halkın tüm ahmakça yanlarını ayağa kaldırmaya çalışan şu Antisemitistleri (bugünün Almanya’sında her tür düşünsel sahtekarlığın başarıya ulaşıyor olması, Alman tininin artık yadsınamaz ve şimdiden elle tutulur hale gelmiş olan çoraklığı ile ilintilidir; ben bu çoraklığın nedenini salt gazete, politika, bira ve Wagner müziğinden oluşma bir beslenmede ve bu perhizin ön koşulunu oluşturan şeyde arıyorum: önce, milletçe bir daralma ve kendini beğenmişlik, kuvvetli ama dar bir ilke olan “Almanya, her şeyin üstünde Almanya” [Deutschland, Deutschland über alles] ilkesi; sonra da, “modern fikirler”in paralysisagitans’ı [titreyerek çözülme, Parkinson hastalığı]).
